Enes ceplerini yoklayıp telefonunu bulduktan sonra bir şeyler yapıp cebine geri koydu. "Hepsi yanlarına eşyalarını aldılar, meraklanma."

Kafa sallayıp ceketimi giydim. O da aynısı yaptı. Ben kapıya ilerlerken peşimden geliyordu.

Enes benden bir adım önde yürüyordu, ben de onu takip ediyordum. Yolu bilmediğim doğruydu ama o bu kafayla bulabilecek miydi?

"Nasıl gittin Eraylara?" dedi. Şimdi yan yana yürüyorduk.

"Yavuz ile birlikte gittim. Konuşmamız gereken şeyler vardı."

Kafa salladı.

Evlerimizin olduğu sokağa girdiğimizde biraz rahatlamıştım başımıza bir şey gelmeden eve ulaşabildiğimiz için.

Enes yürürken tökezlediğinde kolundan tuttum. Buraya kadar yürümesi bile mucizeydi. Taksi çağırmayı ikimizde akıl edememiştik. En azından Eray'ın evi çok uzak değildi.

Yüzünü bana çevirdiğinde kolundaki elimi yavaşça bıraktım. Sokağı aydınlatan sokak lambaları ve ay ışığıydı. Bir kaç evde ışık yanıyordu. Onun dışında etraf karanlıktı.

Bir şey demeden yüzüme bakıyordu. Gözlerimin içine, burnuma, dudaklarıma, gözü her yerde gezdi. Bakışlarından bir şey sezemiyordum çünkü boş bakıyordu. Bir şey anlamak zordu. Neden böyle baktığını anlamak daha zordu.

Saçımı eliyle geri atıp yüzüme bakmaya devam etti. Hareket etmeden duruyordum çünkü hareket etmeye cesaretim yoktu. Bir şey yapamıyordum. Geri çekilmek de istemiyordum ve bunun için kendime bir yumruk atacaktım.

Gözleri dudaklarıma indiğinde çenemden kavrayıp yüzünü yakınlaştırdı. Dudakları dudaklarımın üzerindeyken çekik gözlerim sonuna kadar açılmıştı. Bu Enes'ten beklediğim en son şey bile değildi.

Karşılık vermedim. Bu sefer kolumu kırmaya kalkarsa "beni öpen sendin" diyerek haklı olan ben olabilirdim.

Kalbim hızlanmıştı, elim onun kalbinde duruyordu ve onunki de benimkinden farksızdı. Bunun sebebi Enes'le öpüştüğüm için değildi. Öpüştüğüm içindi. Öpüşürken salgılanan hormon kalbinizin hızlı atmasını sağlardı ve aşık olduğunuzu sanardınız.

Aşık olmamıştım. Benim için Enes'e aşık olmak zordu çünkü Enes bana aşık olamazdı. Onun için bir erkeği sevmek imkansızdı. Hepsi için öyleydi.
Eray, Ata'ya arada takılıyordu ama bu onlar için şakadan ibaretti. Gerçek olma ihtimalini kimse düşünmüyordu. Yaşadıkları ülke için de bu normal değildi.

Kendime eşcinselim demekte zorlanıyordum aslında çünkü bazı kızlar ilgimi çekiyordu. Bence aşkın cinsiyeti yoktu. Bir anda ansızın karşınıza çıkabilirdi bu yüzden bunu bir cinsiyetle sınırlandırmıyordum. Fakat aşk, Enes değildi. Enes olmamalıydı. Aşk mutlu olmanızı sağlardı değil mi? Enes'le mutlu olabileceğimi sanmıyordum. Mutlu olmayı bir kenara bırakın Enes'le olabilme ihtimalim yoktu.

Sarhoş olduğu için böyle bir şey yaptığını düşünüyordum. Sürekli kız gibisin diyordu. Bir an gözüne öyle gözükmüştüm belki de.

Geri çekilip ona baktım. Aynı boş bakışlarla bana bakmaya devam ediyordu.

"Sabah beni bekle, okula birlikte gidelim." dedi. Daha sonra bahçe kapısını açıp içeriye girdi. Eve girene kadar arkasından baktım. Kapı kapandığında iç çekip eve doğru yürümeye başladım.

Hiç bir şey yapmamış gibi rahat rahat gitmişti.

Eve girdiğimde Kaan Abi televizyon izliyordu.

"Nerede kaldın? Telefonuna da bakmıyorsun, annen çok endişelendi."

"Arkadaşlarımla olacağımı söylemiştim." dedim cebimden telefonumu çıkartırken. Okulda sessize aldığım için öyle kalmıştı. Annemin ve Kaan Abi'nin ekranda gözüken cevapsız çağrılarına göz devirdim.

"Bir dahakine haber ver." dedi.

"Anneme söylemiştim arkadaşlarımla olacağımı. Seni ilgilendiren bir durum yok."

Odama çıkıp pencerenin önüne oturdum. Külkedisi masalı gibiydi, eve gelince büyü bozuluyordu. Dışarıda da her şeyin mükemmel olduğu söylenemezdi fakat evde olduğumda hiç mutlu olmuyordum. O adamla yaşamak istemiyordum. Annem yaşamak istiyorsa saygı duymaktan başka bir şey gelmiyordu elimden ama ben istemiyordum.

Enes: ne düşünüyorsun öyle somurtarak?

Sina: ne?

Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda karşı camdan el salladı. Camın önünden kalkıp yatağıma uzandım. Çocuk beni öpmüştü şimdi de öpmemiş gibi davranıyordu.

Enes: sabah beni bekle

Enes: beklemeden gidersen kötü olur

Mahalleye girdiğimizde başımıza bir şey gelmedi diye şükrederken, başımıza gelebilecek en kötü şey mahallede olmuştu.

***

neydi şimdi bu .d

fotoğrafını atmamı istediğiniz biri var mı?

çinliWhere stories live. Discover now