6. Bölüm

3.9K 335 71
                                    

Kafamı sıraya koyup kendimi uykunu  kollarına teslim edecekken kafama sert bir darbe yedim ve acı içinde bağırarak kafamı sıradan kaldırdım. 

"Hangi orangutan yavrusu benim kafama vurdu. Söylesin çabuk. Eğer kendim bulursa kafasını klozete sokarım."

"Ben vurdum. Sıraya yatarak ağlama diyecektim. Şimdi bizden sonra ki nesiller bu sırayı sümüklü bir şekilde görmek istemez." 

"Efe sen çok mal bir insansın bunu biliyorsun dimi."

Efe ağzını açmış bir şey söyleyecekken arka sıradan bir ses yükseldi. 

"Ya Allah aşkına kalk git şuradan. Nereden buldum ben seni?" Berk sinirli bir şekilde sevgilisine bağırıyordu. 

"Ne bu gürültü. Dertesiniz." diyerek bağıran hoca sayesinde önüme döndüm. 

"Ne dersiniz varsa tenefüste halledin." Berk yanında ki kıza ölümcül bir bakış attı ve bu bakışla birlikte içimi huzur kapladı. 

"Desene tenefüste olay var." diyip bana göz kırpman Efe'ye gülümsedim. 

"Ne bu Efey'le olan samimiyet?" bana tek kaşını kaldırmış dik dik bakan Elif'e güldüm. "Asya gülme neden bu kadar samimisiniz yoksa siz" Elif'in sözünü bitirmesine izin vermeden ağzına vurdum. "Kızım sen salak mısın? Şu Berkle yanında ki kızı nasıl ayırırız diye şey yapıyorduk." Elif rahat bir nefes verdi ve gülümseyerek derse odaklandı. 

Zilin çalması için saniye sayarken içim içimi yiyiyordu. Ya ayrılmazlarsa, ya arada ki sorunu giderirlerse ve sonsuza kadar mutlu olurlarsa. 

"Çıkabilirsiniz." öğretmenin sesini duyduğumda bir hışımla Efe'nin yanına gittim. "Olay çıkacak kesin. Gel Berk'in yanına gdelim." diyip beni sürükleyerek Berk'İn yanına götüren Efe'ye bıraktım kendimi. İnşallah dediği gibi olay çıkardı. 

"Kızım sen türkçeden anlamıyor musun? Git. Ayrılıyorum senden." 

"Sen benden ayrılmazsın. Hiçbir erkek benden ayrılmadı. Sende ayrılamazsın." 

"Her şeyin bir ilki varmış derler. Şimdi al şu eşyalarını ve başka sıraya geç."

"Sen tam bir OÇ'sun Berk."

"Burada bir OÇ varsa o da sensin hadi yürü maymun kılıklı kevaşe." ikisininde dediklerinden hiçbir şey anlamadım ve yavaşça Efe'ye sokuldum. 

"OÇ ve kevaşe ne demek?" dedim fısıldar gibi konuşarak. 

"Orospu çocuğu ve diğerini boşver." dedi ve Berk'in omzuna kolunu attı. 

"Ne oluyor?" Berk sinirli bir şekilde sıraya oturdu. 

"Bütün mallar beni mi buluyor ya? Yemin ediyorum kız tam bir mal. Ona mal demek mallara hakaret olur gerçi." dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Kızın mal olduğunu fark etmesi güzel bir şeydi. 

"Asya?" Berk'in bana seslendiğini duyunca boş gözlerle ona baktım. "Haa?" Berk kahkaha atınca istemsizce bende güldüm. Benim yanımda daha mutlu kudurun hepiniz kusurun. Berk beni seviyor. 

"Sen ağladın mı? Gözlerin kıpkırmızı olmuş" dudağımı ısırarak bir yalan bulmaya çalıştım. 

"Evet ağladı." diyen Efe'nin kafasına şaplak attım. Efe kafasını tutarken Berk meraklı gözlerle bana bakıyordu. "Ne bakıyorsun öyle? İlk defa mı ağlayan bir insan gördün?"

"Hayır tabi ki ilk defa ağlayan bir insan görmedim. Sadece neden ağladığını anlamak için yüzüne bakıyordum."

