Autumn Leaves | yoonmin ✓

╰17╮

Onları Taehyung'un evinin önünde bıraktığımızda Jeongguk bana sarılmış, sonra ise benim bakışlarım yüzünden kızararak sevgilisiyle arabadan inmişti. Tatlılardı. Taehyung'un kardeşime olan bakışları bile benim için onların ilişkisini sevmem için yeterliydi.

"Eve gitmek istediğinden emin misin?"diye sordum Suga'ya dönerek. Kolunu omzuma atmış, beni kendine çekmişti ve yanağını başımın üstünde dinlendiriyordu ama onu görmek istediğim için pozisyonumuzu bozmak zorunda kalmıştım. Kokusunun beni sarması zaten başımı döndürürken yüzlerimizin arasındaki mesafe yutkunmamı sağladı. "Sen istemiyor musun?"

"İstiyorum."dedim ve bu sefer ben kolumu onun boynuna dolayıp dudaklarımı dudaklarına sürttüm. "Ama eve gittiğimizde benimle değil de Holly ile ilgileneceğini ikimiz de biliyoruz."dediğimde, nefesini tuttuğunu anlamam zor olmamıştı. Bu beni gülümsetirken şoför bizi görmediği için şükrettim ve diğer elimi yanağına koydum. Suga ellerini belime koyarken, "Sikeyim."diye fısıldadı. "Yapma Jimin."

"Neyi?"diye fısıldadıktan sonra dudaklarına hafifçe dudaklarımı bastırdım. Dilimi de dudaklarında gezdirdikten sonra beni öpmesine izin vermeyerek geri çekilmiş, koyu gözleriyle karşı karşıya gelmiştim. "Sen-"

"Holly'nin bakıcısına mesaj atmalısın."dedim. "Bugün sadece benimle ilgilenmeni istiyorum."

"Seninle mi?"dedi nefesini tutmuş, boğuk ve lanet derecede baştan çıkarıcı bir sesle.

"Evet, benimle."dedikten sonra yumuşak yanağındaki elimi çekip belimdeki elini kavrayarak sertliğimin üstüne koydum. Onun için lavabodan çıktığımız andan beri ne kadar sert olduğumu, bu sefer tek başıma bu sorunu çözmek istemediğimi anlamasını istiyordum. "Ve bununla."

"Jimin."dedi. Sertliğimin üstünde elini hissetmek kasıklarımdaki sızının görmezden gelemeyeceğim kadar artmasına sebep olmuştu. Gözlerimin içine bakarak elini sıkılaştırdığında, yüzüm kasılırken "Suga,"diye inledim. Dudaklarım aralık kalırken, elim saçlarına gitmiş ve hiçbir pişmanlık hissetmeden parmaklarım yumuşak saçlarını çekmişti.

"Eve gittiğimizde ne yapacağım, biliyor musun?"diye fısıldadı ve eli hala sertliğimi sıkıp okşarken yüzünü bana yaklaştırdı. "Tatlı yüzüne, yaramaz ellerine, güzel bedenine neler yapacağım biliyor musun?"deyip dudaklarıma yaklaştı ve aralık duran dudaklarımdan alt dudağımı dişlerinin arasına aldı. "Duymak istiyor musun? Seni yatağımıza yatırdığımda ve üstüne çıktığımda, dilimle vücuduna neler yapacağımı, senin nasıl çığlık atmanı sağlayacağımı duymak istiyor musun?"dedikten ve dudaklarını kulak mememe götürüp emdikten sonra benim tekrar inlememi sağlayınca dişlerini de kulak mememe geçirmiş, göz kapaklarımın kapanmasını sağlamıştı. "Evet."diye inledim. "Lütfen..."

Araba sakince ilerlemeye devam ederken, bulunduğumuz yerde sadece benim sesli nefes alışverişim yankılanıyordu. "Sadece evet mi?"diye sordu Suga, dilini boynuma indirmişti. "Oppana istediği cevabı vermeyecek misin?"derken elini yine sert ve zor durumda olan penisime pantolonumun üstünden sürtmüştü.

"Oppa..."diyerek inlememe engel olamazken, Suga dişlerini boynuma geçirdi. Şu an kendime inanamıyordum çünkü oppa derken gerçekten zevk almıştım. Şu an hayallerimden bile daha baştan çıkarıcı şeyler yaşıyordum ve biz sevişmiyorduk bile. "Seni rahatlatmak istiyorum ama istediğim şeyleri söylemiyorsun."diyerek fısıldamış, ardından geri çekilmişti.

Gözlerim kocaman açılırken dudaklarım kendiliğinden büzüldü. "Ama-"

"Hayır."dedi yüzündeki ufak sırıtışıyla bana bakarak. "Boşalmayacaksın."demiş, ardından iki elini de benim vücudumdan çekerek telefonunu çıkarmıştı.

"Ama seni istiyorum."diye fısıldadığımda dudaklarını yaladı ve bana baktı. Gözlerindeki ateşi görmemek imkansızdı. "Biliyorum ama istediğini sana şimdi vermeyeceğim."deyip telefonuna döndü ve birisini aradı.

Geri kalan eve dönüş yolunda onu izlemiş, kızardığım için domatese benzemeyi umursamamıştım. Ona oppa dediğim, ondan tahrik edici şeyler duyduğum, dokunuşlarının çarpıcı etkisini hissettiğim o anlar aklımdan çıkmazken sadece onu izlemiştim.

*