i'm already angry, wanna hug you

173 23 17
                                    

Parmaklarının arasındaki bardağa bakındı tekrar, bara girdiğinden beri bitirememişti içindekini. Gözleri sürekli etraftaydı, bir kere gelmişse tekrar gelirdi gecesi, biliyordu. Biliyordu bilmesine de bir haftadır ortalıkta yoktu, artık cidden delirdiğini düşünecekti. Ya gerçek değilse? Fakat imkansız, sabah bıraktığı not da onun hayal ürünü olamazdı. Jungkook da görmüştü. Bıkkın bir nefes verdi ahşap tezgaha doğru, aptal arkadaşı son zamanlarda Taehyung'u izlemeyi bırakıp sonunda konuşmaya başlamıştı. Şimdi ikisi de karşılıklı tezgaha yaslanmış sırıtıyorlardı, içinde filizlenen ufak kıskançlığı bastırmak istese de olmuyordu.

"Ne vardı yani şöyle karşımda olsaydın, ben de gülseydim sana."

Boğazında düğümlenen birkaç kelime acıtmıştı şimdi Jimin'i. Aslında kendi için demiyordu bunları, o gece Yoongi'nin gözlerinde korkuyu görmüştü. Yalnızlıktan korkuyordu ve şimdi yalnız olduğuna emindi.

"Gelsen ben sarılırım sana, ne diye yalnız bırakıyorsun kendini?"

Nefret ediyordu şimdi ondan, kendisini mahvettiği için gecesinden nefret ediyordu.
"Hak ettin sen, hak ettin yalnızlığını." Puşt herif nasıl da kaçmıştı ondan, o gece kucağında uyuduğu kişiyle sabah ona not bırakan kişi aynı olamazdı. Gittikçe sinirleniyordu Jimin ona. İçinde filizlenmeye başlayan ufak sevgi kırıntıları nefrete dönüşüyordu. Park Jimin, Min Yoongi'den kokusunu sevdiği adamı yalnızlığa sürüklediği için nefret ediyordu. Bardağın şekli bile şu an sinirini bozuyordu. Etrafına bakındı bir süre, kimse onu izlemiyordu, eh, ya da o öyle sanıyordu. İşaret parmağıyla yavaş yavaş bardağı tezgahın kenarına ittirdi, bu sırada çılgınca sırıtıyordu. Birisi onu dışarıdan görse deli sanabilirdi, pekâlâ biri onu görüyordu ama deli olmadığının da farkındaydı. Düşündüğü tek şey, bardakla oynayan çocuğun fazla ileri gidip onu kırmamasıydı. Ama çocuk inatçı ve garipti, şekli sinirini bozan bardağı kırmadığı sürece rahat etmeyecekti. Bardak tam kenara geldiğinde son bir hamlesi kalmıştı, arada böyle çocukça zevkleri tutardı. Çok düşündüğünde bir anda aklı dağılır, garip şeylere odaklanırdı.

"Hadi bardak, hadi hadi düş!"

Parmağını bir kere daha uzattığı anda tezgahın kenarındaki bardağı bir el kavradı, ne olduğunu dahi anlayamadan çirkin bardağı ondan uzaklaşmıştı. Sinirle arkasını dönüp, şimdi sadece sırtını gördüğü adama bağrındı.

"Ne diye aldın bardağımı, kıracaktım ben onu be!"
Tek eğlencesi de elinden alınan çocuk şimdi çokça üzgündü. Üstelik dikkate bile alınmamıştı, omuzlarını düşürerek tekrar önüne döndü. Nedensizce yine o koku sarmıştı etrafı, çilek ve sigara kokuyordu. Jimin heyecanla etrafına bakındı, görünürde o yoktu. Sadece etrafta dans eden, yiyişen insanları görüyordu. "Deliriyorum, gerçekten deliriyorum bu sefer." Çaresizce küfürler savururken paketinden bir sigara çıkardı, sadece tek bir gece geçirdiği adamı özlediğini hissettiğinde içiyordu. Günde bir paket, hatta fazlasını bile içtiği olmuştu.

Dudaklarının arasında duran sigarayı içine çekti,
"Çilek," diyordu yine, "Çilek ve sigara kokuyordun."

"Kim çilek ve sigara kokuyordu?"

