ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum...

76 14 99
                                    

ep.5; ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum...
|Cemal Süreya|

"JungYoon! Kahvaltı edecek misiniz acaba küçük hanım?!" Jungkook oyuncaklarından başını kaldırmayan kızına seslendi. Sabahtan beridir onunla uğraşıyorlardı. Sabah Yoongi, Jungkook uyanmadan JungYoon'u kaldırmıştı ve birlikte yürüyüşe çıkmışlardı. Tabii, sonrasında da şımarık kızları bir sürü oyuncak aldırmıştı babasına.

Bu kez Yoongi denedi onu çağırmayı. "JungYoon, gelmezsen bir daha oyuncak almam ve Jungkook'la sana küseriz." Küçük kız bunu duyunca koşarak sofraya geldi. Jungkook ve Yoongi babasının ona küsme fikri korkunçtu. "Yok, yok küsmeyin. Hem geldiğime göre küsmenize gerek yok, değil mi Jungkook baba?" Jungkook olumlu anlamda kafasını sallayıp göz kırptı.

JungYoon'un boyuna eğilip onun kafasını okşadı. JungYoon da onun dudaklarına bir öpücük kondurdu. Jungkook gözlerini kocaman açtı, tersçe Yoongi'ye baktı. "Pek sevgili kızım. İnsanları dudağından öpmemelisin."

JungYoon Yoongi'ye kaşlarını çattı. "Ama ama... Sen Jungkook babamı çok sevdiğin için dudağından öpüyormuşsun. Hem dün de öptün, ben öpemez miyim?" Sonrası tam bir faciaydı. Jungkook'un tükürüğü boğazına takıldığı için öksürmeye başlamıştı. Yoongi'nin ona bir şey olacak diye ödü kopmuştu ve hemen bardak aramaya çalışmıştı. JungYoon ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Jungkook sonunda kendine gelebildiğinde Min ailesi oldukça rahatlamıştı. Yoongi onun rahatlaması için sırtını sıvazlıyordu. Minik kızları ise hâlâ bir açıklama bekliyordu. "Pek sevgili ebeveynlerim! Bir açıklama yapın artık!!!" Kesinlikle ama kesinlikle o an için sevimliydi. Jungkook ve Yoongi yüksek sesi ile ona döndü. Bu kez şaşkın bir suratla baktılar ona.

Sevimlice sırıttı. "Ehe. Şey, ben.. Öyle demek istemedim," Tekrardan sevimli bir ses tonu kullandı. "Bana cevap verir misiniz Jungkook ve Yoongi babacığım?" Kim ne derse desin bu kız sevimli olmayı çok iyi biliyor, diye geçirdi içinden Yoongi.

Hem şeytandı hem de melek. Tıpkı Min Jungkook gibi.

¤


Jungkook onu izleyeceği bir açıya oturmuştu ve oldukça rahattı. Min Yoongi bir ilahtan farksızdı onun gülüşü cennette birkaç çiçeğin açışı gibiydi. Sanki bir melek dünyaya geliyor yanında iyiliği de getiriyordu. Bir sevmek geliyor hiç gitmiyordu. Min Yoongi Jeon Jungkook'un dünyasıydı ve öyle de kalacaktı.

"Baba, sizinki ilk görüşte aşk mı? Öyle bir şey var mı cidden?" JungYoon'un sınıfında bir çocuk bugün ona ilan-ı aşk etmişti ve JungYoon bunu merak ediyordu, çünkü çocuk ona ilk görüşte aşık olduğuna dair bir şeyler anlatmıştı.

"Ben babanı ilk gördüğümde sevmiştim ama onu bilmem yani.." Jungkook bunu bildiği hâlde tekrardan duymak istiyordu. Daima, onun ağzından duymaktan vazgeçmeyecekti. "Jungkook... JungYoon, babanın adını ilk duyduğumdan beridir o ismi anmadan uyuyamazken, söyle bana bal tanem, nasıl ona aşık olmamam gibi bir ihtimal olur?"

JungYoon'a hayatında en sevdiğin an nedir, diye sorsalar kesinlikle bu anlardan birini anlatırdı. Aşkla büyüyen şanslı insanlardan biriydi o, Min Yoongi ve Min Jeongguk'un saf aşkıyla.

"Haklısın Yoongi babacığım. Jungkook baba, tekrardan dönebilir miyiz hikayeye?" Jungkook başıyla onayladı ve ekledi. "Hay hay, efendim."

