Hatırlatma yapamadım iyi okumalar *-* Medya (Uraz ve Kumsal) ---------------
(Ada'nın ağzından)
Yok canım böyle bir sey olamaz hem Emir ve Nazli ne alaka?
"Alara benim gitmem lazım söz herkese kanitlayacagim katil olmadığımı.."
Inanmazcasina bakıyordu. O da haklıydı nasıl bulacaksam katili?
Telefon sesiyle irkildim Alara biriyle konusuyordu telasliydi.
"Noldu Alara? "
"Kursa gitmem lazım projelerle alakalı" deyip cikti
Bu evde yalnız kalmak beni ürkütuyordu koridorları..
Nazlinin "nolur yardım et!" sesleri kulağımda çınliyordu sanki..
Kapının sesiyle yerimden sıçradim. Koşarak odama girdim ve kapıyı kitledim.
Kalbim korkudan takla atıyordu sanki.
Koridorda yürüyen Uraz'ı gördüğüm an daha fazla korkmaya başladım. Mutfağa geçti napiyordu acaba orda? Elime parfümü aldım. Mutfağa doğru ilerledim.
Bana bir şey yapmaya kalktığında gözüne sıkacaktim.
Elimdeki parfümü görünce kahkaha atmaya başladı ve
"Seni öldürmeyi amaclasaydim dün vazoyu kırıp elime cam parcasini verdiğinde yapmaz miydim? Benim gibi yavaş yavaş öleceksin? Az önceki videoları gördün mu?"
"Seni adi pislik! Sen ayarttin dimi Tuna'yi"
"Oda ayarmasaydi? Seni sevse oraya gelir miydi hem sence bu ilk mi Tuna'nin?"
Sinirden patlayacaktim "Nasıl ya?"
"Defneyle olan savunayi mi anlatiyim Jaleyle olan jakuziyi mi yok yok Pelin le olan ağda odası ya da sen hastayken Teyzem ameliyat oluyor numar-"
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Kes sesini!" Elimi yumruk yapmış bir vaziyette koridordaki aynaya yumruk attim.
Hiç bir acı hissetmedim size yemin ederim ki. Tuna'nın yaptıkları bunun yüz bin milyon katı daha fazla yaktı canı mi...
Uraz bir kahkaha daha patlattı "bak iste Kumsal böyle yavaş yavaş öleceksin"
Elim yavaş yavaş sizlamaya basladi. Odama gittim. Sargı bezi felan da yoktu. Peceteyle sarmaya çalışıp bir yandan da camları ayikliyordum. Her gozyasim suzuldugunde bir kez daha elimi aynaya vurmak istiyordum.
(Uraz'in ağzından)
Daha yeni başlıyordu her şey.
Ihlamur bahanesiyle zehirleyecektim onu ama yavaş yavaş önce delirecek. Çaresiz ve vijdan azabı çekecek fiziksel acı sadece bedeni yakar zihnin hâlâ boş kalır
Ama;
Ruhsal acı hem beyni hem de bedeni yakar bir an uçurumda bulursun kendini...
Ihlamur kaynadiginda içine birer birer attığım depresyon hapları bile "yapma" diyordu ama zihnim hep bunu onun yanina bırakma diyordu.
Siz olsanız o küçük hap parçasını dinler miydiniz?
Zihnimin içindeki ses iyi de kötü de olsa bana iyi geliyordu. Oda benim gibi acı çekiyordu.
Alıp ihlamuru onun odasına gittim.
Başını dizine koymuş düşünüyordu.
"Kumsal her ne kadar yaptiklarin affedilemez olsada en azından o kadar kötü birisi değilim. Ihlamur iç iyi gelir Nazli hep öyle derdi."
Diyebildigi tek şey "Git" oldu.
"Icmezsen gitmem? Rahat edemem hadi ama" diyerek elime aldım ve ağzına dogru goturdum.
"Icersem gidecek misin?"
"Pekii."
Eline alıp sıcak mi diye yoklamadan depesine dikti.
"Bardagini kendin götürürsün" deyip ciktim.
Kapının önüne geldiğimde. O an icimdeki biri "koş ve ona kusmasini söyle yoksa delirecek? ... diğeriyse istediğinde bu değil miydi zaten?" Diyordu sanki.
Arkama bile bakmadan ciktim.
(Ada'nin agzindan)
Kulağımda Nazli'nın bagirma sesleri geliyordu. Anlamsizca gülüyordum. Kuslar ucuyor demi? Rüzgâr ne güzel esiyor? Keşke yağmur yağsa yok kar yagsin bence evet evet yaz karı olsun.
Kahkahalarla yikiliyordu oda. Odamın kapısı açıldı. Karşımda Nazli duruyordu.
"Sen de öleceksin Kumsal. Seni de öldürecek o önce yakalayacak sonra da çalacak seni.. hapsedecek sonra öldürecek"
"Kim Uraz mi?" Bir dakika ben bir ölüyle mi konuşuyorum?
Kahkaha atıyordum.
"Unutma Kumsal çok gülenler yalnız ağlarlar .. ama sıradaki sensin seni de öldürecek"
"Kim Nazli?" Birden kayboldu. Ortadan
"Nazli nerdesin? Kim Nazli?? NAZLI tekrar gel?"
Diye bagiriyordum. Odaya Alara girdi bağırışlarimi duyup
"Kumsal sakin ol Nazli felan yok bak kimse yok öldü o"
"Ama buradaydı? Benimle konuştu?"
"Eline ne oldu?"
"NAZLI!!" Diye o kadar güçlü bağirmistim ki girtlagim yirtilacakti.
