12.Bölüm: ''Cehennemde görüşürüz.''

Start from the beginning
                                    

Eğitiminden kaçtığı ilk günden beri her gün buraya geliyor, bir zamanlar büyüğü ile yaşadığı bu evde, yabancı seslerin ve iç tırmalayıcı gülüşlerin yasını çekiyordu.

Ne kadar da yakışmıyordu hiçbir şey onun yanına.

Park Jimin etrafı bir güneş gibi aydınlatırken, ne kadarda karartıyordu yanındaki gölgeler ruhunu.

Huzursuzca kıpırdandı.

Yumruk yaptığı elleri kaşınıyor, harekete geçmek için can atıyordu.

Ama bekliyordu.

Jimin'in kapıdan çıkıp, uzun bir süre eve gelmeyeceği bir anı kolluyordu.

Ve beklediği an, dakikalar sonra geldi.

Jimin, yeri titreten adımları ve sert bakışlarıyla merdiven basamaklarından inerken, Jeon Jungkook, içindeki kanın fokurdamaya başladığını biliyordu.

Tüm hücreleri onun için titriyordu.

Ona doğru koşmak için...

Ona kapılmak ve ruhunu ruhuyla birleştirmek için...

Küçükken ona duyduğu hayranlık yerini büyüdükçe çok daha derin hislere bırakmıştı.

Ve Jungkook bu hisler ile başa çıkamıyordu. Ona olan sevgisini baskılayamıyordu.

''Az kaldı sevgilim.'' diye mırıldandı arkasından. ''Çok yakında senin için de geleceğim.''

Ve yavaşça, az önce Jimin'in ayrıldığı eve doğru ilerlemeye başladı.

Kurbanını avlamasına çok az kalmıştı.

-

''Kime bakmıştınız bayım?''

''Ah, beni Park Jimin gönderdi. Karısına, (ki bu kelimeyi söylerken nefretle tıslamıştı) vermem gereken bazı dosyalar var.''

''Bana verin. Bayan Jaeyeon'a hemen ileteceğim.''

Pekala.

Jeon Jungkook sabırsız bir adamdı ve sevgilisinin evine uzun zaman sonra ilk gelişiydi. Olabildiğince medeni davranmıştı değil mi?

Şimdi kendi yöntemlerini kullanma zamanıydı.

Gülümsedi.

''Sessiz ol ve kapıdan çekil.'' diye emir verdi kadının zihnine doğru.

Hizmetli kadın saniyeler içinde duyduğu emirlere uyarken, Jeon ise karanlık ruhuyla, çocukluğunun geçtiği eve ilk adımını atmıştı.

''Nerede?'' diye sordu Jaeyeon'u kastederek.

''Yukarıda.'' diye yanıtladı kadın.

Jungkook, hizmetli ile aralarındaki mesafeyi kapatarak, kadının yüzünü kendi avuçları arasına hapsetti ve dudağına bir öpücük kondurdu.

''Adın ne?'' diye sordu usulca.

''Nayrona.''

''Nayrona.'' diye tekrar etti Jungkook. ''Benim için bir şey yapar mısın?''

''Evet, yaparım.''

Jungkook, mutfağın tenha kısmına geçip gölgeler arasına karışırken, yumuşak bir tonda fısıldadı.

''Tezgahtaki bıçağı al ve hayatına son ver.''

Nayrona denileni yaptı. Tereddüt bile etmeden.

Cunning Child | JikookWhere stories live. Discover now