4. Bölüm

114 17 0
                                    

Gülün elimden nasıl kayıp düştüğünü hatırlamıyorum. Sadece o an hissettiğim hissi daha önce yaşamadığımı biliyordum. Ne yapmaya çalışıyordu, beni öldürecek miydi? Beni öldürecekti. Şuana kadar yapmamıştı ama yapacaktı. Yapmayacak olsa şuana kadar peşimi bırakırdı.

Gülü yerden hızla alıp kapıyı kapattım. Koşar adım odama girdikten sonra gülü yatağa fırlatıp banyoya girdim. Kısa bir duşun ardından aynanın karşısına geçtim. Kendime bakmıştım ama aslında bakmak istememiştim. Hatta bir daha yüzüme bakmak istemiyordum çünkü yüzümde gördüğüm karamsarlık beni yıkıyordu.

İlk olarak bugün aldığım o siyah elbiseyi giydim. Aynanın karşısına tekrar geçtiğimde makyajımı yapmaya karar verdim. Siyah bir göz kalemi çektikten sonra siyah ve tonlarında far sürdüm. Bugün rengine bile dikkat etmeden aldığım ruju dudağıma hızla sürdüm. Rengi bordo olduğu için biraz ağır gelmişti gözüme ama silmekle uğraşmak istemediğim için öyle bıraktım.

Göz altlarım ve boynum her zamanki gibi kapatıcıyla kapatılmıştı. Saçlarımı ensemden dağınık topuz yapıp önden birer bukle bıraktım. Siyah topuklu ayakkabılarımıda giyince tamamdım.

Boy aynamdan kendime bakınca kafamdaki tek düşünce bu kişinin ben olup olamayacağıydı.

Bir ara üzerimi çıkartıp kendi kıyafetlerimden giymeyi düşünsemde Çağla'yı daha fazla kırmak istemediğim için bu fikri kafamdan attım.

Üzerime siyah deri ceketimi geçirdikten ve yanıma çantamı aldıktan sonra Mine'ye annem hakkında bir sürü tembihler edip evden ayrıldım. Ayakkabılarım rahat olmadığı için direk taksiye binip Çağla'nın adresini vermekle yetindim.

Zili çaldıktan hemen sonra kapı açıldı. Karşımda Çağla'yı görünce gözlerim kamaştı. Benim aksime çok güzel görünüyordu. Bordo eteğinin üzerine beyaz bir gömlek giymişti. Yüzündeki makyaj kıyafetlerinle çok uyumluydu. Saçlarını yukarıdan sıkı bir topuz yapmıştı ve ayrıca ayakkabıları onu benim boyuma ulaştırmıştı.

''Harika görünüyorsun.''diyen Çağla'yı işitince samimi olmasını umduğum bir gülümseme sergileyip ''Gidelim mi?''diye sordum. O da cevap olarak kapıyı ardından kapatıp çıktı. Beraber bizi bekleyen taksiye bindikten sonra Çağla şoföre adresi verdi.

Saatin gelmesine daha iki saat vardı ama yol uzaktı bu yüzden yol boyunca şarkı dinlemeye karar verdim. Müzik listemden rastgele bir şarkı açtım, melodisinden hemen hangi şarkı olduğunu anlamıştım. Aslında çevrem dinlediğim şarkılardan hoşlanmazdı bu yüzden pek şarkı önermezdim birilerine. Bir süre sonra göz kapaklarım ağırlaşınca kafamı cama yaslayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

*

Omzumun dürtülmesiyle gözlerim aralandı. Çağla parayı şoföre verirken kapıyı açıp dışarıya çıktım. Ardından Çağla çıktı ve beraber girişe yöneldik. Güvenlik görevlisine kimliğimizi gösterdikten sonra içeriye girdik.

Uykum henüz tam olarak geçmemişti. Uykulu olduğum için bir anlık boşluğuma denk geldi ve sendeledim. Az daha düşecektim ki biri kolumdan tuttu. Tutan kişinin kim olduğuna bakacağım sırada kolumu tutan elin sahibi kolumu bırakıp ortadan kaybolmuştu.

''Hadi Hazal acele et biraz, herkes çoktan gelmiştir.''diye uyaran Çağla'yı dikkate alıp adımlarımı hızlandırdım.

Derinlerden gelen müzik sesi boğuk çıkıyordu. Değişik bir yerdi. Birkaç defa bu tür ortamlara gelmiştim ama daha güvenilir ve de büyüktü. Burası pek tekin bir yere benzemiyordu. Işıklandırmalar loş ve kırmızı renkteydi. Masalar birbirinden bağımsız bir şekilde dizilmişti ve en ortada, pistte, yanından bile geçmek istemeyeceğim tipler vardı. İğrenç bir koku burnuma geldiğinde yüzümü buruşturmadan edemedim. Çağla bir tarafı işaret edince o tarafa döndüm.

Aramızda // TamamlandıWhere stories live. Discover now