-... Yutkundu Sude sessizce, bir gece önce babasının söyledikleri aklına gelmişti, işte Koray'da aynı şeyi söylüyordu! Ya kadın yalan söylüyorsa ya gerçekler farklıysa, konuşmalısın demişti Tarık! Bebeğin için konuşmalısın demişti... Daha yeni uyandığı bir kabustan diğerine sürükleniyor gibi hissediyordu... Ama konuşamadı...

-Kolay yolu seçtin! Bitirdin bizi! Sıkıntı ile ayağa kalkmıştı artık Koray, sesinin tonunu ayarlayamıyordu, son söylediklerinden sonra yüzüne de bakmak istemedi... İlk defa açtım ben kalbimi, ilk defa indirdim duvarlarımı, ilk defa... Pişmanım! Acıyorum şimdi sana... En başta kendini mahvettin! Üç ayda kendine yeni dostlar edinmişsin, belli ki yeni bir hayat kurmuşsun... Baban da yanında! Kaçmana gerek yok artık, rahat olabilirsin peşinden gelmeyeceğim! O çok sevdiğin işine dön, istersen evine dön! Umurumda değilsin! Seni bulmam gerekiyordu, bir şekilde benim yüzümden gittiğin için, borçluydum o insanlara, artık vicdanen rahatım!

Bu acımasız konuşmanın ardından, arkası dönük denizi izlerken Koray, Sude de ilk defa oturduğu şezlongda eliyle karnını okşadı. İlk defa bebeğine, onun bir parçasına dokundu! Dokunamadığı, özür dileyemediği anlatamadığı şeyler için ona sığındı. Kesinlikle çok acemice ve aptalca davranmış, büyük bir hata yapmıştı. Kadının cüretini hatırladıkça kendine kızdı, nasıl anlamamıştı, nasıl bu kadar kolay kandırılmıştı. Ve sonra yaşadıkları... Kaderin onlara oynadığı zalim bir oyundu... 

Ne yazık ki Koray'ın konuşması çok netti, geçen tüm günler sevgisini nefrete dönüştürmüş gibiydi, Sude'yi pişmanlığı olarak görüyordu artık. Ne söyleyeceğini bilemeden oturduğu yerde bir süre kaldı... Sessizlikleri aslında çok şey anlatıyordu ama bununla yüzleşemediler...

Daldığı o derin düşüncelerden, o dinginlikten biraz sonra Sude'den bir cevap beklemeden, yüzüne bile bakmadan gitti Koray. Yüzünü tekrar ona dönseydi zaten gidemezdi... Bebek saçmalığı da içinin soğumasına, onun haklı bir sebebi olduğuna inanmasına yetmemişti. Aşkına, sevgisine rağmen dönemedi, Sude'nin zamanında yerle bir ettiği duvarları, şimdi daha güçlü bir şekilde tekrar örmüştü oracıkta.

***

Sude Koray'ın gidişinin ardından oturduğu yerde yaşlı gözlerle kalakalmıştı, kımıldamaya mecali yoktu, kulakları aynı o saçmalıkları duyduğu gün gibi uğulduyordu, hissizleşmişti. Ona günler kadar uzun geçen bir süreden sonra Filiz'in şaşkın bakışları ile kendine geldi. Zaman kavramı yine kaybolmuştu.

-Sude'ciğim iyi misin? Ne kadar seslendim sana duymadın beni!

-Gözleri manasızca bakarken Sude aniden ağlamaya başladı... Hastaneye gidelim! Bebeğimi göster bana, ona ihtiyacım var...

-Filiz çok şaşkındı ama ürkütmek istemiyordu Sude'yi... Tamam hadi gidelim korkma o çok iyi diyebildi..

Hastaneye vardıklarında saat beş gibiydi, Sude sessizce hazırlanırken Filiz Tarık'ı gizlice aramış durumlarını anlatmıştı. İkisi de şaşkındılar çünkü Sude şimdiye kadar karnındaki bebekle ilgili neredeyse hiç konuşmamıştı ve evden çıkarken aslında hiç olmadığı kadar iyi görünmüştü Tarık'a. Her zaman olduğu gibi, onu incitmeden hareket ediyorlardı.

-Sude'ciğim sana ilk defa kalp atışlarını dinletmek istiyorum, hazır mısın?

-Gözündeki bir damla yaşla kafasını evet dercesine salladı Sude...

-Tamammm... Bizim güçlü bebeğimiz nasılmış bakalım... Harika...

Kalp atışlarının hızlı hızlı sesi odada duyulduğunda derin bir nefes aldı Sude... Bir bebeği olacağını yeni idrak etmiş gibiydi. Koray'dan ona kalan tek şey bebeğiydi, güç alabileceği , devam etmesini sağlayacak tek şey... Koray gibi o da bundan sonrası için bir karar vermek zorundaydı. Hayatının en değerli günleri haber vermeden gelmiş ve geçmişti. Bundan sonrası başkaydı, belki de tek sevdiği adam , bebeğinin babası olmadan yaşayacağı bir hayat bekliyordu onu!

Aşk İşi *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin