✨İmkansız olan hayallerim var☁3

170 31 54
                                    


Kore'de 2 ci günüme esneyerek gözlerimi açtım. Mutluydum hemde aşırı ve ben bu mutluluktan korkuyordum. Çünkü ne zaman mutlu olsam sonunda kötü bir şey oluyordu ve ben bu yüzden mutluluktan korkar hale gelmiştim.

Mutluluk neydi? Bir kutu çikolata? Yoksa acı çektikten sonra o acılardan arınmanın sonucu gelen hiss mi?? Ben "mutlu" kelimesinin anlamını bilmesemde her şeye mutlu diyen insanlardandım. Öyle olmak istediğim için belkide. Çoğu zaman acaba mutlu olmayı haketmiyor muyum diye düşünüyorum ve galiba öyle. Haketmiyorum.

Yataktan kalkıp banyoya doğru yürüdüm. Elimi yüzümü yıkayıp, üzerimide değiştirdikten sonra aynanın karşısına geçip kendime baktım.

Güzel görünüyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Güzel görünüyordum.. Galiba..

Otelden çıkıp Myeongdong'a doğru yürümeye başladım. En çok gitmek istediğim yerlerden birisi Myeongdong'du.

Myeongdong dediğim yer bir sürü mağazası ve sokak yemekleri ile ünlü olan bir sokaktı.

Myeongdong dediğim yer bir sürü mağazası ve sokak yemekleri ile ünlü olan bir sokaktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hotel merkezde yerleştiğinden her yere rahatlıkla gidebiliyordum.

Myeongdong sokağını bulmuştum ve fotoğraflarda gördüğümden daha güzel ve renkliydi. Renkli olan her şeyi severdim. Çünkü renkli😂

Mağazaları teker teker gezip, sokak yemeklerinin hepsini denemiştim.
Alışverişi ise bir kaç gün sonraya bırakmıştım. İlk önce güzel yerleri gezip sonrasında gördüğüm her şeyi almak taraftarıydım.

Sıradaki yer Haongdae'di.

Dans ve müziğin kalbi. Diğer en çok görmek istediğim listedekiler arasında yer alıyordu burası. Myeongdong sokağından çıkmak için yavaş bir şekilde yürümeye başladım.

Ama ters giden bir şeyler vardı, midem çok kötüydü.

Aferin sana Duru onca şeyi yersen elbet miden kötü olur. Kaçmıyor ki buralar sen burdasın, yemekler burada ama yoook illa hepsini denemek zorundaydın.

İç sesim bana saydırırken ben daha da kötüleşmeye başlamıştım. O kadar rahatsız hissediyordum ki kendimi sanki midemi bir el sıkıyormuş gibi. Garip bir hiss. Ama canımı yakacak kadar garip bir hiss.

Yavaş yavaş yürümeye başladım. Bu kalabalık sokaktan bir an önce çıkmam gerekti. Çünkü ufacık bir ses duymaya bile tahammülüm yoktu.

Acaba hastaneye mi gitsem? Diye düşündüm ama çok yediğimden kötü olmuşumdur, hastanelik bir şey yoktur deyip yürümeye devam ettim.

Bir süre sonra Han Nehri karşımdaydı. Burayı daha güzel bir zamanda görmeyi çok isterdim ama şu an ki durumum bu güzelliğe bile bakamayacak hale getirmişti beni.

Han Nehrinin karşısında yeşillik bir yer ve küçük bir park vardı. Oraya gidip oturmak istiyordum, daha fazla yürüyemezdim yoksa sokak ortasında düşüp bayılacaktım acıdan.

Yolun karşı tarafına geçmek için hareketlendim. Arabalar çok hızlı geçiyordu. Yola doğru bir kaç adım attığımda mideme saplanan büyük sancıyla iki büklüm oldum.

Bir kaç adım daha attığımda insanların çığlıkları kulaklarımı sağır edecek şekildeydi..
Bu insanlar neden çığlık atıyor ve elleriyle garip garip hareketler yapıyorlardı.

İnsanlar dışında arabalarda kornalara sürekli basıp, kulaklarımı sağır ediyordu.

Ama bir şeyi fark ettim garip hareketler dediğim beni göstermeleriydi.. Neden peki?

Vücudumdaki acı 2 katına çıkarken hala anlamamıştım. Oysaki sadece midem sancılanıyor ve acıyordu. Şimdi neden tüm vücuduma iğneler saplanıyormuş gibi hissediyordum?

Vücudum yerle buluşunca anladım her şeyi. O siyah arabanın ışıkları gözüme çarpınca anladım bana olan şeyi. İnsanların neden çığlık atıp beni gösterdiklerini anladım.
Ağzımdan sıcak bir sıvı yerle buluşunca anladım ben..

Anladımki bu ülke, bu şehir benim hayalim değil.. Benim kabusum, benim hayallerimin katiliydi.

O siyah araba benim geleceğimin ve hayallerimin katiliydi.

Ben, Duru Özgün hayalleriyle yaşayan, hayallerinden aldığı umutlarla nefes alan ben artık bir hiçtim.

Gözlerimi ışığa kapatıp,karanlığa açtım.
Biliyor musunuz? Her şeyi umut etmeyi severdim ben.

Mesela ben gözlerim açıkken bile hayal kurabiliyorum.

Ama en büyük hayallerim size saçma gelebilir, utanmadan bunu size  söyleyebilirim.

Benim en büyük hayalim bir idol olmak.

Sebebi sizin aklınıza gelebilecek şeyler değil.

Sebebi..

Sebebini boş verin belki ileride öğrenirsiniz.

Ve diğer bir hayalim BTS.
Ahh tabi bunu çok duymuşsunuzdur.
Çoğu ARMY'nin hayali BTS.

Ben sadece BTS dedim ama o üç harfin içinde çok şey yatıyordu.

Merak etmeyin öğreneceksiniz ama şimdi değil...

||||||||||||||||||||||||||||||

Selam güzel okurlarım

Nasıl heyecanlı olduğumu bilemezsiniz..
Ve doğruyu söylemek gerekirse birazcıkta korkuyorum.
Şimdi şöyle, biliyorum büyük ihtimalle bu kısımları okumuyorsunuz, çünkü bende okumuyorum hiç bir kitapta😂 Ama yazmak istiyorum nedensizce. Çok fazla uzattım özür dilerim.. Size söylemek istediğim şey şu. Bu hikaye tamamen benim düşüncelerim, kurgu bana ait. Yanlışlarımı görürseniz lütfen yazmaktan çekinmeyin.. sizin yanlış bulduklarınızı düzelterek ben daha güzel yazmaya başlayacağım.
Bu ilk kitabım değil. O yüzden çokta acemi sayılmam ama profesyonel olduğumuda söylemiyorum.  Şimdi siz profilime girip hani nerde diğer kitaplar diye sorarsınız yada sormazsınız ahsjhskd bir kitabım tutmuş ve çok sevilmişti ama ben bölüm yazmaya vaktim olmadığı için kitabı yayından kaldırmıştım.. Oysaki bir çok ülkeden okunuyordu... Neyse okumadığınızı bildiğim halde hala yazıyor ve uzatıyorum...
Kısacası😂😂

Umarım bu bölümü beğenirsiniz.
Hikayeye gizem katmak istedim.. Yapabilecek miyim bilmiyorum ama elimden geldiğince güzel yazmaya çalışacağım.

[Vote ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizin yorumlarınız, beğenileriniz beni yazmaya daha çok isteklendirir.. ]

İmaginary World || J.Jungkook ||Where stories live. Discover now