Elementliler ve Büyü Akademisi [ASKIYA ALINDI]

6.bölüm

İyi okumalar (^^)

|Önceki bölümden...
_______________________________________
 
Açıkçası gerginliğimin yanında biraz da korkuyordum. Acaba bir elementli olunca hayatım nasıl değişcekti? Ya da büyücü çıkarsam nasıl davranmalıydım?

  Ne olursa olsun kendim olacaktım. Sadece fazladan bir özelliğim olacaktı o kadar. Ben annemle babamın kızıydım. Ben! Maria Cons, ne olursa olsun asla değişmeyecektim...
_______________________________________

  Bambiyle beraber uzun koridorda sakince yürüyorduk. Bambiden öğrendiğime göre dersler yemekten yarım saat sonra başlıyormuş. Odamda geçirdiğim yatakta sakinleşme seansım da yaklaşık olarak yarım saat sürmüştü. Bundandır ki yatakhane binası fazlasıyla sessiz ve boştu. Öğrenciler şu an derste olmalıydılar.

   Bambi'yi takip ederken yatakhane binasından ayrıldık. Gördüğüm bahçeyle tekrardan nutkum tutuldu. Sanırım burada alışamayacağım şeylerin başında bahçe gelecekti. O kadar güzel ve göz kamaştırıcıydı ki, yatakhane yerine bu bahçede sabahlamak daha cazip geliyordu bana. Aslında...bahçede bir gece geçirecektim. Evet! Kesinlikle bunu yapacaktım. Yoksa içimde kalırdı.

  İçimden bahçede geçireceğim gecenin planını yaparken okul binasına giriş yaptık. Elementli mi yoksa büyücü mü olacağım nasıl anlaşılıyordu acaba? Melody ve Mitchie bir bakışta anlamışlardı benim su ve toprak olmadığımı. Diğerleri neden anlayamıyorlardı? Ya da anlamışlardı da sadece söylemek için mi çağırıyorlardı? Kafam fazlasıyla meşguldü.

  Bambi'yi takip ederken element derslerinin verildiği kata geldik. Bir sınıfa girdiğinde ben de arkasından girdim. Sınıf aynen dünyadaki sınıflar gibiydi. Kapının bir kaç adım ilerisinde bulunan kocaman bir kara tahta vardı. Kara tahtanın yaklaşık iki metre önünde, ortasına denk gelecek şekilde ve sınıfı da rahatça görebildiğini düşündüğüm bir kürsü vardı. Odada pencere bulunmuyordu. Tavandaki yuvarlak, küçük ve sayıca fazla olan aydınlatmalar ortamı güneş alabiliyormuş gibi parlatıyordu. Sınıf fazlasıyla büyüktü.

  Sıralar ve sandalyeler tahtadandı. Tüm sıralar tek kişilikti ve yaklaşık otuz tane bulunuyordu.

  Sınıfta kimse yoktu, henüz gelmemişlerdi. Önlerden bir sıranın sandalyesini es geçerek masanın üzerine oturdum. Yan bir şekilde oturuyordum ve yüzüm kapıya dönüktü. Bambi de tam önümdeki masanın üzerine oturup bağdaş kurarak bana döndü. Ben de masanın yanından sarkıttığım ayaklarımı Bambi gibi toplayarak tamamen ona döndüm.

  "Ee nasıl anlayacaklarmış benim elementli olup olmadığımı?"

  "Muhtemelen Melody ve Mitchie anlamıştır zaten senin toprak ve su olup olmadığını. Toprak ve su canlılarla diğer iki elemente göre daha iç içedir. Çünkü onlar olmadan insanlar yaşayamazlar. Hisleri de diğer iki elemente göre daha gelişmiş durumda. Kimin ne olduğunu hemen anlayabiliyorlar. Bu sadece element de olmuyor tabii ki. Karşılarından aldıkları enerjiye göre iyi biri mi ya da kötü biri mi anlayabiliyorlar. Tabii bunun yanı sıra kadın olmalarının da bu konuda az da olsa etkisi oluyor." dedi gülerek. Bu daha çok sinsi bir gülüştü. 'Kadınların Gücü Adına!' der gibiydi.

  Bambi'nin bu tatlı feminist haline gülümsemekle yetindim. Her ne kadar sıranın üzerinde oturuyor olsam da içim içime sığmıyordu. Sınıfın içinde tur atmak istiyordum. Bağıra bağıra şarkı söylemek istiyordum. Bir şekilde içimdeki bu enerji patlamasını söndürmem gerekiyordu ama sınıfa her an biri girecek korkusundan yerimde saymakla yetiniyordum.

  Boş boş etrafa bakarken birden kapı açıldı. Alıştığım iki kişilik sessizlik aniden bozulunca yerimde sıçradım, resmen içeriye dalmışlardı.