'2'

13.9K 1.2K 164
                                    

BÖLÜM '2'

'3 Ay Sonra'

Isabella, alnından aşağı akan teri elinin arkasıyla sildi.

Mısır'ın havası düşündüğünden de sıcak çıkmıştı. Yarıladığı su şişesini yeniden dudağına götürürken, kazı çalışmasını izlemeye devam etti. Yaklaşık bir haftadır burada, kazı çalışmalarının yapıldığı yerin biraz ötesinde ekiple beraber kamp yapmaktaydı.

Nil Nehri'nden iki en fazla üç kilometre uzaklıktaki bu alan, kum ve taşların arasından çıkan yeşilliklerle doluydu. Sıcaktı, sıcaklık hem tepeden, hem de kumdan yansıyarak onu kavuruyordu ama şikâyet edemeyecek kadar halinden memnundu.

Mısır, bu mesleğe adım attığından beri en çok görmek istediği ülkelerin başında geliyordu. Zengin bir geçmişe sahipti, özellikle de tarih meraklıları adına kurcalanmak ve keşfedilmek için idealdi. Eski toplumların oluşturduğu kültürler, tanrılar ve beraberinde gelişen mitler, en büyük zaaflarıydı. Kitapları karıştırarak araştırmayı, öğrenmeyi seviyordu. Bilgi haznesine bir yenisini daha eklerken, kafasındaki gizemleri çözmek veya bir yenisiyle boğuşmak onun kendince en ideal vakit geçirme şekliydi.

Arkeolojiyi bu yüzden seçmişti. Tarihe çocukluğundan beri bastırılamaz bir ilgisi olmuştu ve zamanla bu tutkusu giderek alevlenmiş, sonunda da arkeoloji alanında diploma almasına gebe olmuştu. Tarihi keşfetmenin yanı sıra, iyi bir gözlemciydi. Açık arazilerde dolaşmayı, ufak detayları yakalayarak üstünde kafa yormak hoşuna gidiyordu.

Şimdi de buradaydı.

Yaklaşık iki saattir durmaksızın kazı alanında koşuşturmasından sonra, profesörü biraz dinlenmesi için ısrar etmiş ve kendisinin de itiraz etmesi mümkün olamadığından, oturduğu yerden olan biteni izlemek zorunda kalmıştı.

Suyun sonuna geldiğinde şişeyi kenara koyup, ellerini çenesinin altında birleştirdi. Profesörünün bilgilerine ve bu bilim dalına senelerini adamış, ondan yaşça büyük iki diğer uzmana göre burada bir çeşit mabet bulmayı umut ediyorlardı. Antik çağda, Yer altı Dünyasının Tanrısı olan Osiris adına inşa edilmişti.

Yapıya dair bilgilere bazı metinlerde rastlamak mümkündü ve neredeyse hemen hemen hepsi, yerini aynı şekilde tarif etmişti. Isabella bu detayı fark ettiği anda, profesörüne ulaşmak için bir randevu ayarlayabilmeye çalışmıştı ve çabası sonunda asistanı tarafından fark edilmiş, ona görüşmesi için bir gün vermişti.

Isabella bütün bildiklerini aktarırken profesörün anlattıklarından etkilenmesi ve araştırmalara başlaması çok uzun sürmemiş ve birkaç ay sonra arazi keşfi için bir takım gönderilmesine kefil olmuştu. Yüzey araştırması, kazı yapılacak bölgenin çeşitli hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinin sonuç vermesi beklenenden uzun sürmüştü ama nihayetinde bekleyiş sona ermiş, ortaya çıkan sonuçlarla herkesin yüzü aydınlanmıştı.

Hükümetinde izni alındıktan sonra görevlendirilen ekiple birlikte, Sudan'dan Nil nehrine doğru üç araba halinde yola çıkmışlardı. Yol boyunca merakı git gide büyümüş, genç kadını heyecanla doldurmuştu. Böyle bir çalışmanın parçası olabildiği için inanılmaz bir kıvanç duyuyordu, doçentlik tezinde bahsedeceği birçok malzemesi olmuş olacaktı.

''Yine ne düşünüyorsun?'' Xavier yanına oturarak, toz ve kir içinde kalmış üstünü silkelerken ona baktı. Bella hiç dercesine omuz silkip, onu izleyen kahverengi gözlere bakmaktansa önündeki manzarayı izlemeye devam etti.

Xavier'la bir senedir arkadaştı. Yani arkadaş sayılırlardı, birbirleri hakkında fazla bilgi sahibi sayılmazlardı ama Bella'nın ona bir nevi borcu vardı.

Mısır'ın GözüOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz