three

4.5K 286 174
                                    

"Penetrator alarmı." dedi Noora gözlerini bana çevirerek. Oraya bakma ihtiyacı bile hissetmedim. Kimin geldiğini biliyordum. Sana benimle göz teması kurduğunda ve açıkça bakışlarıyla bunun benimle alakalı olup olmadığını sorduğunda derin bir nefes alıp başımla belli belirsiz onayladım.

"Hey," dedi William Noora'ya kollarını sararak. Bakışlarımı ödevimde tutmayı başardım. Normalde günümün her zerresini Christoffer'a bakarak geçiren ben yanımdayken gözlerine bakma cesaretimi kaybediyordum. Ellerimde eldivenlerim, dağınık topuzum ve kalın kabanımla beni hiç fark etmemişti bu zamana kadar.

Partide ilgisini çekmek benim için büyük bir adımdı. Oldukça büyük bir adım.

Nefesim boğazımı zorlarken ilk defa masaya gelmesinin şaşkınlığı Vilde ve Christina'nın bakışmasına yol açmıştı. Sana ve Noora ise bilinmeyen numaradan yazmam için beni yönlendirmişti ve yazdığım her mesajı kontrol etmişlerdi. Bu yüzden yüz ifadelerinde bir değişiklik olmamıştı.

"Merhaba." dedi yüzünde bulundurduğunu bildiğim serseri gülüşle. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve masada karışmış bir halde bulunan kulaklıklarıma uzandım. Ama karşıma aniden oturan Chris de, benimle birlikte kulaklığıma uzandı. Ellerimiz çarpışırken derin bir nefes almak istedim ama aldığım nefes ciğerlerimi yaktı.

Elektriğe çarpmış gibi parmaklarımı avcuma gömüp elimi çektim. O da gülerek oturduğu yerde kıpırdandı. Kulaklığımı alıp, oynamaya ve incelemeye başladı.

Bu sabah telefonumu açar açmaz gördüğüm bildirimi hatırladım.

@chrisschistad sizi takip etmek istiyor.

"Eva, değil mi?" Kaşlarını kaldırarak bana baktı. Kalbimin ritmi bütün okulun kulak misafiri olabileceği kadar hızlıydı. "Evet?" dedim yüzüne bakmadan.

Bacaklarımı sallamaya başladım. Ne zaman strese girsem bu hareketi yapardım. "Ne o? Yüzümde makyaj olmadan beni tanıyamadın mı?" Sert çıkışım yüzünden masanın altından tekme yediğimde acıyla inledim. "Bu da ne demek?" Omuz silktim. "Hiç, sadece hiç." Noora'ya ters bir bakış atarken önüme döndüm.

"Okula yeni mi geldin?" dedi kaşlarını çatarak. Yüzündeki ifadeye gülmek istesem de dudaklarım kıvrılmadı. "Neredeyse iki yıldır bu okuldayım." Ses tonumdaki soğukluk bir insanı ürkütebilirdi ama o daha çok ilgisini çekmişim gibi bana yaklaştı. "Seni nasıl fark edememişim ben?" diye mırıldandığını duydum. Masada dolaşan gözleri tekrar beni buldu.

"Christoffer Schistad."

"Kim olduğunu biliyorum."

Yüzüne bakmıyor, bakamıyordum.

Karşıda arkadaşlarıyla gülüşen Jonas'ın gözleri bana takıldı. Sonra karşımda oturan, bugüne kadar kalbimi böylesine hızlandırabilmeyi başarmış tek insana. Chris'e. Gözlerini sinirle devirip tekrar önüne döndü.

Gelmezdi, gelemezdi.

Kızlar onu sevmiyordu ve ikimizde birbirimizin etlisine sütlüsüne karışmazdık. Aramızda doğru düzgün bir iletişim yoktu. Sanırım Chris'in ilgisini çekemeyeceğimi düşünüyordu, o kadar güzel olmadığımı.

