12. Bölüm MUTFAK

14.8K 1.1K 99
                                    

Behiye geçirdiği sinir krizi yüzünden hastane odasında yatarken, bir yandan da hıçkırarak gözyaşı döküyordu. Onu yatıştırmaya çalışan Ayhan ve Gülseren'e, belki yirminci kez, "Ya Nilda'nın kızım olduğunu biliyorlarsa, kim bilir ona ne tür kötülükler yapıyorlardır? Ya babam ve ağabeyim de öğrendiyse?" diye korkuyla söyleniyordu.

Ayhan, onu rahatlatmak için bir kere daha, bunun mümkün olmadığını, doğum belgelerinde anne ve babasının kendileri olarak göründüğünü anlattı. "Onun senin kızın olduğunu sadece ağabeyin ve biz biliyoruz. Bu mümkün değil. Bence ikisinin bir araya gelmesi kötü bir tesadüften başka bir şey değil," derken tam bu sırada Gülseren'in telefonu çaldı. Arayan numara rehberde kayıtlı değildi. Merakla cevap verdiğinde, "Nilda!" dedi. "Kızım günlerdir sana ulaşmaya çalışıyoruz! Neredesin? Bu numara kimin?"

Odada nefesler tutuldu, herkes heyecanla Gülseren'e odaklandı. Nilda telefonunu kaybettiğini, o nedenle yeni hat ve telefon aldığını söyledi. Gülseren, Ayhan ve Behiye'nin de konuşmaları duyması için sesi dışarı verecek şekilde hoparlörü açıp konuşmaya devam etti. "Başına bir şey geldi sandık! Öldük meraktan!"

Nilda, vermiş olduğu kararın doğurduğu sonuçlar yüzünden neredeyse ağlamak üzereydi. Fakat bunu telefonun ucundaki kadına hissettirmemek için kendisiyle mücadele ediyordu. "Öğrendiniz mi?" diye sordu sadece.

"Eğer sorduğun evliliğinse evet, biliyoruz."

Bir an sustuktan sonra, "Özür dilerim, anne," dedi. Nilda'nın özür dilemesi, hayra alamet değildi. Bu özrü duyan üç kişi de bunu biliyordu. Ayhan daha fazla dayanamayıp telefonu Gülseren'in elinden aldı. "Yolunda gitmeyen bir şeyler mi var, kızım? Sen iyi misin?"

Babasının sesini duymayı beklemeyen genç kız, "Baba!" dediğinde orta yaşlı adam, "Neler oluyor, Nilda?" diye sordu. "Merak edilecek bir şey yok, baba. Her şey yolunda... Ben çok iyi ve çok mutluyum. Sadece sizi özledim. Sahi, barıştınız mı siz?"

Ayhan'ın gözleri, onları gözyaşlarıyla dinleyen Behiye'nin üzerindeydi. Nilda'nın umutla sorduğu soruya cevap vermek yerine, "Behiye teyzen yanımızda. O da seni çok merak ediyor, bir sesini duysun," dedi.

Kendi canından, kanından olan kızının daima bir adım uzağında kalmaya mahkûm olan Behiye, gözlerini silerek Nilda'yla konuşmak için kendini hazırladı. Fakat konuşamadı. Tam konuşacakken Nilda'nın odasının kapısı çaldı ve gelen kişiyi Mehmet sandığından, "Sizi tekrar arayacağım, beni merak etmeyin. Sizleri çok seviyorum," diyerek telefonu hızlıca kapattı.

Teyzesi olarak bile olsa kızıyla konuşamayan Behiye, dizlerinin üzerine yere düşerken yüzü daha da soldu. Donuk gözlerle seramik zemine bakarken Gülseren ve Ayhan onu ayağa kaldırmak için bir yandan kolunu tutuyorlar, bir yandan da kadını teselli edecek sözler söylüyorlardı. Ancak Behiye, vücudu tonlarca ağırlıktaymış gibi yerinden kıpırdayamıyordu. Diğerleri onun yeni bir kriz geçirdiğini düşünmeye başladıkları anda konuşmaya başladı. "Yıllar önce annesi olma şansımı yitirdim. Onun yaşaması için ondan vazgeçerek teyzesi olmaya razı oldum. Ama şimdi... Ama şimdi benim, onların tanıdığı Behiye olduğumu öğrendilerse asıl o zaman kızımı sonsuza dek kaybederim."

Ayhan böyle bir şeyin söz konusu bile olmadığını söylerken Gülseren de eski kocasını onayladı. "Böyle şeyleri düşünme artık! Merak etme, kimse hiçbir şey öğrenemeyecek. Hem duymadın mı? Nilda bizi hâlâ öz anne ve babası sanıyor. Eğer gerçeği biliyor olsalardı ve senin düşündüğün gibi ona kötülük yapmak isteselerdi, şimdiye kadar bildiklerini ona anlatırlardı. Anlatmakla kalmaz, ailene bile duyururlardı."

Behiye onlara inanmak istese de yaşadıklarının bunlarla sınırlı kalmayacağını hissediyordu. Çünkü bir zamanlar sevdiği adamın ölümüne neden olan ailenin ne kadar tehlikeli ve sinsi olduğunu çok iyi biliyordu. Öte yandan, en az onlar kadar tehlikeli olan başka birileri daha vardı. Çok kindar olduğunu bildiği babası, yaşadığını ya da Nilda'nın kızı olduğunu öğrenirse ikisinin de hayatı tehlikeye girecekti. Ağabeyi İlter'e ulaşamayan Behiye'nin anne yüreği kuş gibi çırpınırken, kızı içi dua etmekten başka yapabileceği bir şey yoktu.

Kara Yazım (Tüm bölümleriyle tekrar yayında)Where stories live. Discover now