19.bölüm

8.4K 715 281
                                    


BU BÖLÜMÜ mrvb123'e İTHAF EDİYORUM (つ°ヮ°)つ 💙

  İyi okumalar(^^)

|Önceki Bölümden...
__________________________________

Açıkçası kralla karşı karşıya gelmekten çok korkuyordum. Her şeyi anlattıktan sonra bile bana karşı tutumu nasıl olurdu, kestiremiyordum. Beni idam ettirmek ister miydi? Hele ki gözlerimin renk değiştirmediğini öğrendiği zamanki tepkisi beni meraklandırmaktan çok, korkutuyordu.

Her adımda buluşmamıza daha da yakınlaştığımızı hissederken akademiye girmiştik bile ve benim tek temennim kralla iyi anlaşmaktı...
___________________________________

Müdüre Kendra'dan izin aldığımız gibi yola çıkmıştık, ne Bambi'yle konuşma imkanım ne de yanıma birkaç eşya almak gibi bir zamanım olmuştu. Saraya gidip gelmemiz ne kadar sürerdi, orada ne kadar dururdum bilmiyordum.

Kabul ediyorum, gerçekten de korkak bir insandım. Başıma gelebilme ihtimali olan en ufak kötü olaya bile tahammülüm yoktu ama buraya geldiğimden beri an ve an ortaya çıkan cesaretli zamanlarım olmuştu. Bazen kendimi ifade etmekten çekinmemiştim, bazen de haklı olduğum konularda kendimi yüksek sesle savunabilmiştim. Oysa beni tanıyan biri kesinlikle bilirdi, ben her türlü tartışmadan kaçınırdım.

Karşı taraf haksız ve tartışmaya müsait bir insan mı?

Pekala, o zaman o haklıdır.

Bu kadar basit.

Ona haksız olduğunu anlatamaya çalışarak konuyu tartışmaya dökmezdim, çünkü olayın uzaması can sıkıntısından başka bir şey değildi.

Peki krala karşı nasıl bir tutum izlerdim, onu haksız bulduğum konularda sesimi yükseltmeye cesaretim var mıydı? Sanırım bunlar benim için anlık tepkilerdi.

"İstersen uyuyabilirsin, fazlasıyla yolumuz var çünkü."

Richard'ın sesini duyduğumda daldığım düşünce havuzundan ayrıldım. Biraz uyumak belki de iyi gelebilirdi, zaten fazlasıyla erken uyanmıştım.

Araba sert bir frenle durduğunda gözlerimi araladım. Camdan dışarıya bakındığımda gördüğüm tek şey tahta bir kapıydı. Üzerinde bir çok işlemenin bulunduğu kapı devasaydı ve kafamı her ne kadar sağa sola ve yukarı kaldırsam da sonunu göremiyordum. Üstelik camın nasıl açılacağı konusunda da herhangi bir fikrim yoktu, bir düğme ya da bir kol görmemiştim kapıda.

Richard kapımı açtığında aşağıya indim. Bir asker hemen arabaya yerleşmiş ve tahminimce onu uygun bir alana götürmüştü. Önünde bulunduğumuz devasa kapı aralandığında dudak uçuklatan cinsten bir manzarayla karşılaştım. Süs havuzları, ne kadar geniş olduğunu bilmediğim göz alabildiğine geniş bahçesi, birden fazla rengarenk çardaklarıyla şimdiye dek masallardan, romanlardan okuduğum, filmlerden izlediğim türde ihtişamlı bir saray karşımdaydı. Gri taşlardan örülmüş iki büyük kubbesi vardı. Kapının iki yanında ve üzerinde çeşitli insan oymaları bu krallığın uzun süren hükmünden kalan izleri unutturmamak içindir sanki, uzaktan belli olmasa da bir olayı anlattığını anlayabilmiştim. Bunun yanında açık saray kapısının iki yanında da olanca ciddiyetiyle dikilen muhafızlar bulunuyordu. Sarayın bulunduğum yerden göründüğü kadarıyla sonu seçilemez bir holü vardı. Richard eliyle sırtıma destek verdiğinde hızlı adımlarla ilerlemeye başladık.

Elementliler ve Büyü Akademisi [ASKIYA ALINDI] Where stories live. Discover now