Karşısına bir anda oturan adama baktı, ilk dikkatini çeken şey kocaman gülüşüydü. İzin dahi istemeden oturması ve bir anda konuya girmesi hoş değildi fakat Jimin de çokça aptaldı. Hemen yüzüne bir gülümseme yerleştirerek yabancıya baktı.

"Gece kadar güzel olan puşt herifin teki."

Yabancı gözlerini kısarak anlamaya çalıştı, "Güzel bir puşt, öyle mi?"
Hayır, güzel yetmiyordu. "Gece kadar güzel." diye düzeltti Jimin, karşısındaki anlamak yerine sadece omuz silkmişti. Amacı anlamak değil, Jimin'le tanışmaktı.

"Hoseok, adım." gülüşünü bozmadan adını söylediğinde aynı şekilde Jimin de kendini tanıttı. Birkaç hava-su konuşması geçmişti aralarından dakikalarca. "Sık sık gelir misin buraya?"

Evet dercesine başını salladı Jimin, ardından ekledi, "Ya sen?"

"Pek değil, arkadaşım zorla getiriyor birkaç gecedir."

Anladığını belirtircesine başını salladı, davetsiz misafiri pek de iyi bir anda gelmemişti. Arkadaşlık kurmak yerine susmayı tercih etti fakat Hoseok kolay kolay bırakmayacaktı onu. Bırakırsa Yoongi onu boğardı.

"İnsanlara kolay kolay kızar mısın Jimin?"

Yeni, güzel gülen arkadaşı susmayacaktı. Kısa bir olumsuz cevap bıraktı ortaya ufaklık.

"Bu aralar çok kızdığın biri oldu mu?"

Gecesi gelmişti aklına, kaşlarını çatarak onaylayan mırıltılar çıkardı.

"Anlatmak ister misin?"

Bam! Jimin uzun zamandır bu cümleyi bekliyordu işte. Jungkook'un başını deli gibi ağrıtmak ona yetmemişti.

"Çok kızıyorum ona, öyle çok kızıyorum ki gördüğüm an sarılacağım!"

"Sarılacaksın?" Hoseok garip bir şekilde ona baktı, doğru kelime döveceğim filan olmalıydı, yani 'pembe bir beş yaş kız çocuğu dünyasında' değillerdi sonuçta.

"Sarılacağım tabii, nefret ediyorum ondan. Öyle yoruyor ki zihnimi, geceleri uyku dahi zor geliyor bedenime. Kokusunu özlüyorum," bu sırada sigarası bitmiş, ikincisini yakmıştı. "Aynı böyle kokuyor, çilek ve sigara. Ev olurum ben sana dedi, dünyamı da başıma yıkıp gitti." Gözleri doluyordu yavaşça, gün geçtikçe yanında olmayan bir adama kapılıyordu, aptallıktı bu hem de en büyüğünden. Hoseok bir süre gözlerini, heyecandan doğru düzgün cümleler kuramayan, sürekli konu atlayan çocukta gezindirdi. Bir yandan da telefonunu kontrol ediyordu, Jimin'in her kelimesini ses kaydına almıştı. O an o da Jimin gibi çok kızdı Yoongi'ye, gördüğünde sarılmayacaktı gayet tabii ama azarlayacaktı.
Daha önce çok kişiyi üzmüştü arkadaşı ama kimse ondan böylesine güzel nefret etmemişti. Varlığını çoktan unutan çocuğa bir şey söyleyecek olduysa da vazgeçti Hoseok. Çok çabuk dikkati dağılıyordu Jimin'in, her an unutuyor, her an değişiyordu. Ses çıkarmadan kalkıp gitti onun yanından, şimdi ufaklığı dördüncü sigarasıyla yalnız bırakmıştı. Biraz daha arka taraflarına gidiyordu barın, bu sırada aldığı ses kaydını da silmişti telefonundan. Sonunda istediği yere ulaştığında deri koltuğa yayılmış arkadaşına baktı, sinirle ağzını açsa da söyledikleri hem Yoongi'nin hem de kendisinin büyük oranda şaşırmasına sebep oldu.

"Min Yoongi, sana öyle sinirliyim ki sarılacağım şimdi!"

___________

strawberries n cigarettes | yoonminWhere stories live. Discover now