İmaginary World || J.Jungkook ||

✨Bakışları☁2

Korea/Seoul

İyi okumalar❤

||||||||||||||||||||||||||||||

Taksi durduğunda kulaklığımı çıkartıp yanımda duran sırt çantama attım. Arabadan indiğim gibi karşımda ki kocaman binaya ağzım açık bir şekilde baka kalmıştım.

Lüks bir yerdi ve ben alışık değildim böyle yerlere. Yanıma bırakılan bavulun sesiyle irkilip kendime geldim. Taksiciye ücretini ödemeyi bile unutmuştum bu koca oteli görünce. Ücreti ödedikten sonra yavaş adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Dönen kapıdan geçtikten sonra bu otele bir kez daha hayran kaldım.

Çok güzel bir yerdi. Daha fazla oyalanmadan resepsiyona doğru yürümeye başladım.

22-23 yaş arasında çok güzel bir kız vardı karşımda. Gülümseyerek beni selamladıktan sonra bende onu selamladım.

"Duru Özgün. Rezarvasyon yaptırmıştım" diyip beklemeye başladım. Görevli kız gözlerini bilgisayarda gezdirip bana döndü.

"Üzgünüm efendim. Adınıza rezarvasyon yok. " dedi.

Sonra kafama dank etti. Ben kore takma ismimle rezarvasyon yaptırmıştım.

"Pardon ben yanlış söyledim. Jung Soo-Yun adına rezarvasyon yaptırmıştım bakar mısınız?"

Kız tekrar gözlerini bilgisayarda gezdirirken. Gülümseyip kafasını kaldırdı.

"Evet efendim. 16cı kat 347 numaralı oda. Buyrun kartınız."

Teşekkür edip kartımı aldıktan sonra asansöre doğru yürümeye başladım. Odama yerleştikten sonra dışarı çıkıp gezmek istiyordum. Bunun için acele etmeliydim.

Odamın önüne gelip kartı okuttuktan sonra içeri girdim. Bembeyaz bir orda ve şehir manzarası karşılamıştı beni.

"Y- Oteli reklam ediyormuş gibi hissettim agshshdj"

Bavulumu yerleştirip, odayı gezdikten sonra küçük el çantama bir miktar para ve gerekli eşyaları koyup odadan çıktım.

İlk önce söz vermiştim. Kore'ye gittiğimde gideceğim ilk yer BigHit Entertainment olacaktı. Telefonumda haritayı açarak BigHit'in adresini bulup, otobüs durağına doğru ilerledim. Bir az bekledikten sonra otobüse bindim.

BigHit otele çok uzak değildi ama arada 5-6 sokak vardı hemde ilk kez gideceğim için otobüse binerek gitmek daha mantıklı gelmişti.

Kore'nin otobüs ve en çokta metro düzeni çok karışıktı. Otobüse bindiğim saniyeden kaybolmamak için dua etmeye başlamıştım.

Otobüsten indiğim gibi bir az yürüdüm, sola döndüğüm gibi karşımda duran kocaman bina BigHit Entertainment'a hayranlıkla, ağzım açık bakıyordum.

BigHitin kendine özgü bir binası yoktu ama yerleştikleri yer çok büyük bir binaydı.

Kapının önüne baktığımda bir sürü ARMY ve büyük siyah bir arabanın olduğunu fark ettim. Çok da umursamayıp tekrar binaya doğru bakışlarımı döndürdüm.

Acaba içerdemiydiler? Çok merak ediyordum. Ne yapıyorlardı? Onları çok ama çok görmek istesemde şu anda burda olan ARMY'lerde büyük ihtimal benimle aynı şeyleri düşünüyor ve istiyordu.

Bir an da kopan çığlık sesleriyle korkudan zıplamıştım. Kapıya baktığımda siyah maske ve gözlüklü bir kaç kişinin dışarı çıkıp, arabaya doğru yürüdüğünü gördüm. Bir az daha yaklaştığımda o kişilerin BTS üyeleri olduğunu görüp ve donmam bir kaç saniyede yaşanmıştı.

Çok hızlı bir şekilde arabaya binerleken onların yüzünü doğru dürüst görememiştim bile ama aralarından birisi.. Jin.. benim olduğum tarafa bakıp gülümsemişti. Arkama, sağıma ve soluma baktığımda hiç kimsenin olmadığını gördüm.

O.H.A
Bana mı gülümsemişti o?

Allahım sana geliyorum deyip içimden tüm duaları okumaya başlamıştım. Ama o bir kaç saniyelik zamanda, bana bakarak gülümseyip hemen sonrasında kaşlarını çatmıştı. Acaba neden öyle yapmıştı ki? Birine mi benzetmişti?

Onlar çoktan gitmişken ben heykel gibi yolun ortasında, ARMY'lerin çok arkasında durmuş düşüncelerimde boğuluyordum.

Hayır hayır. İyi değildim ben. Kendime gelip telefonu açıp, BTS'in bu gün programı var mı diye araştırmaya başladım.. Ve varmış bi televizyon programına davetlilerdi.

Koşarak otobüslerin olduğu tarafa doğru gidip otobüse atladım. Otele gidene kadar aklımdaki soruları kovmayı diliyordum.

Odama çıkıp televizyonu açtım. Umarım kaçırmamışımdır.

I ıh kaçırmamıştım. Hatta erken gelmişim bile. Program başlayana kadar yatakta yuvarlanmaya başladım. Of offf. Onları ilk kez gördüm. Ahahahaha inanamıyorum. Doğrusu yüzlerini göremedim ama onlardı işte. Bir tek Jin'in yüzünü görmüştüm ama neden öyle baktığıyla ilgili hiç bir şey aklıma gelmiyordu. Büyük ihtimal birine benzetmiş sonrasında benzettiği kişi olmadığım için kaşlarını çatmıştı.

Her neyse en azından bana gülümsemişti, bana bana.
Ahahahhahaha

Program başladığında tüm dikkatimle onları izlemeye başladım. Her zaman ki gibi çok ama çok çok yakışıklılardı.

Program bitmiş ve ben yatakta hayvan gibi tepiniyordum.. Süperdiler. Mühteşemdiler. Hele Mic Drop'u söylerken. Sonda Suga'nın mikrafonu atmasını söylemiyorum bile. Adam havalıydı.
Boşuna swag demiyorlardı, öyleydi.

Saatin geç olduğunu görüp yatağa girdim. Uzanınca çok yorgun olduğumu fark etmiştim. Vücudumda ki tüm kaslar sızlıyordu. Normalde yatakta 2 saat oyalanıp daha doğrusu yuvarlanıp uyuyan insanlardandım ama yorgun olduğum için gözlerimi kapattığım gibi uyukalmıştım.

Bakalım yarın neler bekliyordu beni...

||||||||||||||||||||||||||||||

Selam güzel okurlarım☁

Umarım bu bölümü beğenirsiniz.
Çok merak ediyorum ne düşünüyorsunuz hikaye ile ilgili. Ve sizce nasıl ilerliyor hikaye? Neler olmasını istersiniz?
Hepinizi seviyorum❤

[Vote ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizin yorumlarınız, beğenileriniz beni yazmaya daha çok isteklendirir.. ]