TELEFERİK

48❄️ "Bir ömür boyu"

Selim'i mezarlıkta görüşümün üzerinden bir hafta, iki gün geçti. Gün geçtikçe azalır dediğimiz şu özlem denilen duygu, iyice artıyor be dostlar. Görmeyince gönül katlanır dedikleri şey, tamamen fantezi olsa gerek. Benim gönlüm dayanamıyor. Görmesem eziliyorum. İlla haber almam gerek ötesi yok berisi de. Selim'den ayrı kaldığım günlerde nasıl hayattan koptuysam şimdi bin beteri oldum. Şu an var olduğunu bile bile bekliyorum ve inanın bana bu çöm daha zor. Kalp akıp gidiyor ona doğru. Duymak istiyor, sevmek istiyor, kavuşmak istiyor.

Yine de karşısına çıkamam Selim'in ama başvuracağım biri var nihayetinde artık. Hiç vakit kaybetmeden Melis ablaya bir mesaj attım.

11.10  Hayal
Ben Selim'i yine çok özledim abla.

Tedirginlikle beklediğim onca dakikadan sonra acaba yazmasa mıydım, söz verdikten sonra rahatsız mı ediyorum diye düşüne düşüne beklerken beklediğimden daha çabuk geldi cevap. Üstelik çok da tatlıydı.

11.12  Melis
Bugün Pazar ve evde olacak. Madem çok özledin, o halde sana tüm gün neler yaptığını teker teker yazacağım olur mu?

11.12 Hayal
Çok sevinirim abla:)

Telefonun sesini açtım ve haftalardır yapmamız gereken temizliğe başladık. Mine kendi odasını temizliyordu ben de kendi odamı. Ve tam dolabımın tozunu alıyordum ki bir mesaj geldi.

11.25 Melis
Odasına çıktım. Şu an uyuyor. Gece yine sabaha karşı geldi. Sanrım yine senin mezarındaydı.

İçimi çekerek okudum mesajı. İnşallah hasta olmazsın be gözünü sevdiğim. Bıraksan artık mezarlığa gitmeyi. Gerçi ben olsam ben de bırakmazdım.

Telefonumdaki mesajı öpüp temizliğe devam ettim. Neşe ile evi temizlerken kulağım hep telefondaydı.

12.40 Melis
Odasına kahvaltı gitti ama istemedi. Yaprak sarması yemek istiyormuş.

12.50 Melis
Yaprak sarmasının servisini beğenmemiş. Porselen tabakta değil dondurma kutusunun içinde istiyormuş. Delirmeye mi başladı sence?

Gözlerim yaşarmıştı ama aynı anda güldüm. O en başından beri deliydi be abla. Gidip bizim buzlukta dondurma kutusu içinde sarma var mı diye baktım. Vardı. Temizliğe ara verip sevinçle yerken Mine gelip şaşkınlıkla baktı.

"Hani kız dondurma kutusundan sarma çıktı diye ağlıyordun ne oldu böyle otuz iki diş sırıtarak yiyorsun?"

"Ben?" diye sordum ağzımdaki sarmayı tıkıştırmaya devam ederken. "Ben ne zaman dondurma kutusundan sarma çıktı diye ağlamışım? Yanlış anlamışsın sen. Bayılırım ben buna çuvalla bayılırım."

13.30 Melis
Kore dizisi izliyor. Bu çocuğun ne zaman beri böyle zevkleri oldu?

Gülerek mesajı okurken yerdeki sabunu görmedim basıp yere yapıştım dostlar. Mine korku ile gelip bana baksa da ben yerde gülmeye devam ediyordum.

14.20 Melis
Fenerbahçe'nin maçı varmış Hayal. Oraya gidiyor. Bir süre yazamayabilirim. Bir şey soracağım, Selim Galatasaray'lı değil miydi?"

Gülmekten gözümden yaş geldiği için Mine bana ters ters bakıyor ama sorun değil. Bundan daha iyi hissedemezdim herhalde.

16.04 Melis
Maçtan geldi. Aşağıda büyük bir gürültü oldu. Sanırım annemle kavga etti. Biraz dinledim, Kore'ye birini görmek için mi gidecekmiş neymiş. Kim hyun conk mu dedi, cunk mu dedi tam anlayamadım. Sen kim olduğunu biliyor musun? Otuz üç yaşında mıymış neymiş?