Jonas, eskiden çok yakın bir arkadaşımdı. Benden hoşlandığını biliyordum, en az Chris'ten deli gibi hoşlandığımı bildiğim kadar. Bir ilişkimiz olsun diye çok ısrar etmişti ve ben de sadece başımdan savmak için teklifini onaylamıştım. Bir iki gün takılır ayrılırız diye düşünmüştüm. Ama Jonas'tan ayrılmak, benim için çok zordu. Çünkü bunun konusunu ne zaman açsam mutlaka bir şeyler buluyor ve ilişkimizin mühürlendiği kader defterini yukarılarda ulaşamayacağım bir yerlere koyuyordu.

O defteri yakın bir zamanda indirecek ve Jonas'la ilgili sayfaları yırtıp yakacaktım, ortada mühür filan da kalmayacaktı.

"Hey," Sara gülümseyerek yanıma oturup beni ittirdiğinde Vilde'ya çarptım. İkimizin de kaşları çatılırken kızlarında kötü bakışları onun üzerindeydi. "Merhaba Schistad." Chris zorlama bir tebessüm ile kıza bakarken içinden küfürler savurduğunu tahmin edebiliyordum. Göz devirdim. Bir Penetrator olmasından nefret ediyordum. Her gün, bazen saat başı ismi farklı bir kızla anılıyordu. Bunu değiştirebileceğimi sanmıyordum. Sadece ona delicesine hislerle bağlıydım. Bu kadar. "Merhaba, Iben."

İstemsizce dudaklarımdan çıkan kıkırtı Sara'nın bana kötücül bakışlar atmasını sağladı ama Chris'in anlamlandıramadığım bakışları üstümdeki ağırlığı çekip attı. Onun yerine kalbimde sağa sola çarpıp duran kelebekler kendini belli etti. "Sara." dedi dişlerini sıkarak yanımda oturan kız. "İsmim Sara."

"Öyledir." dedi bana bakarak Chris. Neden böyle garip görünüyordu? Çiçeklerden yapılmış bilekliğimi düzelttim ve önüme döndüm.

Sonrasıyla pek ilgilenmedim. Eğer bu ödevi şimdi bitirirsem kızlarla buluşabilirdim. Resim dersimizde de hoca kendini kaptırmış duvarları bile boyarken uyuklayabilirdim.

Matematik problemleri gözümde büyürken kafamı duvarlara vurma isteğimi bastıramadım. Dakikalar ardından çözemediğimi fark ettim ve kalemi sertçe masaya vurdum. Herkes birbirine bakıyor, kimse konuşmuyordu. "Matematik dersinden nefret ediyorum. Gereksiz gereksiz işler." Vilde'nın omzuna yaslanıp söylenmeye devam ettim. "Kalacağım."

"Bir bakayım mı?" Defterimi ve kalemimi alıp en arka sayfaya bir şeyler karaladı. Bana uzattığında ise ezberlediğim numarasını gördüm. "Bu ne?"

"Numaram."

Kağıdı alıp ona verdim.

"Kusura bakma ama benim rehberimde böyle boş numaralara yer yok."

Dudaklarını sarkıttı ve masanın üstünden bana doğru eğildi. Chris alarmı. Fazla yakın, çok yakın, aşırı yakın.

"Ararsan, matematik çalıştırabilirim diyecektim." Kaşlarımı kaldırıp bende yaklaştım. Bu ne cesarettir yiğidim? Kendine gel.

"Sen şuna seninle vakit geçirmek istiyorum desene." Özgürlüğünü ilan etmiş saçlarımdan bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı ve fısıldadı. "Seninle vakit geçirmek istiyorum." Ardından güldü.

Ve William ile birlikte uzaklaştı, gerisinde nefesi kesilmiş beni bırakarak.

Telefonum titredi.

Schistad: Sana duygularım olduğunu söylemiştim.

Schistad: Kız çok güzel, akıllı ve mükemmel gülüyor.

Schistad: Etkileyici.

Schistad: Sanırım Eva Mohn, bir Penetrator'un sonunu getirecek.

▶▶ EceeC_BDL hikayeyi çok sevmiş. Bu bölüm onun için o zaman.

▶▶Kapağımdaki resim hikaye ile uyumlu ve ben yeni fark ettim. Chris telefona bakıyor ve Eva da ona. Bence çok hoş olmuş bu tesadüf.

▶▶ Buraya yazar notu bırakmayı sevmeyen biri olarak ne çok yazı yazdım öyle?

jente blomster; [chris + eva]Where stories live. Discover now