thirty nine • veda

1.6K 97 62
                                    

Huysuzca kıpırdandım. Kendimi uyurken olduğumdan çok daha yorgun hissediyordum. Bedenimi hareket ettirerek doğrulamak üzereydim ki duyduğum kız sesiyle homurdanarak başımı yastığa iyice gömdüm.

Hâlâ Christoffer'ın evinde olduğumu biliyordum. Bu yüzden dinlemem gereken bir konuşma olduğunun da farkındaydım. "Gitmek istemiyorum." dedi. Kim olduğunu biliyordum ne yazık ki.

"Emma, sadece git tamam mı? Daha sonra görüşürüz, konuşuruz. Yeni geldi ve seni görmesini istemiyorum. Zaten aramızda bir sürü engel var. Buna bir yenisini daha eklemek isteyeceğim en son şey." Söyledikleri hakkında ne hissetmem gerektiğinden emin değildim. Christoffer'ın hâlâ o kızla görüştüğünü düşünmek istemiyordum ama olan buydu.

Ne yapacağımı kestiremiyordum bir türlü. "Çekil şuradan." dedi sinirli sesiyle. Varlığına tahammül etmek benim için her geçen gün daha zor olurdu eskiden. Şimdi ise hayatımdan çıkıp gitmesini istiyordum sadece.

Açık konuşmak gerekirse kız psikopatın tekiydi. İntihar süsü verilmiş bir oyun oynamış kaderin ipliğini zorla Chris'in parmağına dolamıştı. Hislerinin başkasına, bana, yöneldiğini fark ettiği anda hayatımın mahvolmasına sebep olmuştu.

Gözlerimi ovuşturarak ayağa kalktım. Tenimde bir ürperti vardı. Garip bir şekilde, bugün iyi bitmeyecek gibiydi. Hislerim sadece bu yöndeydi.

Derin bir nefes alarak saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Ayaklanmıştım. Emma, Christoffer'ın ellerinden sıyrılıp bana doğru geldi.

"Sen hâlâ buraya dönebilecek yüzü kimden buluyorsun?" Kollarımı birbirine dolayıp alaycı bir gülümseme ile ona baktım. Saçları hâlâ kısa kesilmiş hâldeydi. Siyaha yakın bir tona sahip olan gözleri öfke ve nefretle parlıyor gibilerdi ama aynı zamanda her an ağlayacak gibi bir görüntüsü vardı. "Bu eve girmene izin vermeyen çocuğun hâlâ bana deliler gibi aşık olduğu gerçeğinden cesaretle döndüm. Hiçbir günahımın olmadığını bilmenin cesaretinden döndüm. Senin aksine beni seven, bütün yaptıklarına rağmen beni seven arkadaşlarım olduğunu bilmenin cesaretinden döndüm. Oldu mu?" Sözlerimin keskin olduğunu biliyordum.

Ama bu kız çok daha fazla yarayı hak ediyordu.

"Kendini çok çabuk havaya sokmuşsun." diye bağırdı. Aynı zamanda gülüyordu ve bu korkunç görünüyordu. "Daha sonra konuşursunuz." diyerek Emma'nın omzuna dokundu Chris. Kaşlarımı çattım, kıskançlığın yeri değildi belki ama bu hoşuma gitmemişti. Emma hızla onun elini ittirdi. "İstemiyorum gitmek. Anlatacaklarım var daha."

Hiçbir zaman birine Christoffer'ın eskisi diye bakmamıştım. Bu hemcinslerime bir hakaret olurdu çünkü. Ama Emma inatla onunla olduğunu göstermekte ısrar eden bir kızdı. Her zaman kendini gözüme gözüme sokmak konusunda ustaydı ve yaptıkları da hafife alınacak gibi değildi.

"Sana yazan bilinmeyen numara bendim." Kaşlarımı kaldırdım. "Sana son kez küçük bir iyilik yapmak istedim Eva." dedi gülerek. "Yeni döndüğünü duydum ve çok sinirlendim. Ama sonra sinirlenmemem gerektiğini fark ettim. Çünkü zaten bir planım vardı." Chris ile göz göze geldik. İkimiz de şaşkın gözüküyorduk.

"İlk aklına gelecek kişinin Chris olacaktı. Biliyordum. Bu yüzden sana o mesajları attım. Buraya gelecektin. Bir süre onunla vakit geçirecektin. Böylece sana ulaşmam da kolay olacaktı. Umarım son kez, güzel vakit geçirmişsinizdir." Neler olduğunu anlamlandıramıyordum. Kafam çok karışmıştı. Ancak ben olayı kavrayana kadar zaten olanlar olmuştu.

Emma arka cebinden bir bıçak çıkarmıştı ve o bıçak benim kalbimin üzerini hedef almıştı. Acıyla inlediğimi hatırlıyordum. Bıçak geri çekildi. "İkiniz de sonsuza kadar mutlu yaşayacaksınız. Ama ayrı ayrı." Fısıldadı. Bıçağın üzerindeki kana bakıyordu. "O benimle mutlu olacak."

jente blomster; [chris + eva]Where stories live. Discover now