Çok geçmeden Yoongi, Jungkook'un bulunduğu masaya doğru gelmeye başladı. Jungkook ise onun arkasında bir şeyler olduğuna emindi, pek sevgili Bay Min onun masasına gelemeyecek kadar muhteşemdi çünkü.

Ve Yoongi tam da Jungkook'un karşısına oturdu. O mükemmel yüzü Jungkook'un karşısındayken Jungkook nefes alamadığını hissetti. "Hey, selam." Yoongi ona selam verme ihtiyacında hissetmişti kendini. Bir gün samimi olduğu insanları silip atmak gibi bir huyu yoktu.

Hayır vardı, sadece bunun Jungkook'a karşı olmasını kabullenmek istemiyordu.

"Aa, selam. N'aber?" Yoongi onun dişlerine takıldı, sonra gözlerine. Gözleri genç çocuğun yüzünde dans ederken kendine geldi. "İyi, sen nasılsın?" Korece konuşuyorlardı ve insanların anlamaması çok daha güzeldi onlar için. "Gayet iyi. Seni gördüm daha iyi oldum hatta."

Yoongi onun rahatlığına göz devirdi. Bu çocuğun davranışlarına anlam veremiyordu. Tam ciddi bir konuşmanın içine gireceklerken tüm ciddiyeti bozuyordu.

"Ne güzel. Eee, bize katılmak ister misin diyecektim ben. Arkadaşlarımla tanışman güzel olur. Yani, ne bileyim yeni çevre falan..." Elini ensesine atıp kaşıdı. Bu çocuğun yanında çekindiğine inanamıyordu!

"Olur. Teşekkür ederim." Jungkook eşyalarını masadan toparladı ve Yoongi'yi takip etti. Onun arkadaşları ve o, cidden havalılardı. Taehyung ve Jimin'i bir anlığına unutup yeni arkadaşlar edinmeye baktı.

"Bugünlük bize ayrılan sürenin sonuna geldik. Haydi bakalım, iyi uyu. Yarın biliyorsun biletlerimiz var." JungYoon olumlu anlamda kafasını salladı. Jungkook ve Yoongi ona iyi geceler öpücüğü verdikten sonra odalarına çekildiler.

Şimdi birbirlerini sevmeleri gereken konular vardı.

Yoongi Jungkook'un bedenini kendisine çekti. İkisi de sırtüstü uzanıyorlardı yan yana. Yoongi sevgilisinin saçlarına bir öpücük kondurdu, mis kokusunu içine çekti. Akşamdan beri durgundu Jungkook farketmişti, sadece onun anlatmasını bekliyordu.

Ve Yoongi çok geçmeden söze başladı. "Biliyorsun, yarın Hollanda'ya gidiyoruz Jungkook." Jungkook olumlu anlamda başını salladı. Yoongi'nin sesinden huzursuzluk seziyordu. "Hâlâ tedirginim. Biliyorsun, yani onların geçmişini. İyi dönemlerden geçmediler ve ben.. Şahsen o Taehyung şerefsizine hâlâ güvenmiyorum."

Jungkook onun kaygılarını anlıyordu çünkü Yoongi'yi çok iyi tanıyordu. Yatak örtüsünün üzerinde ellerini birleştirdi. Bunun ona güven vereceğini biliyordu. "Bak Yoongi. Biliyorum, bir insana güvenmediğinde asla güvenmezsin ama Taehyung cidden iyi biri.. Hatırlarsan o Jimin'le hiç alay etmedi, kalbini kırmadı. Sadece bundan korkup kaçtı ondan... Ayrıca tekrardan söylemek isterim ki onlar birbirini sevdikten sonra kimse karışamaz. Gerçekten eminler ki sevgilerinden, evleniyorlar."

Yoongi ona bir kez daha hayran oldu. Min Jungkook kesinlikle dünyadaki en mükemmel insandı. "Haklısın sevgilim. Hiçbir şey diyemeyecek kadar yorgunum. Sadece seni sevsem olur mu şimdi?" Jungkook güldü. Yoongi'nin kalbinde papatyalar açtı.

"Hayır olmaz ben de seveceğim." Bir kedi gibi sırnaştı iyice Yoongi'ye. Sıcaklığında huzur vardı.

Ve aynı anda konuştular.

"İyi ki sana sahibim."

"İyi ki sana sahibim."

¤
İyi ki varsınız Yoon'sKook♡

leaves × yoonkook × ✓Where stories live. Discover now