Bu benim hayalimdi

61 2 0
                                    

"Uyanacak mısın polis mi çağırayım!" Sabahtan beri Ege'yi uyandırmaya çalışıyorum.Resmen ben uyandım hatta çocuğun başında uyanması için bağırdım ama o hala aynı sakinliğinde uyuyor.
"Ege hadi kalk ya!" En sonunda kolunu sarsmaya başladım uyanması için.
"Ya insanlar öperek uyandırılıyor ben sarsılarak." Gülümsedim ve hızlı bir şekilde öptüm yanağını."Güzel şimdi uyanabilirim"
İki saatir ayı gibi uyuyan çocuk bi öpücükle iki saniyede uyanmışyı resmen."Hadi hazırlan okula gidicez" ve ordan da normal hayatlarımıza."Tamam" odasına gidip üstünü değişti aynada saçlarına hafif şekil verirken onu gülerek izliyordum.Tam yanakları sıkılmalıktı bu haliyle."Çıkabiliriz" arkasını döndüğünde gülümsememe karşılık içten bir gülümseme sundu bana.Ah yanağındaki büyük çukur.Evden çıkıp arabasına bindik.
"Bu arabada bir şey var bak uyuyakalıyorum hep bunda" normalde arabada uyurdum aslında ama çok yorgun olduğumda."Belki de sırf sen uyu diye koku felan sıkıyorumdur arabaya hı?" Dalga geçtiğini belli eder bir tavırla söylemişti bunu "Bence öyle vallaha" ben de ona dalga geçer gibi cevap vermiştim.Okula yaklaştığımızda "Çıkışta ara beni ben bırakıyım seni eve." Bu arada şu sinema gişe işinden atıldım patronumuz o gün işe gelmeyip o sinemay girdiğimi görünce sinirlenmiş kovmuş beni tabii bana bunları mısırcı çocuk anlattı."Olur ararım"dedim ve okulun otoparkına girdi araba.Her seferinde olduğu gibi kapıyı açtı bana ve yine ayağım takıldı.Bakın benden söylemesi bu kapıda da bu arabada da birşey var ya kesin.Yavaşça belimden tuttu beni.O sırada okulun camından birkaç kızını bizi izlediğini gördüğümde sırf onlara inat bir süre öyle kalmamıza izin verdim."Ben diyorum bu arabada birşey var diye" ve tekrar düzgün bir şekilde durabildim.
"Arabama laf etmeyin hanımefendi bu sizin sakarlığınız" dedi gülümseyerek.Bende gülümsedim ve yanından ayrılıp dersimin olduğu sınıfa ilerledim.Aslında bakarsanız öyle tek başına kalıcak yada dışlanan insanlardan değildim.Arkadaşlarım olurdu bende aralarındaki normal ama konuya dahil olan kız olurdum bir şekilde.Bence bir arkadaştan zarar gelmezdi ama iç sesim arkadaşımın olmasını istemiyormuş gibi reddediyordu bu isteğimi.En sonunda girdiğim sınıftan gözüme tatlı görünen bir kızın yanına oturdum.Evet evet resmen "Boş mu?" yada "Oturabilir miyim?" diye sormadan direk kızın yanına oturmuştum.O sorular pek bana göre değildi.İnsanlarla konuşmak pek bana göre değildi aslında ama neyse."Selam" evet ilk konuşmayı o başlattı oh demek ki yanında biri yoktu."Selam" dedim gülümseyerek "Arkadaş olmaya çalışıyorsun sanırım" tamam bu plana dahil değildi yani bunu anlamaması gerekiyordu "Şey evet ama sen bunu nasıl anladın?" Hafifçe gülümsedi bu soruma karşılık "Etrafa kurbanlık koyun arıyor gibi bakıyordun da ondan" Kurbanlık koyun? Garip bir benzetme."Anladığına göre ben Irmak"diyerek elimi uzattım.İsmimi garip bulması gerekirken "Bende Jessie sen kısaca Jess diyebilirsin" hm samimi bir kıza benziyor ve aklı başında.Sınıfa öğretmenin girmesiyle konuşmamız bölündü."Dersten sonra kafeteryada konuşabiliriz sanırım" ah tam aradığım insan tipi hiç birşeyi bana bırakmamıştı yani bunları ona ben teklif etmek zorunda kalmamıştım ki zaten bunu yapabileceğimi zannetmiyorum."Harika olur"dedim gülümseyerek.Arkadaş önemli bir kavram yani en azından yalnızlıktan kaçan benim için öyle.Dersin sonlarına doğru telefonuma bir mesaj geldi.
Gönderen:Deli Doruk
"Gelemediğim için özür dilerim telafi edicem söz."
Aslında gelememesini önemsememiştim.Hem sınavları hem kız meseleleri benim olmadığım hayatı arkadaşları ailesi bunlar gelmesine engel olmuş olabilirdi ve gayet normaldi.
Gönderilen:Deli Doruk
"Haftaya telafi ederiz"
Biraz baştan atma cümlesi gibiydi ama fark edeceğini sanmıyordum.Telefonumu kapatıp çantama koydum ve birkaç dakika sonra ders sona erdi.Jess'le beraber dersten çıkıp kafeteryaya ilerlemeye başladık.Yol boyunca pek konuşmadık sonra ikimizde kahve alıp bir masaya oturduk.
"Bahset biraz kendinden." Konuya dalmayı seven bir yapısı var güzel.
"Burda doğdum ama Türk'üm yani annem Kanada'lı babam Türk her neyse karışık biraz.Türkiye'de büyüdüm.Bu yıl okumak için buraya taşındım.Yani aslında taşınma konusu da biraz karışık ama olsun.İşte burda tek başıma yaşıyorum yeni yeni alışmaya çalışıyorum işte ve sonunda bir arkadaşım olduğuna karar verdim." Evet kendimden bahsetme şeklime hayranım."Ve beni seçtin" başımı olumlu anlamda salladım."Ben Londra'da doğdum.Ama burda büyüdüm yani nasıl oldu ne sen sor ne ben anlatayım.Annem sırf beni doğurmak için Londra'ya gitmiş.Aslında anlatmış oldum ama neyse.Burda büyüdüm yani çocukluğum felan hep burda geçti.Lise son sınıfta arkadaşlarım vardı aslında ama çoğu yurt dışındaki üniversitelere gitti yada farklı üniversiteleri seçtiler yani biraz yalnız kaldım denilebilir ve işte sen beni seçtin sanırım artık yalnız değilim" yavaşça gülümsedi iyi biri olduğu belliydi.Yani umarım beraber iyi anlaşırız.
"Ee sevgilin var mı?"
'Var mı?'
'Yok mu?'
"Yok"
"Ahaha güzel benimde yok"
"Aslında güzel bir kızsın sevgilinin olmasını beklerdim." dedim çünkü öyleydi."Arkana bak ama yavaşça." çaktırmamaya çalışır bir şekilde arkamı döndüm."Okulun hokey takımı kaptanı sevgilimdi.Yani beni başka biriyle aldatmadan önce." aslında yakışıklı bir çocuktu ama resmen şerefsizlik yapmış yani."Ne gerçekten mi kesinlikle kendi kaybetmiş." Avutma şeklime de hastayım."Evime gelip kapımın önünde yatıp ağladı.Ama kabul etmedim yani gururlu bir kızım belki ondan yoktur sevgilim"
Gururlu kızların sevgilisi olmaz diye bir şey yoktu ama gururlu kızların çoğu bazı şeylere boş yere gurur yaptıklarından biraz zor sevgilileri olur.Bu kızların içinde bende varım.
"Bak bu numaram kaydet hatta ben seni sosyal medyadan bulur eklerim.Ordan da sohpet ederiz.Birazdan dersim başlayacak gitmem gerek görüşürüz Irmak" ve yine yalnız başıma masada oturmaya başladım.Kız yanında numarasının yazılı olduğu kart taşıyordu.Garip.Karşı taraftan gelen Ege ve yanındaki birkaç arkadaşını gördüm.Ah ne harika.Telefonumu açıp Jess'in sosyal medyamdan attığı istekleri kabul ettim.Ne kadar da hızlı bir kız.
Jessie1089:
"Buldum seni artık burdan konuşuruz yarın okulun kafeteryasında ol."
"Tamamdır"
Ve biraz daha telefonumla ilgilendirdikten sonra başımı kaldırıp etrafa baktım.Ege bana bakıyordu.Hayır yani ne var bakıyorsun?
Gönderen:Hayvan Ege
"Kimle mesajlaştın az önce"
Sanane
Gönderilen:Hayvan Ege
"Sınıftan bir arkadaş edindim de onunla."
Gönderen:Hayvan Ege
"Kimmiş o?"
Gönderilen:Hayvan Ege
"Biri işte ya"
Ve sinirle kapattım telefonumu.Sonra ona küçük bir bakış atıp kalktım oturduğum masamdan.Girmem gereken iki ders daha vardı.Resmen zorla dinlemek zorunda kaldım o iki dersi.Kendimi boğacak duruma geldiğimde öğretmen sesi kısıldığından dersi bitirdi ve bizde kurtulmuş olduk.
Gönderilen:Hayvan Ege
"Çıktım ben"
Birkaç dakika sonra cevap geldi.
Gönderen:Hayvan Ege
"Güzel,otoparktayım."
Hızlı adımlarla okulun kapısından çıkıp otoparka doğru ilerledim.Arabanın önünde bekliyordu Ege.Geldiğimde kapımı açtı ve bende bindim.Sonra yine sessiz bir şekilde devam ettik bir süre yolumuza.
"Kim o arkadaşın?"
"Ne yapacaksın acaba?"
"Kız mı erkek mi?"
"Kız"
"Güzel"
"İyi
"Tamam"
Bu ne trip atan sevgililer gibi.
"Eve gitmesen?"
"Nereye gideyim Ege?"
"Yine bende kal."
"Maşallah kaç gündür sende kaldım yeter o kadar."
"Ama bana yetmedi."
"Mesaj atarım."
"Öpücük yerine geçer mi?"
"Tamam sen bana gel."
"Öpücen mi?"
"Öpücem tamam öpücem."
Bitmek bilmeyen öpücük sevdalı Ege.Arabayı evin önüne park etti ve beraber indik.O sırada evin dağınık olmaması için dua ediyordum.Uzun uğraşlar sonra çantamın içinden anahtarı bulup açtım evin kapısını.
Tanam girişte sorun yoktu.Ondan önce eve girip.Hızla salonun ne durumda olduğuna baktım.Normal sayılırdı.Salondaki küçük bir balığım vardı.Evde olmadığım günler balığı besleyebilmek için alt komşuma anahtarı vermiştim.Balık yemi yere dökülmüştü onun dışında pek birşey yoktu.Ege'de korka korka girdi içeri."Gel"dedim onun bakışlarını gördüğümde."Öyle hızlı girdin ki içeri eve erkek attın sandım." dedi gülerek."Aslında vardı da camdan kaçmış" dalga geçer bir şekilde cevap verdiğimde kötü bir bakış attı bana."Balık yeminin kusuruna bakmazsın."
"Niye bakıyım ya."dedi ve koltuklardan birine oturdu."Aç mısın?" gülümseyerek başını salladı."Tamam o zaman ben birşeyler hazırlayayım."
İçeri gittim ve evden olan malzemeleri çıkarıp birşeyler hazırlamaya başladım.Hazır bir çorba yaptım.Yani hazır olduğu için yapaması kolay olmuştu.Türkiye'den gelirken yanımda getirdiğim mantılardan birini çıkarıp hazırlamaya başladığım sırada Ege girdi içeriye.
"Sıkıldım beklemekten"dedi ve kafasını omzuma koydu.
"Sever misin?"diye sorduğumda
"Senin yaptığın herşeyi severim" ah bu çocuk benim kalbimi eritiyor.
Omzundaki başı yavaşça boynuma gömüldü sonra küçük bir öpücük kondurdu boynuma.
"Seni seviyorum" kulağımda fısıldaması yankı yaparken elim titremeye başlamıştı.Elimi tutup benimle karıştırmaya başladı yemeği diğer eliyle belime sarılıyordu.Şuan güzel evli çiftlerden farkımız yoktu.
Bir süre sonra "Bende" diye fısıldadım.
"Ne sende?" Bilerek sorduğunu biliyordum.
"Bende seni seviyorum" dediğim şeyle titremeye başladığında arkamı dönüp sarıldım ona.Ve yemekten kaynama sesleri geldiğinde."Tamam yemeği yakıcaz hadi." diyerek ayrıldım ondan.Sonra hazırladığım yemeği tabaklara koyup masaya bıraktım. "Hadi oturalım" ve beraber masaya oturduk.Bir süre ikimizde sadece birbirimize baktık.
"Hadi tadına bak" beğenmemesinden korkuyordum aslında.Yavaşça bir kaşık aldı yemeğinden.Yüzünün ekşidiğini gördüğüm anda ellerimle kapattım yüzümü.
"Çok mu kötü ya." dedim korkak sesimle
"Yani baya kötü ya" derin bir nefes verdim ve kendime bir güzel saydırmaya başladım.Hemde daha çorbadan bi kaşık almıştı.Diğer yemeği yememişti bile.
"Ya aç ama yüzünü görmek istiyordum ben."
"Napcaksım utanmış yüzümü ya"
"Gülücem şaka yaptım çünkü."
'Ne!'
Sinirle açtım ellerimi."Bu nasıl şaka ya çok korktum." dedim öfkeyle."Çok güzel olmuş ellerine sağlık."ve gülümsememe neden olan o gülümsemesi.
Çorbaları bitirdikten sonra beraber karıştığımız mantımızı koyum tabaklara."Bak bunu beraber karıştırdık kötü olmuşsa ikimizin suçu sayarım." kendi üzerimden suçu atmak konusunda bir numarayım."Tamam tamam"
Yedik mantımızı çok güzel olduğu için kendimizi öve öve yemiştik tabii Ege yine mükemmel egosunu konuşturmuştu.Şu tezgahın üzerindeki yıkanacaklar bölümüne bıraktım tabaklarımızı.Ve beraber salona geçtik.Küçük sehpanın üzerindeki bir kitabı eline alıp karıştırmaya başaldı Ege.
"Bana okur musun?" diye sordum sessizce
"Tamam" Yavaşça dizlerinin üstüne uzandım.Kitabı açtı ve birkaç sayfa çevirip okumaya başladı.O mükkemmel sesiyle hem kitap okuyordu hemde saçlarımla oynuyordu.
Kitapta yazar sevdiğine olan aşkını anlatıyordu.Masumdu aşkı,tuhaftı belki ama gerçekti güzeldi ve her aşkta olduğu gibi özeldi.Birkaç bölüm okudu bana güzel sesiyle.O kitap bizim kitabımızdı bundan sonra.Her okuduğumda onun okuyuşunu hatırlayacağım bir kitaptı o.Küçükken babam bana kitap okurken uyuyakalırdım hep.Sırf onunla olan zamanım değerli olduğu için açık tuttum gözlerimi.Dayandım kapatmadım.Dayandım ağlamadım.Ve kaldırdım başımı dizinden.
"Teşekkür ederim" dedim usulca.
"Öpsene beni" her seferinde söylediği o söz.Her seferinde içimi garip etmeyi nasıl başarıyor diye düşündüm bir an.
"Öpsene beni" bu sefer ben söylemiştim.Çünkü bu sefer benim ihtiyacım vardı.Yüzümü ellerinin arasına alıp bir anda dudağımı öpmeye başladığında şaşkınlıktan gözlerim açılmıştı.Ne yaptığımı anlamadığım anda yavaşça ittim onu.
"Hem öpsene beni diyorsun hemde itiyorsun ne yapayım şimdi ben?"
"Dudağımdan mı öp dedim"
"Öpsene beni dedin yerini belirtmedin sonuçta"
"Cezalısın benimle korku filmi izlemek zorundasın."
"Akşam benimle uyursan neden olmasın"
"Tamam ben mısır patlatıyım.Bak şu ilk çekmecede korku filimleri var sen seç birini."
"Gerçekten bir çekmece dolusu korku filmin mi var?"
"Evet seviyorum izlemeyi" ve içeri gidip mısır patlatmaya başladım.
"Seçtim ben filmi mısırı da beraber patlatalım."
Ve yine omzuma koydu başını.Bir anda patlayan mısırların kapağını açtığında mısırlar üstümüze patlamaya başladı.Biraz güldükten sonra hızla elinden tencerenin kapağını alıp kapattım."Her yer battı bak sana toplatıcam sabah buraları." masum gözlerle bana bakıp "Beraber toplarız." dedi.
Elimizde mısırlarla içeri geçip korku filmini açtık.İlk başlarda ikimizde korkmasakda bir anda ekranda beliren şeylere karşı çığlıklar atmış hatta yerimizden sıçramıştık.Alt komşum anlayışlı biri olduğundan şanslı sayılırdık.Film bittikten sonra bir süre ikimizde ekrana baktık.
"Kesinlikle benimle uyuman lazım" dedi Ege sessizliği bozarak."Bencede" ona katılıyordum çünkü bir anda ağır gelmişti biraz ki onu düşünemiyordum.Gözlerini zor açık tutan Ege'yi izledim bir süre."Tamam hadi gel uyuyalım." Ege'yi elinden tutarak kaldırdım koltuktan.Odama girdiğimizde yatağımın üstü duvarını kaplayan beyaz led ışıkları yaktım.
"Bak şimdi ortaya yastık koyucam onu geçmek yok anlaştık mı?"
"Ama ben sana sarılcaktım."
"Yok öyle"
"Var öyle"
Elimden tuttu ve beraber yatağa uzandık.Sonra arkamdan sarıldı bana.
"Ben birşeye sarılmadan uyuyamam"
"Yastık var"
"Ama hayalimdi bu benim"
"Gerçekleştirelim o zaman"
"Gerçekleştirelim."
Ve bir süre sonra ikimizinde gözleri kapandı.

İlk AşkTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang