71❄️ "Bekarlığa veda"

6.9K 460 119
                                    


"Selim kapıya baksana!"

"Tamam!"

Güzel bir pazar günü ben kahvaltıdan geriye kalanları toplarken, kapı çalmıştı dostlarım. Gelen kim olabilir ki?

"Selam enişte, hadi hazırlanın gidiyoruz," dedi Mine hevesle.

Mutfağın kapısından başımı eğerek baktığımda sabunlu ellerimi önlüğüme sildim.

"Nereye Mine?"

"Tabii ki bekalığa veda kampına," dedi Doğukan sırtında ağır bir yükle karşımıza çıkarak.

Omuzları çökmüş, gözleri yorgunluktan yarıya kadar açık duruyordu. Mine'nin zorlaması ile katıldığı belliydi. En sona gelen Demir elindeki yiyecek poşetlerini bırakırken seslendi "Hayal, yiyecekler tamam ama bir çadırımız eksik. Eğer onu bulabilirseniz tamamdır," dedi.

Selim bir paçası yukarı kalkmış pijamasını düzeltirken, birbirine giren sarı saçlarını karıştırdı. Kahvaltı yapmamıza rağmen hâlâ tam olarak ayılamamıştı.

"Nerden çıktı bu kamp? Bi pazar günüm var zaten." Selim'in itirazı kimse tarafından kabul görmemişti. Ona izin versen tüm sene boyunca evde kalabilirdi. Mine umursamazca omuzlarını silkeleyerek içeri girdi ve kalan bulaşıkları makinaya yerleştirerek, buz dolabına yöneldi.

"Aklına gelen tüm yiyeceklerden az da olsa al Hayal. O dağ başında aşerirsen çok zor olur."

Selim Mine'yi tasdikelercesine başını salladığında Doğukan "Hadi Selim abi ya daha pijamaların üstünde. Git kampa uygun bir şeyler giy de gel," dedi. Selim tamam anlamında başını sallarken, yatak odasına yönelmişti bile.

Onbeş dakika içinde hem ben hem Selim hazır bir şekilde önlerinde dikiliyorduk.

Mine "Hadi bakalım, gidiyoruz yehuuu!" diye bağırdı. Selim somurtsa da ben gülümsedim. Böyle bir değişikliğe benim de çok ihtiyacım vardı.

Dağ arabasının ön tarafına Demir, yanına Mine, yanına da ben binmiştim. Selim garip bakışları ile arabanın arkasına binmişti Doğukan'la birlikte.

"Ben eşimin yanına binseydim yav. Ya da o benim yanıma gelse," diye seslendi Selim arkadan.

Mine "Olmaz!" diye seslendi.
"Adı üstünde bekarlığa veda kampı. Evliler de yan yana duramaz."

"İyi de bacım, bekarlığa sen veda ediyorsun. Biz edeli çok oldu, gönder yav karımı yanıma."

Doğukan kahkaha atarak Selim'in omzuna vurduğunda "Az sabret be kamp yerine varınca senin olur," dedi.

Kaşlarını çatan Selim homurdanarak kollarını önüne bağladı. Lacivert kamp eşofmanının kollarının ve pantolonunun kenarlarında turuncu çizgiler geçiyordu. Sarı bir bot giyerek tamamlamıştı kombinini. İlk kez bir de bere takmıştı saçlarına. Açık gri beresi sarı saçlarının bir kısmını örtse de yüzüne yaramaz bir çocuğu andıran bir tatlılık bırakmıştı.

Mine fısıltı ile "Seninki fena kızıyor he," dedi.

Çaktırmadan dikiz aynasından baktım gerçekten de huysuz huysuz oturuyordu. Doğukan bir şey söyleyeceği zaman yumruğunu gösteriyor onu susturuyordu. Bu dağ adamı ile kim anlaşabilir ki zaten dostlarım? Hayır şu an memleketine gidiyoruz onu da beğenmiyor yani.

Bir saatlik yolculuğun sonunda nihayet gelmiştik kamp yerine. Çadırlar kurulmaya başlanınca evdeki çadırı almayı unuttuğumuz geldi aklıma. Hay böyle işin!

"Mine ya, ben çadırı unutmuşum sanırım."

"Yapacak bir şey yok o zaman erkekler ve kızlar olarak ayrılacağız," dedi Doğukan çadırın çivilerini çakarken.

TELEFERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin