22

14.8K 1K 477
                                    

Önceki güncellemeyi bölüm yarımken yanlışlıkla yapmıştım. Asıl bölüm bu;

O gün eve döndüğümüzde aceleyle odama geçtim, üzerime pijamalarımı giyinip yatağa attım kendimi. Aşırı yoğun bir gün olmuştu. Program güncellenmişti ve 8 dersin 8'i de sayısaldı. Ölebilirdim.

Odama o anda biri girdi. Kağandır diye sallamadım. Sonuçta odama kapıyı çalmadan dalan tek hayvan oydu. "Oha, gelir gelmez uyuyacak mısın? Saat daha 15.30." Hakan'ın sesini duyduğumda şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.

"E ne yapayım?" diye homurdandım yatakta ondan tarafa dönüp. Odanın ortasında durmuş, göğsünde birleştirdiği kollarıyla bana bakıyordu.

"Kalk giyin, sinemaya gidelim. Vizyonda mükemmel bir korku filmi var." Götümü döndüm ona.

"Yorgunum. Başka zaman."

"Anneme sigara içtiğini söylerim." dedi alaylı bir sesle. Kaşlarımı çatıp gözlerimi duvara diktim.

"Ben sigara içmiyorum ki."

"Biliyorum." Bir homurtu çıkarıp omuz üzerinden ona baktım.

"Ne biçim abisin sen?" Sırıtıyordu.

"Yarım saat içinde salonda ol." Ve odadan çıktı. İç geçirip ayağa kalktım, uyuşuklana uyuşuklana dolabıma yönelip bir tişörtle pantolon seçtim. Üzerimi giyinip hırkayı üzerime geçirdim, gözlüklerimi çıkarıp lenslerimi taktım. 3D bir filme girersek sıkıntı yaşayabilirdim. Sonra saçlarımı düzeltip parfümlendim, son kez aynaya baktım. Hazırdım.

Tam odamdan çıktığımda Kağan'la burun buruna geldik. Birkaç saniye bakışmamız kaşlarının yavaşça çatılmasına yetti. Beni baştan aşağı süzdü, gözlerini gözlerime dikti.

"Nereye?" dedi dümdüz bir sesle.

"Sinemaya." dedim kısık sesle. Kaşlarını kaldırdı.

"Kiminle?"

"Hakan abimle." Birkaç saniye gözlerimin içine bakması gözlerimi kaçırmama yetti. "O benim abim."

"Ben de öyleydim."

"Değildin." Gözlerimi gözlerine çevirdiğimde hâlâ aynı soğukluğu koruyor, aynı noktaya bakıyorlardı. Parmak uçlarımda hafifçe yükseldim, yanağına bir öpücük bıraktım. "Endişelenmeni gerektirecek hiçbir şey yok." Elini avucuma alıp damarlarla kaplı parmaklarını başparmağımla okşadım.

"Bulut." dedi uyarı dolu bir sesle. Bakışlarındaki ciddiyet sesindeki uyarıyı destekliyordu. Sadece ismimi söylemişti ama ben o ses tonunda onlarca uyarı yakalamıştım.

Eğerlerle dolu ve sonuçlarında acı deneyimlerin bulunduğu bir sürü uyarı. "Kağan." Benim sesim onun aksine yumuşak ve güven arzusuyla doluydu. Gözlerimiz kesişik, birkaç dakika boyunca keçi inadıyla birbirimize baktık. O birkaç dakikalık bakışma sessiz bir güven çatışmasıydı.

"Git hadi." dedi başıyla hafifçe merdivenlerin olduğu tarafı gösterip. Sesi ve gözleri tam tersi, gitme diye bağırıyordu. Kağan zaten paranoyak bir tipti ama konu Hakan olunca kendini kaybediyordu. Tam o sırada Hakan merdivenleri çıktı. Kağan ayak seslerini duyunca tamamen oraya döndü bu sefer. Kağan ve Hakan arasında uzun bir bakışma geçti. Hakan alaylı bir bakış atıp gözlerini bana çevirdi.

"Hadi." Gözlerimi Kağan'a çevirdiğimde yumruklarının sıkılı olduğunu fark ettim. Zaten iri olan damarları neredeyse derisinin yüzeyine tırmanacaktı. Tekrar Hakan'a çevirdim gözlerimi. Hakan bana bakarken Kağan tüm öfkesini gözlerinde ve yumruklarında toplamış, inatla gözlerini Hakan'dan ayırmıyordu.

Kağan (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin