30.Bölüm BENİMLE EVLENİR MİSİN?

12.7K 1.1K 84
                                    

Nilda sabah uyansa da yataktan çıkmadı. Gözleri kapalı hâlde Mehmet'le yaşadığı son birkaç günü düşünmek için kendine izin verdi. Onunla geçirdiği her an yüzünde kocaman bir tebessüme dönüşürken telefonunun alarmı çaldı. Çalıştığı kreşe gitmek için hazırlanma vaktiydi. Bugün minik arkadaşlarıyla geçireceği son günüydü. Vedaları sevmese de artık sevdiği adamla yeni bir hayata başlayacağından mecburdu.

Ancak öncesinde yapması gereken bir şey vardı. Her sabah yaptığı gibi Mehmet'in yaşadığı eve bakmak için pencereye gidip perdeyi açtı. Ve karşılaştığı sürprizle hem duygulandı hem de mutlu oldu. Neredeyse pencerenin büyüklüğündeki balona bakarken nemlenen gözlerini sildi. Mehmet ise üzerinde seni seviyorum yazan balonun ipine sıkıca tutunarak aşağıdan ona bakıyordu. Nilda'nın dikkatini çekmek için el salladı. Sonra balonu almasını işaret etti. Genç kız mutlulukla pencereyi açıp balonu içeriye aldı. Aşağıdan ona bakan Mehmet'e kısık sesle, "Ben de seni seviyorum," dedi. Her ne kadar yüksek sesli söylememiş olsa da genç adam dudak hareketlerinden ne dediğini anlamıştı.

Nilda elindeki balonla koşarak, aşağı kata inip, kapıyı açtığında, onu bekleyen sevdiğine sımsıkı sarılıp teninin kokusunu içine çekti. Bir kere daha, "Ben de seni seviyorum!" dedi.

Mehmet ise geri çekilip Nilda'nın ellerini tuttu. "Bu, bana evet dediğin anlamına mı geliyor?"

Genç kız onun ne söylemek istediğini anlamadı. "Evet derken?"

Onun şaşkın bakışlarına karşılık, Mehmet balonu elindenalıp salladı. "Keşke seni seviyorum yazısının altına benimle evlenir misin yazsaydım!" diye içinden geçirirken Nilda o an balonun içindeki tek taş yüzüğü fark etti. Ne söyleyeceğini, ne tepki vereceğini bilemezken aklına ilk gelen şeyi söyledi. Şirinlik yaparak, "Ama yüzüğü almamız için onu patlatmamız gerekecek," dedi.

Genç adam gülümseyerek, ellerini kendi saçlarına götürüp karıştırdı. "Vallahi bunu hiç düşünmemiştim. Benden romantik bir koca olmayacağını da böylece anlamış olmalısın. Her neyse, ben sana üstünde başka şeyler yazan yeni balonlar alırım."

Onun açıklamasıyla Nilda işveyle kıkırdadığında, "Mesela ne yazan?" dedi.

Mehmet bir eliyle balonun ipini tutarken, diğer eliyle beline sarılıp onu kendine çekti. "Mesela aşkım," dedi ve Nilda'nın yanağını öptü. Sonra geri çekilip, kömür karası gözleriyle gözlerinin içine bakarak, diğer yanağını öperken, "Her şeyim de olabilir," dedi. Daha sonra bir kere daha çekilip, boynunu usulca öperken, "Hayatım," diye devam etti. Bir kadın nasıl olur da bu kadar muhteşem kokabilirdi? Onun her kelimeyi yeni bir öpücükle süslemesi genç kızı heyecanlandırırken Behiye bahçe kapısından girdi. İki âşık hızla birbirlerinden geri çekilirken Behiye Mehmet'e göz kırptı. "Anlaşılan evlilik teklifi yapılmış."

Genç adam mahcup bir şekilde, "Sayılır çünkü hâlâ bir cevap alamadım," dedi.

Nilda ateş basan yüzünü elini sallayarak, rahatlatmaya çalışırken bir yandan da annesine sitem eder gibi baktı. "Demek senin haberin vardı?"

Behiye onların nihayet bir araya gelmelerine seviniyordu. Kendisi hiçbir zaman Reha ile aşkını doyasıya yaşayamasa da kızı onunla aynı kaderi yaşamamıştı. İçinden Allah'a şükrederek, "Seninle evlenmek için önce benden izin istedi," dedi.

Mehmet gibi odundan bu kadar duygusal, anlayışlı bir adam çıktığına inanamıyordu. Yaşadıkları her an, bozulacak bir rüya gibi o kadar olağanüstü geliyordu ki tekrar gözleri doldu. Sevdiği adama bakarak, "Ama akşam ablanlarla beni istemeye gelecektiniz zaten," dedi.

Kara Yazım (Tüm bölümleriyle tekrar yayında)Where stories live. Discover now