MK - 16 / Dövüş Günü

Start from the beginning
                                    

Savaşın ağzından sessizce bir "uuvv " sesi gelse de umursamadım. "Senin yerine ben dövüşeceğim." Dedim itiraz istemeyen ses tonuyla Gökhan'a.
"Küçük kızımız beni yenerse, senden isteyeceği şeyi o zaman da isteyebilir. Böylece sözünü de tutmuş olursun."

"Daha adil olur. Mantıklı." Dedi Savaş.
Gökhan vazgeçmeyeceğimi bildiği için kabullenmişlikle Adaya baktı.
"Uygundur. İşim kolaylaşacak." Diyen Adaya güldüm sesli bir şekilde.

Tamam liseye başladığından beri dövüş sanatlarına merak salmış olabilirdi ama ben Turkiyenin en tehlikeli insanları arasında büyümüş, yaşıtlarım evcilik oynarken dövüşmeyi öğrenmiştim, yaşıtlarım sevgili yaparken silahların çeşitlerini deniyordum. Bana karşı şansı yoktu ama bunu bilmiyordu tabi. Zengin ailenin şımarık kızı sanıyordu beni, aksini ona kanıtlamakta zorlamayacaktım.

Üzerimdeki şorttan rahatsız olmayacağım için üzerimi değiştirmeye gerek duymadım. Üstümde ise beyaz tişörtüm vardı. Tek çırpıda çıkarıp kenara bıraktım tişörtü. Şimdi siyah yarım sporcu atletimle duruyordum. Dövüş kafesine girip adımlarımı Adanın tam karşında durdurdum. Kız cesurca pozisyonunu alırken ciddi ifademle hafifçe dudaklarımı yalayıp pozisyonumu aldım bende.

Ilk atağın ondan gelmesini bekledim, fazla durmadan sol yumruğunu yüzüme atınca hafif sola yattım, ıskaladı. Ikıncı atağını da tekmesi olarak seçti ama attığı tekmeye kolumun sert bölgesini geçirince acıyla geri çekti. Beni bu basit numaralarla halletmeyi düşünüyorsa bok yerdi anca. Bunları atlatmayı 10 yaşında öğrenmiştim ben...

Sürekli boşa çıkan yumruklarını sallamaya devam etti. Bir süre sonra çaktırmasa da hareketleri yorulduğunu belli ediyordu. Bunu anlar anlamaz kendimi göstermeye başladım ve ilk yumruğumu suratına geçirdim. Anında yediği yumrukla sendeleyip geriye gidince tekmemi karnına geçirdim. Vahşi denecek kadar sert attigim tekmenin ardından inledi. Beni ciddiye almaya başlardı artık.

Sırıtıp "sandığım kadar ana kuzusu değilsin anlaşılan." Dediğinde ciddi ifademi koruyarak "O dikişleri patlamanın bedelini ödeyeceksin." Diye tısladım. Hızlanıp ardı ardına hamleler yaptı ama her defasında kaçtım. Yumrukları benimkinden yumuşaktı bu benim avantajımdı. Yumruklarım karşısında sendeliyordu. Çenesini alt kıvrımından sert bir yumruk geçirdim ama kaçmayı başardı.
Saniyler içerisinde arkamdan kollarıyla boynuma dolanıp beni hareketsiz bırakırken, ona tekmemle yapacağım darbeyi akıl edemiyor muydu? "Sen nasıl bir amatörsün öyle?" Dedim hayretle. Ayağımı nereye geldiğini hesaplamaya gerek duymadan rastgele geçirdim arkaya doğru. Sağlam bir noktaya gelmemiş olacak ki sadece sendeleyip geriledi ama hala boynuma sarılı olan kollarından kurtulmam gerekiyordu. Sol dirseğimi yüzüne gelecek şekilde arkaya savundum. Acıyla inleyişi kulaklarıma dolarken hemen geri çekildim.

Birkaç dakika hafif dövüşsek de artık moda girmiştim ve hızlanmam gerekiyordu. Dövüşlerde en iyi avantajım çevik olmamdı. Hızlıca yumruklarımı sıraladım, geriye doğru kaçmaya başlayınca onu kendime çekip dizimi karnına geçirdim. Fena bir şekilde sendeledi bu hareketle. Birkaç yumruk yüzüne geçirdim ama hafif toparlayınca o da tekmeyi karnıma geçirip beni itti ve yüzüme sağlam bir yumruk salladı.

Ağzıma dolan metalik kan tadını yalayıp yuttum ve o ayağa kalkamadan sağlam bir diz geçirdim bacağına. Tekrar yere yüz üstü yatınca üzerine çıkıp Savaşa baktım. Ellerini kaldırıp "bitti." Diye bağırdı tok bir sesle. Yüzümü Adaya çevirip saçlarını çektim sertçe. Bu hareketimle yere yapışmış olan yüzü geriye doğru kalktı.
"Hadi yaralı olduğunu bilmiyordun? Öğrendikten sonra hangi cüretle tekrar dövüşecektin onunla HA!?"
Yüzümü ona yaklaştırarak kulağına eğildim ve fısıldadım. "Bunun bedelini ödeyeceksin!"

MAFYANIN KIZI Where stories live. Discover now