1. Bölüm-Güçlü Kollar

40.9K 1.6K 86
                                    

Nilda için hayatının en heyecanlı anı, hiç şüphesiz mezuniyet töreniydi. Sonunda hayallerine bir adım daha yaklaşmıştı, anaokulu öğretmeni olacaktı. Babası her ne kadar kızının çalışmaya ihtiyacı olmadığını dile getirse de o, babasıyla aynı fikirde değildi. Öğrenmeyi, öğretmeyi, dahası çocukları çok seviyordu. Odasında arkadaşlarının doldurduğu anı defterini tebessüm ederek okurken kapı çaldı.

"Kızım, baban seni çağırıyor."

Nilda, annesinin yüzündeki ciddiyetten bir sorun olduğunu hemen anladı. Acaba babasını kızdıracak bir şey mi yapmıştı? Merakla salona gittiğinde anne ve babası ikili koltukta yan yana oturuyorlardı. Babası karşısındaki tek kişilik koltuğu işaret etti. "Lütfen oturur musun? Seninle paylaşmamız gereken önemli bir konu var."

Aklına ilk gelen, ailesinin sahip olduğu küçük nakliyat şirketiyle ilgili bir sorun yaşandığı oldu. Çünkü babası sadece iş konusunda bu kadar ciddi görünür, kızının karşısında daima gülümserdi. Aklından geçen farazi düşünceleri bir kenara bırakıp, "Sizi dinliyorum," dedi.

Ayhan Bey, söze nereden gireceğine karar vermeye çalışırken karısı onun anlatmak istediklerini tek bir cümleyle özetledi. "Biz boşanmaya karar verdik!"

Biz boşanmaya karar verdik mi demişti annesi! Duyduklarını önce şaka sanarak gülmeye başladı. "Size inanmıyorum! Bu çok çirkin bir şaka!"

Ayhan Bey, aceleci karısına yönelttiği sert bakışını yumuşatarak yönünü kızına çevirdi. "Şaka değil, yavrum. Bu, uzun zaman önce ortak verdiğimiz bir karar. Senin için kabullenmesi zor biliyorum ama biz annenle yollarımızı ayırmaya karar vereli birkaç yıl oldu."

Hayatı boyunca, anne ve babasının bir kere bile tartıştığına şahit olmayan, daima aile bağlarının ne kadar güçlü olduğuyla övünen Nilda'nın alayla gülen yüzü bir anda asıldı.

Onun gözünde ailesi öylesi kusursuzdu ki, boşanma mevzusu öyle kolay sindirebileceği bir gerçek değildi. Öfkeyle ayağa kalkıp, dolan gözlerini silerken, "Bunu kabul etmiyorum!" diyerek odasına koştu, kapıyı kilitledi. Kendini yatağına bırakıp, hıçkırarak ağlarken babasının dışarıdan gelen sesini duydu. "Lütfen Nilda! Artık yirmi üç yaşında genç bir kızsın. Kapıyı aç da konuşalım. Böyle çocuk gibi davranarak bizi çok üzüyorsun."

Babasının kurduğu cümlelerle gözlerini silip kapıya yaklaştı. "Sizin yaptığınız şey beni üzmedi mi sanıyorsunuz? Sorununuz neydi, baba? Anlatsaydınız birlikte belki bir çözüm yolu bulabilirdik!"

O, içinden geçenleri kapının arkasından söylerken konuşma sırası annesine gelmişti. "Nilda, şu kapıyı açar mısın bebeğim? Bak, koskoca kız oldun. Böyle şımarıkça davranmak sana hiç yakışmıyor. Lütfen biraz mantıklı davran."

Annesinin sözleriyle daha da sinirlendi. Demek her şey onlar için bu kadar basitti! Hemen yatağının altından bavulunu çıkartıp alelacele birkaç parça eşyasını koydu. Çalışma masasında duran aile fotoğrafına baktığında ağlaması daha da şiddetlenmişti. Onlara ne kadar kırgın olsa da üçünün bir arada olduğu mezuniyet töreninde çekilen fotoğrafı da yanına aldı. Beş dakika içinde gitmek için hazırdı. Kapıyı açtığında annesi de tıpkı kendisi gibi ağlıyordu. Ayhan Bey önce kızının elindeki bavula baktı. Sonra, "Kızım nereye gidiyorsun?" diyerek bavula uzandı ama Nilda buna müsaade etmedi. "Bir süre birbirimizden uzak kalsak iyi olacak."

"Ama nereye gideceksin?"

Gideceği yer belliydi ama bunu onları cezalandırmak için söylemedi. Hiç cevap vermeden, ailesinin onu engelleme çabalarına aldırmadan doğruca kapıya gitti. Fakat babası kapının önünde durdu. "Bu şekilde hiçbir yere gidemezsin!"

Kara Yazım (Tüm bölümleriyle tekrar yayında)Where stories live. Discover now