"Nasıl yani? Bir insanın yüzüne bakınca neden ağladığı anlaşılıyor mu?" dedim anlam vermeye çalışarak. 

"Asya cidden koca bir salaksın." dedi Berk kahkahalarının arasından Efe ise gülerek onu onaylarcasına bir ses çıkardı. 

"Sensin salak. Ben ağlayan insanların yüzlerine baktığımda neden ağladıklarını anlayamıyorum. Bence sende bir anormallik var." dediğimde Berk ve Efe daha fazla gülmeye başladılar. Hayır yani bunda bu kadar gülünecek ne var?

"Komik mi? Eğer komikse bana da anlatın bende güleyim." dedim sinirli bir tavırla. 

"Efe baksana bir beyni var mı?" diyen Berk'e çatık kaşla baktım. Tam Efe'ye bakacakken Efe ayağa kalktı ve kafama vurdu. 

"Var gibi." dedi ve tekrar kahkaha atmaya başladı. 

"Komik mi? Açında götünüze gülün." dediğimde Efe ve Berk susup birbirlerine baktılar ve yine gülmeye başladılar hemde daha şiddetli. 

"Ben çardağa gidiyorum." diyince Efe biran da ayağa kalktı ve koşmaya başladı. Bende ona yetişmek için var gücümle koşuyordum.

"Hiç uğraşma Asya beni geçemezsin." dediğinde koridorda Elif ve Hayat'ı gördüm kendimi zorlayarak Efe'ye yetiştim ve Efe'yi Elif'in üzerine ittim. İkidi yere kapaklanırken Elif ne olduğunu anlamaya çalışıyordu Efe ise küfür ederek ayağa kalkmaya çalışıyordu. Bu hallerine gülerek daha hızlı koşmaya başladım ve ZAFER. Çardağa ilk gelen ben olmuştum. 

"Şansına küs Efe. Önce ben geldim ve geldğiğimde boştu."

"Beni kızın üzerine ittin. Bence bu sayılmaz. Şimdi çardağımdan kalk ve sınıfa ikile hadi." 

"Ben seni ittirmedim sen kendin takıldın ve ayrıca sen sınfa ikile." 

"Nasıl ben takıldım? Sen ittirdin yalan söyleme kalk çardağımdan. Git Berk'in yanına otur. Mazallah barbie olan kapı verir yine." dediğinde dik dik ona baktım. 

"Onun neresi barbie be? O barbie ise ben neyim?" dediğimde Efe elini düşünürmüş gibi çenesine koydu. 

"Yani şimdi o barbie bebek oluyorsa sende gargamel oluyorsun." dediğinde çardağın yanında ki küçük taşı ona fırlattım. 

"Sensin gargamel. Ben güzelim tamam mı? Çok güzelim hemde." 

"Güzel olduğun kadar da sümüklüsün." 

"Bana bak eğer bir daha benimle alay edersen suratına tükürürüm."

"Ya şu tüküren hayvanın adı lama mıydı deva mi?" diye sorunca durup biraz düşündüm. 

"İkisi aynı şey değil mi?" dediğimde Efe yine güldü. "Ya niye gülüyorsun komik mi? Bir şey sordun bende cevap verdim. Komik olan şey ne?

"Sen cidden Ber'in dediği gibi koca bir salaksın." dediğinde kendimi tutamayıp yüzüne tükürdüm. Anında gülümsemesi yüzünden silindi ve sert bir şekilde bana baktı. 

"Ne bakma öyle. Sana tüküreceğimi söyledim. Dinleseydin sözümü." 

" Sen bittin. Sen ciddi anlamda bittin. Kork benden." dedi ve yüzüne tişörtüne silerek çardaktan uzaklaştı. Bu dediğine sadece omuz silktim ve bana aşırı derece de rahat gelen çardağa oturdum.

Sınır: 30 vote 20 yorum

Instagram: optumsayy

Umarım beğenmişsinizdir. Biraz kısa oldu ama elimden bu kadarı geldi. Yorumlara fikirlerinizi yazmaktan  cekinmeyin. Bu arada yazım hatalarım var mı diye bakmadım.
Bir daha ki bölüm de görüşmek üzere HOŞÇAKALIN 🖐🖑

Öptüm Say Where stories live. Discover now