37❄️ "Yara izi"

13K 867 146
                                    


Gecenin en güzel saatlerinde kar yağışı başlamıştı dostlarım. Görseniz, ne güzel bir manzaraydı. İnsanın dışarıyı seyrederken çocuk gibi sevinesi ve her bir kar tanesi ile birlikte süzülesi geliyordu.

"Geçen sene bu aralar, arkadaşlarımla birlikte kış tatiline çıkmıştık," dedi Selim, gözlerimi camdan alıp ona baktım.

Kış tatili mi? Eh haklı tabii, ben de zengin olsam kış tatiline çıkarım. Hatta ben, ilk bahar, son bahar tatillerine de çıkar tüm seneyi tatille geçirirdim. Ama zengin değilim. Yaz tatiline bile çıkamıyorum.,

"Güzel günlerdi ama hep bir şeyler eksikti," diye devam etti.

Yüzüne baktım. Eksik olan ne olabilirdi ki? Para, mutluluk, istediğini elde etmek, kızlar, her şey varken, eksik olan ne olabilir ki?

"Ateş yakıp etrafına oturmuştuk. Birbirimize çocukluk anılarımızı anlatmış, sonra da, doğruluk cesaretlik gibi ufak oyunlar oynamıştık."

"Alkol de aldınız mı?" diye sordum.

"Hayatımda hiç tatmadım. Ne alkol ne de sigara. Ama," dedi ve duraksadı. "sanırım biri almıştı."

Anlamamışça yüzüne baktım.

"O gece, herkes çadırlarına çekildiğinde tam uyuyacaktım ki, biri bana seslendi. Tanıdığım biriydi ve uyumadığım için ben de ona cevap verdim. Sonra da sessizce dışarı çıktığımda kız arkadaşlardan biri olduğunu gördüm."

"Melis mi?" diye sordum.

Aniden yüzüme baktı, utandım. Sanki böyle sorunca onu sorguluyormuşum gibi olmuştu. Ve dahası kendimi açığa çıkarmış gibi hissetmiştim. İç düşüncelerimin dilime vurması kadar kötü bir şey yok. Gülümsedi hafifçe.

"Hayır, o değil."

Önüme döndüğümde yüzüm kıpkırmızı olmuş olmalıydı, ateş bastı bir an. Ah Hayal, şu çeneni tut artık. Umutsuz aşık gibi görünüyorsun, ki öylesin. Madem öylesin en azından bunu gösterme be kızım.

"Bana söyleyeceği özel bir şey varmış bu kızın. Birlikte dere kenarına gittik. Birden omuzlarıma atlayarak sarıldı bana."

İstemsizce yumruğumu sıktım dostlar, mazur görün. Hayır sadece kıza sinirlenmedim, niye gecenin bir yarısı dere kenarına gidersin ki? Sadece çadırın önünde konuş işte ne konuşacaksan.

"Benden çok hoşlanıyormuş, sürekli düşünüyormuş, yanlışlıkla eli elime değdiğinde bile günlerce etkisinden çıkamıyormuş. Yani anlayacağın bana fena halde aşık olmuş onun dilinde."

Yutkundum. Şimdi bunları neden anlatıyordu ki? Sinirlendiğimi belli etmemem lazım. Derin bir nefes aldı ve o da benim gibi yutkunarak "İşte ilk o zaman aşkın ne olduğunu düşünmeye başladım. O kız fark etmeden ben de bir ampül yakmıştı. Daha önce hiç aklıma gelmeyen bu duygular zihnimi kurcalamaya başladı. Bir erkekte normal bir şekilde gelişen hisler bende biri varlığını gösterene dek hiç yokmuş gibilerdi."

"Sonra ne oldu? O kızla sevgili oldunuz mu?" diye sordum. Yapmayayım diyorum yine yapıyorum. Ya sana ne sana ne? Sorma şöyle şeyler kızım. Hayal ne zavallısın. Ben utanıyordum ama o cevapsız bırakmadı. Hayır anlamında başını salladı.

"Benden bir hareket olmayınca, arkadaşıma yöneldi ve şu an evliler."

İçim rahatladı dostlarım. İçim mi rahatladı? Yuh Hayal, kendine gel ya. Bunun gibi kaç vaka geçmiştir adamın başından. Anlattığı bu diye tek bu mu sandın?

"Önemli olan bu değil Hayal. Anlatmak istediğim şey, bende eksik olan samimiyet. Ve yine bana göre aşk dediğimiz şey, öyle basit bir şekilde herkes yapıyor diye ben de sevgili yapayım, el ele tutuşayım falan değil. Bence aşk..." dedi yutkundum. Cümleleri o kadar tanıdık geliyordu ki içim ürperdi. Var olan tüm tüylerimi tek tek hissettim dostlarım.

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin