╰6╮

14.2K 1.1K 1.2K
                                    

Autumn Leaves-6

Suga, bana gerçekten ilgi duyuyor gibi davrandıkça hislerim kontrolüm dışında daha da çoğalıyordu. Ona her zaman aşıktım ve onu her zaman sevmiştim. Kendimi onda bulmuştum ve her zaman sevgili olduğumuz hayallerimle birlikte geceleri uyumaya çalışmıştım.

Ama tanrı aşkına, şu an yaşadıklarım hayallerimden bile daha uçuk şeylerdi.

Onun, Hannah The Hill'deki apartman dairesine gitmeyi bırakın o semtin yanından bile geçmemiştim. Eh, zaten Seoul'a da yeni gelmiştim ama gerçekten... Tanrım!

Arabasına binerken o her zamanki gibi yüzünün çoğunu kapatmıştı. Nasıl önünü gördüğünü hala çözemiyordum ama sanki şapka takmıyormuş gibi arabasına yürümüş ve binmişti. Ben de arkasından yürümüş, başımı kaldırmayarak peşinden arabasına girmiştim.

Çok fazla kişi vardı. Herkes fotoğraflarımızı çekmişti ama yanlış hiçbir şey olmadığı için rahatlıkla yanına oturmuştum.

"Bu ilgiye alışsan iyi edersin."diye mırıldandı Suga maskesini indirip şapkasını da eline aldıktan sonra.

Gözlüklerim kaydığı için biraz yukarı ittim ve şapkamı çıkarıp saçlarımı geriye attım. "İlk kez bu kadar büyük bir topluluk fotoğrafımı çekti, alışmam için biraz zaman gerek."

Kafasını salladı ama gözlerini benden ayırmıyordu. Yüzü her ne kadar ifadesiz olsa da bakışları organlarımın işlevlerini hızlandırmasına sebep olmuştu.

"Ne?"dedim kızarırken.

Dudakları kıvrıldı. "Çok güzelsin."

"Biliyorum."dedim ve güldüm ama şimdi daha da fazla kızarıyordum. Resmen bana güzel olduğumu söylüyordu! Sevdiğim kişinin o boğuk sesinden bunları duymak beni nasıl heyecanlandırmazdı ki?

İlk önce şoförün olduğu tarafa baktı. Sanırım ön tarafta oturan menajerinin bizi görmediğinden emin olmak istiyordu. Daha sonra bana döndü ve elini sol bacağıma koydu ama eli yavaşça iç tarafa kaymış, oradan da yukarı çıkmaya başlamıştı. "Jiminie, egonun ve dudaklarının tadı güzel ama vücudunun tadını daha çok merak ediyorum."diye fısıldadı.

Ben ise titredim. "Ne yani beni evine seninle yatmam için mi götürüyorsun?"diye sorduğumda kaşlarını ilk önce kaldırdı. Gözlerindeki şaşkınlığı gizlemeyi pek başaramıyordu. Sonra ise gülümsedi ve ben ölecek gibiydim. "Seni evime götürüyorum çünkü seni daha fazla yanımda istiyorum aptal. Sesinle uykuya dalmak beni şimdikinden daha fazla huzurlu hissettirecek mi merak ediyorum. Bugünkü gösteri için seni gerçek anlamda tebrik etmek, sarılmak ve seni öpmek istiyorum." Dudaklarını yaladı ve sesini kısık tutarak konuşmaya devam etti. "Sana ilgi duyuyorum ve senin de bana karşı hiç boş olmadığını biliyorum."

"Suga hyung..."

"Bana şunu söyle."dedi ve bacağımı sıkan elini geri çekti. "Sahneye gitmeden ve sahneden geldikten sonra sana sarılmamı ve öpmemi istemedin mi? Çünkü ben çok fena istedim."

Gözlerimi açtım. "Hyung! Sessiz ol."diye mırıldandım araba biraz daha hızlı gitmeye başlamışken.

O ise sert yüzünün yanı sıra yumuşak ve içimi eriten bakışlarıyla bana bakmaya devam ediyordu. "Jimin, sen tüm geleceğimi çöpe atmama değer biri misin?"

"Neden böyle konuşuyorsun?"diye homurdandım.

"Çünkü sadece altıma almak için seni sahneye çıkarmazdım ya da şirkette öpmezdim. Ama sen yine de sanki sana zorla sahip olacakmışım gibi davranıyorsun."dedi ve dilini ağzının içinde gezdirip gözlerini dışarıya çevirdi.

Autumn Leaves | yoonmin ✓Where stories live. Discover now