13: get better

1.2K 83 58
                                    

GLORIA

"Günaydın... Şey, Calum sizin odada mı?" Tereddütle sordum. Ashton'ı uyandırdığım kesindi ama Calum uyandığımda yanımda değildi ve hiçbir şey hatırlamıyordum. O yüzden umursayacak halde değildim.

"Hayır, onu en son gördüğümde... Aynı anda iki tekila fondiplemeye çalışıyordu." Yorgunca kıkırdadı. Normalde ben de gülerdim ama bilirsiniz, o modda değildim. Ashton devam ederken oturduğum yerden kalktım. "Onu bulduğunda bana da haber ver." Onayladığıma dair bir şeyler mırıldandıktan sonra kapattım.

Ağrıyan başımı önemsememek zordu ama bir şekilde gidip onu aramalıydım. Onu bulmalıydım. Ya başına bir şey geldiyse? Belki de sadece bir yerde sızıp kalmıştır. Başına bir şey gelmeden. İyidir, iyi olmalıydı.

Çıkmadan bir bardak su içmeye karar verdim. Gergin düşünceler beynimde dolanırken suyu doldurdum. Elimde tuttuğum bardak birden kayınca derin bir nefes aldım. Kırılma sesi tüm odayı doldurdu. O zaman titrediğimin farkına vardım. Kötü düşünceler beni ele geçirmişti. Calum'ı bulmak zorundaydım.

Ellerimi sıkarak gözlerimi kapattım. Derin bir nefes aldım, kendimi biraz da olsa sakinleştirmem gerekiyordu yoksa sağlıklı düşünme yetimi kaybedecektim.

Derin nefeslerim telefonumun sesiyle bölündü. Cebime sıkıştırdığım telefonumu çıkardım. Claire olduğunu görünce kaşlarımı çattım, yine de tereddüt etmeden açtım.

"Gloria..." Bu nasıl bir girişti? Ölüm haberi verir gibiydi.

"Claire, bak Calum nerede bilmiyorum, lütfen-"

Sözümü kestiğinde kaşlarım daha da çatıldı. "Arkadaşlarımdan biri Betty'i çağırmış." Betty kim tanımıyordum. Sessizliğimden bilmediğimi çıkarmıştı, emin olmayan sesiyle "Calum'ın eski sevgilisi." dedi.

Ve beynimde tüm parçalar birleşti.

Hızla anahtarımı aldım ve odadan çıktım. Odasını öğrenmeliydim, önce resepsiyona gidecektim. Bu sırada Claire'e hızlıca teşekkür ettim ve telefonu kapattım.

Hangi salak bir eski sevgiliyi çağırır ki?

Ve umarım düşündüğüm gibi değildir. Ama içimdeki o sürekli kötü şeyler fısıldayan ses tekrar konuşmaya başlamıştı. Sanki düşündüklerimin doğru olduğunu biliyor gibiydi. Lütfen olmasın.

Resepsiyona vardığımda Andy ve Claire'in çoktan orada olduğunu gördüm. Derin bir nefesle sordum. "Hangi oda?"

"304." Asansörlere yöneldim. Onlar da arkamdan geldiler. Asansöre kadar sakinliğimi korudum fakat kapılar kapandığı an sıktığım dudaklarım hızla açıldı. "Eğer bu hepimizin düşündüğü şey..." Bitiremedim. Claire hafifçe bana sarıldı. Dudağımı ısırarak gözlerimi yumdum. Böyle bir şey olamazdı.

Nihayet kapı açıldı ve ben kendimi dışarı attım. Tek düşündüğüm şey Calum'dı. Onu kaybedemezdim. O daha hayatıma yeni girmiş sayılırdı. Benim hislerimin tek sahibiydi.

Odanın önüne geldiğimde durdum. Diğerlerine bakmadım, benden biraz uzakta durmuşlardı. Ne düşündüklerini bilmiyordum bile.

Kapıyı tıklattım. İçerden birkaç adım sesi geldi. Kendimi hazırlamaya çalıştım; lakin imkansız gibiydi. Nefesim aklıma dolan binlerce şey yüzünden asla düzelmiyordu.

Kapı açılınca ilk önce yatakta halsizce uzanan Calum'ı gördüm. Bu hali beni gülümsetti; ama çıplak göğsünü fark ettiğimde suratım soldu, kalbim yavaşladı. Calum ile arama saçları havluyla sarılmış bornozlu bir kadın girdiğinde artık onu göremiyordum. Betty buydu belli ki.

the light in your eyes || hood Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin