Tombik Sözü

52 3 0
                                    

Sabah olduğunda ikimizde ayrı yerlerde uyanmıştık.Hatta en son duyduğum seslere göre Ege yere düşmüş bile olabilir.Zor da olsa uyanıp Ege'yi düştüğü yerden kaldırdım.Nasıl becerdiğini sorma gereği duymadım çünkü Ege işte.Canının yandığını düşünüp yanağını öptüğümde yüzünde beliren gülümsemeye bakıp gülümsedim.
'Gülüşünü sevdiğim.'
İçimdeki aşık Irmak'ın yine başladığını hissettiğim sırada beraber oturduğumuz yerden yavaşça kalktım.Telefonumun ekranından saate baktığımda beklediğim şey olmuştu.Okula geç kalmıştık.Okuldan sonra yavaş yavaş eşyalarımı toplamaya başlayacaktım.Yani Ege'nin isteği buydu.Sonra evi kiraladığım kişiyle görüşecektim.Bunların yanı sıra Doruk'la da konuşmam gerekiyodu ama onu sonrada yapabilirim diye geçirdim içimden.Hızlıca üstümüzü giyinip çıktık evden.Ege ile o evde uyumak bana göre dünyanın en güzel şeyiydi.Ve ben günden güne daha çok alışıyordum ona,onunla uyumaya.Bu yüzden onunla yaşamak... Bilmem, çok güzel olucak gibi geliyor.Onu her an görebilmek.Evde yalnızken onu düşünmekten kafayı sıyırma noktasına kadar geliyordum.Sadece düşünmek.Yetmiyor ya.
Ben bunları düşünürken biz okula gelmiştik.Arabadan indik ve bu sefer kapıda ayrılmak yerine el ele girdik okula.Eğer bu Türkiye'de okuduğum okulda olsaydı insanların hakkımda söyleyeceklerini düşünerek asla böyle bir şey yapmazdım ama burası öyle değildi.Hem çoğunluk bizi tanımıyordu.Aslında beni.İnsanların duygularına saygı duyuluyordu şimdilik gördüğüm kadarıyla.Sınıfa girmeden Ege'yi öpüp yanından ayrıldığımda Jessica'nın vay be dercesine bana baktığını gördüm.Pek arkalarda oturmasada onun yanındaki sıraya oturdum.
"Bana öyle bakamayı keser misin?"
"Elimde değil siz çok tatlı bir çiftsiniz."
"Bunun hakkında konuşmak yoktu?"
"Tamam sustum."
Günlük sıradan konuşmalarımızdan biri.Kendisinin hala sevgilisi yoktu ama kaderin ondan beklemesini istediğini düşünüyordu şu sıralar.Fal bile
baktırmıştı.Falcının ona beklemesini aşk hayatının çok güzel olacağını söylemesiyle o yakışıklıyı beklemeye başlamıştı Jess.Geç kaldığımızdan ilk derse girememiştik.O ders dışındaki tüm derslerime girip çoğunu dinledim.Yani hepsi değil belki ama çoğu.
Gönderilen:Hayvan Ege
"Ege çıktım ben."
Cevap mesajı yaklaşık bir 10 dakika sonra gelmişti.
Gönderen:Hayvan Ege
"Şey güzelim benim önemli bir işim çıktı şuan okulda değilim kendin gidebilirsin değil mi?"
Gönderilen:Hayvan Ege
"Giderim tabii sorun değil sen işini hallet."
Bu benim için sorun değildi hatta yürmek iyi gelir diye düşündüğüm için eve yürümüştüm.Eve gelip yemek yedim ardından ders çalıştım ve sonra eşyalarımı koliledim.Hepsini değil ama bir kaçını koliye koyup sardım.Evin sahibiyle konuştuğumda bir sorun olmayacağını söyledi.Artık tek bir kişi kalmıştı sanırım.O da Doruk."Hallederim onu ya kıyamaz o bana." kendimi avutmaya çalışıyordum sanırım.Barış'tan Ege'yi öğrenmiş olması gerekirdi ama bana hiç sormamıştı.Barış hiç şansının kalmadığını anlayıp Türkiye'ye geri döndü.Bu ben ve Ege için harikaydı.Yani biraz daha dövüş kavgaya dayanabileceğimi sanmıyorum.
Gönderen:Hayvan Ege
"Güzelim benim işim biraz uzadı yarın sabah gelemeyebilirim."
Gönderilen:Hayvan Ege
"Sorun değil otobüsle giderim ben sen işinle ilgilen iyi uykular sevgilim."
Gönderen:Hayvan Ege
"İyi uykular aşkım."
Her ne kadar mesajda umursamıyor gibi görünsemde o uzayan işin ne olduğunu deli gibi merak ediyordum.Ama sorup onu sıkmak istememiştim.Böyle uzayan bir işse onu sıkıyor demektir yarın sabah okula gitmek yerine ona gideyim.İç sesim çok zeki ya.Evet evet kesin ona gideyim.Hem güzel bir kahvaltı hazırlarım karnını doyurur.Hemde onu sıkan işin ne olduğunu öğrenir eğer gitmemi isterse de giderdim.Bu düşüncelerden sonra beynim epey bir yorulmuştu.Odamın loş ışığı gözlerimin kapanamasına sebep oluyordu.Kendimi daha fazla zorlamadım ve bu sefer tek başıma kendi yatağımda uyudum.
Sabah erken saate kurduğum alarm yüzünden güne "Kes sesini!" diye bağırarak başlamıştım.Ama alarm sözlerimi dikkate almayıp hızını kesmeden çalmaya devam etti uzun bir süre.En sonunda alarma saydırarak zor bir şekilde kalktım yatağımdan.Banyoda yüzümü yıkadım ve ayılmak için aynada boş boş kendime baktım.Gözlerimi tam anlamıyla açabildiğim zaman dolabımdan güzel görünecek bir kaç kıyafet çıkarıp denedim bir süre en sonunda yeter artık diyerek durdurabildim kendimi ve yakıştığını düşündüğüm bir kot pantolon salaş sıradan bir bluzla çıktım evden.Otobüse binip Ege'nin evine yakın bir yerlerde indim.Yine Ege'nin evine yakın bir markete uğrayıp kahvaltı hazırlamak için malzeme aldım.Bir elimde poşetlerle beraber mutlu bir şekilde ilerliyordum evine doğru.Bir an onu görmediğim sürelerde ne kadar özlediğimi fark edip adımlarımı hızlandırdım.Apartamanın merdivenlerini çıkıp Ege'nin evinin olduğu kata geldiğimde karşımda sabahlığıyla duran kıza baktım.Bir süre anlamamış bir şekilde suratına baktıktan sonra kız ingilizce bir şekilde bana kime baktığımı sorduğunda Ege'nin arkadaşı olduğumu söyledim.Ve kız bana Ege'nin sevgilisi olduğunu beraber kahvaltı edeceklerini söylediğinde özür dileyerek ayrıldım apartmandan.Evet resmen rahatsızlık verdiğimi düşündüğüm için özür dilemiştim öylece.Hemde kız benim sevgilimin evinden sabahlığıyla çıkınca.Yolda ne olduğunu hala anlamamıştım ama bir süre kendime kızdım ona güvendiğim için mucize diye bir şeye inandığım için.Harikulade diye bir şey yoktur.Umutsuzluğa kapıldığım her durumda aklıma gelen bu kitap cümlesini düşündüm bir süre.O kitaba göre gerçekten harikulade yoktu ama bana göre vardı.Ve o kız her kimse benim içimi beklediğimden daha çok acıtmıştı.Ben Ege'ye düşündüğümden daha çok bağlanmıştım.Eve geldiğimde yatağıma uzanıp hiç kimsenin telefonlarına cevap vermedim.Ve Ege'den gelen tüm mesajlarım okumadan sildim.Bu olaydan biraz sonra Ege gelip kapıyı çalmaya başlamıştı bile.Kapının önüne çömeldim ve sırtımı kapıya yasladım hiç sesimi çıkarmadan dinledim
"Ne kadar tedirgin oldum biliyor musun?" üzgünüm. "Irmak aç kapıyı konuşalım bak o sana ne dedi bilmiyorum ama söylediklerine inanmış olamazsın."
Hayır inanmadım.
"Irmak bana güvenmiyor musun?" güveniyorum. "Bana bir şey söylemezsen gitmem."
