《8》

24.5K 1.2K 245
                                    

Satır arası yorumlarınızı esirgemeyin*-*

Sinirden kudurmak neydi? Bir insan sinirlenirse en fazla ne yapabilirdi? Birazdan bütün bu soruların cevabını bizzat ben verecektim. Tabiri caizse resmen burnumdan soluyordum. Karşımda kahkaha atan kurtçuk ise daha da sinirlenmemi sağlıyordu.

Sadece yarım saat önce bahçedeki koltukta yan yana oturup müzik dinliyorduk. Onun elinde asla eksik etmediği kitaplarından bir tanesi vardı. Her şey gayet normalken bir süre sonra kitabını bitirmiş, ayağa kalkmıştı. Bu hareketini umursamadan oturmaya devam etmiştim, etmez olaydım.

Bir anda üzerimde hissettiğim ıslaklıkla çığlık atarak yerimde doğrulmuş, gözlerimi ise bunu yapana dikmiştim. Martin benden on metre ileride elindeki bahçe hortumuyla bana bakıyordu.

-Aklından bile geçirme.

Dudağının kenarı yıkarıya kıvrıldığında kaşlarını kaldırarak bana alaycı bir bakış atmıştı. O an bundan kurtuluşum olmadığını anlamıştım. Elindeki hortumu beni hedef alarak kaldırdığında bütün gücümle eve doğru koşmuş kilitli kapıyla karşılaştığımda ise korkarak arkamı dönmüştüm.

-Martin, hayır.

Üzerime gelen suyla gözlerimi kapatarak ellerimi başımın üzerine siper aldım.

-Martin!!

-Hadi ama Jenn, bu kadar korkak olma.

Ağacın arkasına doğru kaçtığımda arkamdan kahkaha atıyordu.

-Martin, bebeğim...

-Bu laflara kanmayacağım bebeğim.

Benim kaçtığım onunda olduğu yerden hareket dahi etmeden beni ıslattığı beş dakikanın ardından pes ederek kaçmayı bırakmıştım. Islak köpek yavrusuna döndüğümde bile hala suyu bırakmamıştı. En sonunda ona doğru koşmaya başlamış kayarak popomun üzerine düşmüştüm.

Şimdi ise sinirden bu haldeydim.Karşımda yaptığı şeyden fazlasıyla memnun kalmış olan kurtçuk kahkahalarla gülerken sinir katsayım beşle çarpılıp ikiye bölünüyordu.

-Seni yakalarsam...

- Hiçbir şey yapamayacağını biliyorsun.

Ayağımdan çıkardığım parmak arası terliği hışımla ona fırlattım. Terlik ona temas bile etmeden yanından geçtiğinde bana acıyarak kafasını iki yana sallamıştı. Kapının çaldığını duyduğumda yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Ona bir kere bile bakmamıştım ki aklıma gelen detayla ona döndüm.

-Kapıyı aç.

Dudaklarını büzerek kafasını olumsuzca salladı.

-Martin?

-Hım?

-Kapı.

Gülerek cıkladı. Artık onu öldürebilirdim. Önce öldürür sonra yasından kahrolur ve büyük ihtimalle bende ölürdüm. Ama onu öldürebilirdim. Hata bunu yapmalıydım.

-Bana bak kurtçuk, o kuyruğundan seni odana bağlarım. Aç şu kapıyı.

Alay eder gibi kuyruğunu salladı.

-Martin kapı çalıyor bakmam lazım.

Beni dinlemeyip geriye doğru gitti. Ön kapıdan tarafa baktığını fatkettiğimde merakla sordum.

-Kim?

-Postacı.

-Tamam aç kapıyı hadi.

Domestic Where stories live. Discover now