ŞEYTAN HAFIZ

4.1K 63 38
                                    

Kırklı yaşlarının hemen başında olan bu adam yaşına göre oldukça genç göstermekteydi. Yer yer saçlarının arası açılmış ve gözaltı torbaları hafifçe belirginleşmiş olsa da adamın asla kırk iki yaşında olduğunu tahmin edemezdi İsmail. Adı Murat olan bu adamla kimin vasıtasıyla tanıştığını bir an için anımsayamadı. Sonra hatırladı ve içten içe bir tebessüm geçti gönlünden. Birçok kereler olduğu gibi bu adamla da tanışmış olma vesilesinin kaynağı sevgili dostu Celal'den başkası değildi ama Celal bugün yanında yoktu. Aslında Celal bir süredir yanında yoktu. Mehadeş ile tanışmalarından bu yana aralarında ki gönül bağı incelmiş ve Mehadeş ile yaptığı evlilik sonrasında ise neredeyse kopmuş sayılırdı bu bağ. Aykumu Klanının kızıyla evleneli dört ay olmuş ve dört ay boyunca Celal'i yalnızca üç kez görebilmişti. Sebebini biliyordu elbette. Mehadeş aralarında ki gerginlik için "seni kıskanıyor " demişti ve İsmail ona katılmadığını belirtse de için için hak vermişti Mehdisine. Celal'e Mehadeş ile evleneceğini açıkladığında verdiği tepkiyi hiç unutmuyordu. Kızmış ve hatta aşağılamıştı İsmail'i. "Bu yaptığın sapkınlıktan başka bir şey değil" dediğinde İsmail'de ona bağırıp çağırmış ve sonunda ilk kez olarak birbirlerine küsmüşlerdi. Yine de küskünlükleri uzun sürmemiş ve araya Asiye teyzenin girmesiyle iki dost gönülsüz de olsa barışmışlardı. O günden bu yana sadece üç kez görüşmüşlerdi ama...

<<Anlıyorsunuz beni değil mi hocam?>>

Murat'ın sorusuyla düşüncelerinden sıyrıldı İsmail. Karşısında oturmuş, ona çaresiz gözlerle bakan adamı süzdü bir müddet. Uçurumun kenarındaydı bu adam. Yanlızca o değil, ailesi de tehlikedeydi.

<<Merak etmeyin Murat Bey. Sizin durumunuzda nice insanla tanıştım ben. Hepsinde de başarılı oldum Allah'ın izniyle.>>

Doğruyu söylemişti İsmail ama bir küçük yalanı da gizlemişti cümle içine. Evet sıkıntısını çözemediği kimse olmamıştı ama hiç birinde hissetmediği kötülüğü bu adamın evinde hissetmişti. Henüz kötülüğün kaynağı neydi bilemiyordu ama öğrendiğinde işinin zor olacağını hissediyordu. Nezih bir apartmanın ikinci katında yaşıyorlardı Murat ve ailesi. Murat, anlattığına göre bundan birkaç sene öncesine kadar maddi durumu hayli hayli iyi olan biriyken son üç dört senedir başına gelmedik hadise kalmamıştı. Ortakları tarafından dolandırılmış, çektiği kredileri ödeyememiş ve elinde ki tüm birikimini kaybettiği gibi korkunç borçların içinde bulmuştu kendini. Eski ortağı ki aynı zamanda eniştesi olan bir adamın kendisine büyü yaptırdığından şüpheleniyordu. Şüpheleri içinde geçerli sebepleri vardı adamın. Borçları yüzünden satmak zorunda kaldıkları eski evlerinin kapısına kim tarafından yapıldığı belli olmayan domuz yağı sürülmüş, karısı Şeyma'da evin içinde nerden geldiği belli olmayan bir muska bulmuştu. Murat öyle büyük kayıplara uğramıştı ki, sonunda intihara kalkışmış ve son anda eşi tarafından durdurulmuştu. İki güzel çocukları olan dört kişilik sevimli bir ailenin üzerinde dolaşan kara bulutların varlığını, evlerine girdiği anda algılamıştı İsmail...

<<Bana bir tas su, bir bardak su ve bir de kâğıt kalem getirir misiniz rica etsem?>>

İsmail'in istediklerini evin hanımı bir çırpıda getirmişti. Kadının kendisine getirdiği ajandayı açıp boş bir sayfasına önce ters bir üçgen çizen İsmail, sonra üçgenin bir ucundan aşağı doğru bir çizgi çekti. Bu arada Murat ve karısı onu dikkatlice izliyorlardı.

<<Murat Bey şu bardakta ki sudan bir yudum alın ama yutmayın. Ben söylediğimde yutun olur mu?>>

Adam özenle kendisine denileni yaparak hiç acele etmeden bardaktan bir yudum suyu alıp ağzında beklettiğinde, İsmail'de tasın içindeki suya bir şeyler okuyup üflemişti.

MÜHRÜVEKİL ( TAMAMLANDI )Onde as histórias ganham vida. Descobre agora