"Git Ege, git." Sonra bir süre olan sessizliğin ardından Ege yavaşça kalktı kapının önünden ve hiç bir şey söylemeden dediğimi yaptı.Tek başıma kalınca keşke dinleseydim desem bile pek bir faydası olmamıştı yatağımda düşüncelerim arasında boğularak uykuya daldım o gece.Sabah olduğunda yorgun hissetsem de özenerek hazırlandım ve kahvaltı yapmadan çıktım evde.Kapının önünde bekleyen Ege'yi görmemezlikten geldim ve devam ettim yoluma.Arkamdan gelip bileğimden tuttuğunda yavaş ve sakin bir şekilde arkamı döndüm."Ne vardı?" bir süre yüzüme öylece baktı sonra "Söylediklerinin gerçek olmadığını biliyorsun." emin bir şekilde konuştu ama ben emin değildim."Bilmiyorum Ege." gözlerindeki hayal kırıklığını gördüğümde söylediğim şeyden pişmanlık duydum."Sana söyledim." ses tonundan belliydi kalbinin kırıldığı "Ne söyledin?" yine durdu bir süre sonra derin bir nefes alıp "Sadece seni sevdiğimi söyledim.Sana aşık olduğumu söyledim ve sen bir kızın söylediğine inandın öyle mi?" belkide haklıydı."O kız senin evinden sabahlıkla çıktı Ege.Sen o kız yüzünden işim var seni okula götüremem dedin ve ben evine sana kahvaltı hazırlamak için geldiğimde kız bana sevgilin olduğunu ve beraber kahvaltı yapacağınızı söyledi ne düşünseydim." başı yavaşça öne eğildi öylece sustu ."Keşke beni dinleseydin sana anlatmaya gelmiştim." o an düşünemiyordum gerçekten."Üzgünüm okula geç kalıyorum ve bana açıklama yapmana gerek yok ben- umarım mutlu olursun." İşte yine en çok söylenen o yalanlardan biri.Sen benimle değilken ben mutsuz olurken mutlu olamazsın.Eğer bensiz olucaksan eğer sensiz kalıcaksam nasıl mutlu olucaksın? yine yürümeye çalıştığımda bileğimden tutup beni kendine doğru çekti.Aramızda kalan ufak mesafeden yüzüne doğru baktığımda içimde garip bir acı hissettim daha önce hissetmediğim türden."Beni dinlemeden hiç bir yere gidemezsin." o söylediği şeyden sonra onu istesemde bırakamaycağımı anladım.Çünkü o beni bırakıp arkasını dönüp gitseydi eğer yapamazdım işte.Yine kolumdan yavaşça çekiştirerek arabaya binmemi sağladı."Yine zorla bindiriliyorum bu arabaya." dediğimde yavaşça ban bakıp "Ben en son bu arabada uyuduğunu hatırlıyorum." dediğinde cevap vermeden önüme dönüp yolu izlemeye başladım.Yine her seferinde beraber gittiğimiz şu kasabanın yüksek olan yerine gittik.Beraber oturduğumuz banka oturduk.Bu sefer biraz mesafe koyarak oturmuştum banka Ege fark etmişti ama bir şey söylemedi.Öylece susup manzarayı izledik.Sanırım biz susarak da anlaşabiliyoruz."O kız benim eski sevgilimdi." duyduğum cümle beynimde yankılanırken gözlerimi kapatıp keşke gelmeseydim.Bunları duymak istemiyorum dedim içimden.
"Bana zor bir durumda olduğunu ailesiyle tartıştığını ve kalıcak bir yeri olmadığı söylediğinde önce içeri almadım otel ayarlamak istedim ama babasının tüm otelleri aratacağını söyleyince mecburen bende kalmasına izin verdim.Sabah seni gördüğünde kız arkadaşım olduğunu anlamış ve bir anda öyle şeyler söylemiş sonra ağlayarak bana çok utandığını söyledi özür dileyip gitti.Seni aradım ulaşmaya çalıştım ama ne telefonumu açtın ne mesajlarıma cevap verdin.Sana geldiğimde git deyince bende arabada bekledim çünkü çok saçma bir yanlış anlaşılma vardı ortada." konuşmaktan yorulmuştu.Haklıydı belki ama o an o duyduklarımla hızlı hareket etmiştim pek düşünmeden. "Özür dilerim." hala önüme bakıyordu."Dileme ama keşke başta dinleseydin." bir Ege klasiği "dileme" dilerim ya! "O an dinleyebilecek bir halde değildim." "Peki gerçekten inandın mı?" "Hayır." dedim hiç düşünmeden.

"Seni seviyorum." diyerek bozdu sessizliği Ege "Bende,bende seni seviyorum." ardından yüzüne bakıp gülümsediğim de aşık aşık baktı bir süre yüzüme "Bakma öyle içim gidiyor." aslında bunu içimden söylemem gerekirdi."Benim sana içim gidiyor onu ne yapıcaz?" düşünür gibi yaptıktan sonra "Bilmem ne yapsak?" beni taklit edip o da düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra "Bence öpeyim ben seni." cevap vermeme izin vermeden öylece yaklaştı bana sonra öptü dudağımı. Yüzüne bakamadığım süre boyunca aptal aptal gülümsediğimi fark etmiş olucak ki "Hoşuna gitti sanırım." dedikten sonra tekrar öptü.Sonra başımı onun omzuna yasladım ve sessizce manzarayı izledik bir süre.Acıktığımı fark ettiğimde boynunu öpüp "Hadi kahvaltı yapalım." dedim beraber oturduğumuz yerden kalkıp arabaya bindik."Sen en son zorla biniyordun hani." yine benle dalga geçiyordu."Binmeyeyim istersen." başını iki yana sallayıp "Yok yok bin isterim." dedi gülümseyerek.Beraber bir kafeye gidip kahvaltı yaptık.Okul için geç kaldığımızdan Ege'nin evine gittik.Kapının önüne geldiğimde bir garip hissedince Ege'ye baktım o da yanağımdan öpüp elimi tuttu ve beraber içeri girdik.Oturma odasına geçip televizyon izledik.Birbirimize kahve yapıp bulmaca yapmaya çalıştık saçma sapan kelime oyunları oynadık.Hatta beraber benim ödevimi yaptık.Akşam olmaya yakın mutfağa geldik.Biraz boş boş ortalığa baktıktan sonra dondurulmuş pizzalardan yapıp yedik beraber.İyice doyunca mutfağı toparlayıp salona gittik.Ege kucağıma uzandı ve televizyon izlemeye devam etti."Şuan için her şeyi yaparım." o an durup düşündüm Ege olmasaydı Irmak yoktu.Onsuz ben yarımdım.Yarımı ararken onu bulmuştum ve ikimiz bir bütün yapmıştık.Filimlerini izlediğim,kitaplarını okuduğum aşk buymuş meğer diyebiliyordum onla ve bu çok güzel bir şeydi.Eğer onu dinlemeseydim.Ki bu yaptığım en büyük hata olurdu.Bir şekilde yarım hissederdim.Onsuz Irmak gibi değilim beni güzelleştiren o.Irmak'ı güzelleştiren o.Bir süre daha beraber uzandıktan sonra kuzeni aradı ve ben yine oyun oynarken onu seyrettim bakışlarımdan memnun bir şekilde kafasını çevirip."Öpebilirsin." dediğinde hiç düşünmeden hızlıca öptüm onu çok hızlı gelmiş olucak ki şaşkınca bana baktıktan sonra o da öptü beni.Doğan'ın hafif öksürmesinden sonra "Ben sizi yengeyle yalnız bırakayım." deyip telefonu kapatması bir olmuştu.Bizde onun bu haline güldükten sonra yorucu bir gün olduğu için Ege'nin odasına gittik.Bana sarılmıştı beraber yatakta gözlerimiz açık uzanıyorduk."Beni sakın bırakma Irmak."diye fısıldadığında yine içim acımıştı."Seni bırakmayacağım." daha sıkı sarıldı bu söylediğimden sonra."Tombik sözü ver." gülümsedim "Tombik sözü." dedim çünkü tombik sözleri tutulmak zorundadır.Biraz daha konuştuktan sonra ben Ege'nin saçlarıyla oynarken uyuyakalmıştı Ege."Seni hep sevicem." diye fısıldadım kulağına sonra yanına yaklaşıp bende uydum.

İlk AşkOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz