35. SİNİR KRİZİ VE ENKAZ

15.5K 1.1K 595
                                    

NOT:Bölümü medyadaki müzikle okumanızı tavsiye ederim. ❤

~~~~~~~~~

Mevsimler değişir; yaz, kış olur. Devir değişir; her yeni eskir. Canlılar alemi bile değişir; bir zamanlar  varolan türlerin nesli tükenir. Ama en çok da insanlar değişir. Bir günü diğer gününe uymaz. Asla yapmaz dediğiniz şeyleri yaparlar da evrim bile önlerinde şapka çıkarır.

"Reis, iyi misin?"

Alp içmediği çay bardağında olmayan şekeri karıştırırken masada hakim olan derin sessizliği Yavuz bozmuştu. Reis usulca başını sağa sola sallarken cevap verebilecek gibi hissetmiyordu. Sebebi ise evrimi bile eviren sevgilisiydi. Son bir ayda en fazla birkaç defa görüşebilmişlerdi. Onda da en fazla 3 saat birlikte olabilmişlerdi çünkü Emre'nin sevgilisine ayıracak vakti yoktu.

"Emre'yle ilgili mi?"

Adı bile özlemden burnunun direğini sızlatırken kendini sıktı. Gururunu bir kenara bırakmamak için günlerdir kendini zorlarken teşkilat üyelerinin bulunduğu bir ortamda duygularını salacak değildi.

"Okulda bazen Sezer'le bazen de kendi başına takılıyor."

Sonra da uzun süre susunca Alp istemeden de olsa başını kaldırıp arkadaşına baktı. Bir şeyler söylemek istiyor ama söyleyemiyormuş gibi görünüyordu.

"Başka ne var Yavuz?"

Yavuz gözlerini kaçırırken elini ensesine atıp tutamayacağı kadar kısa olan saçlarını yolmaya başladı.

"Reis, telaşlanma ama...."

Yine duraksarken Alp keskin bir sesle konuştu.

"Yavuz!"

Genç adam yutkunurken hüzün kaplı gözlerini kardeşinin gözlerine dikti.

"Her gün onlarca yarayla geliyor. Yüzünün normal halini unuttuk resmen. Sadece seninle buluştuğu zamanlar iz yoktu suratında."

Alp tahmin ettiği şeyle karşı karşıya kalırken gözlerini yumdu. Çünkü bir kez bile Emre'yle akşam görüşememişlerdi. Alp ne zaman arasa meşgulüm deyip kapatıyordu.

"Kendine zarar vermekten niye bu kadar zevk alıyor?"

Yavuz'un yüzü de hüzne bulanırken kardeşinin omzunu sıktı.

"Reis, senin yokluğunda böyle oluyor. Sen ona iyi gelirsin. İstersen ara, şimdi fakültededir."

Aslında o da istiyordu ama her seferinde arayan kendisi oluyordu. Bu yüzden artık onun aramasını bekliyordu.

"Yavuz, yoruldum artık. Bir aydır peşinden koşuyorum ama Nuh diyor peygamber demiyor."

Sıkıntıyla nefes verip gözlerini Yavuz'dan çekti. Herkes kendi halindeydi. Alp'in ruh halinden korkan üyeler her zamankinin aksine reisin etrafını sarmamış, diğer masalara oturmuşlardı. Zaten Emre buraya gelmeyi bıraktığından beri Asena da doğru düzgün yanlarına uğramıyordu.

"Bir ay önceki meseleyi bile konuşmamıza izin vermedi. Sanki şimdiki halimizin hiçbir sebebi yok da biz hep böyleymişiz gibi."

Yavuz'un yüzünü görmediği halde üzüldüğünü anlıyordu bu yüzden onun acıyan bakışlarına maruz kalmamak için bakışlarını ona çevirmedi.

"Reis tekrar dene. Ne kaybedersin ki?"

O da çok istiyordu ama Emre tekrar konuşmak istemezse ne yapardı bilemiyordu.

"İnancımı kaybederim Yavuz. Ve şu an tutunduğum tek dal bu."

Yavuz'un yanında bir şeylerle oynadığını kısa süreli cevap vermeyince fark etti. Kardeşine dönüp onun telefonunda birkaç tuşa bastığını görünce sordu.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin