BÖLÜM 3

2.3K 371 1.8K
                                    


Bu bölüm düzenlenmiş bölüm değil, yeniden yazıldı. Bazı bölümleri yeniden yazmaya devam edeceğim. İyi okumalar 💖

"Günler gitgide kısalıyor,
Yağmurlar başlamak üzre.
Kapım ardına kadar açık bekledi seni.
Niye böyle geç kaldın?

Nazım Hikmet"

💙💙💙


Perdenin köşesinden süzülen ışık gözlerini kör etmek istercesine acıtırken yorganını biraz daha yukarı çekti. Dün gece, içinde öyle garip bir heyecan vardı ki uyuması zaman almıştı. Şimdi ise okula geç kalacağını bilmesine rağmen kalkmak istemiyordu. Bugün gitmese olmaz mıydı?

"Asya! Hadi kalk artık okula geç kalacaksın!" diye seslendi kapının ardından anneannesinin evinde çalışan kadın. Gözlerindeki son uyku kırıntısını da götürdü bu ses. Oflayarak yorganını üzerinden kaldırıp ayaklarını aşağı sarkıttı.

Odasından çıkıp, karşıdaki banyoya girip işlerini halletti ve odasına geri döndü. Dolaptan çıkardığı formalarını giyerken bir yandan da dün duyduğu muhteşem sesin sahibi Vuslat'ı düşünüyordu.

Vuslat...

Adı bile içinde depremler yaratıyordu kızın. Onu bulmak için iki buçuk hafta aralıksız birilerini aramıştı. Henüz kimi aradığından bile emin değilken sesi onun hayatına yerleşeceğini fısıldamıştı.

Nasıl da bu kadar kör olabileceğine kendisi de hayret etmiyor değildi. Tanımadığı bir insanı tanıyormuşcasına aramıştı. Yetmezmiş gibi doğru insan olduğuna sadece sesini duyunca içinde oluşan heyecanla karar vermişti.

Kimdi, neydi bilmiyordu. Öğrenmek için acele etmesine gerek de yoktu. Bulması yeterliydi şimdilik. Fakat korkuyordu her şeye rağmen.

Evet kaybedecek bir şeyi yoktu. Ne yolunda gidiyordu ki bu da sorunsuz ilerlesin? Hayatında iyi olan tek bir şey var mıydı?

Bunları düşünerek kendini rahatlatıyordu. Hep yerinde sayacak değildi ya! Hayatına birilerini alması gerekiyorsa bunu yapmalıydı. Bunun için ne kadar doğru bir yol seçtiği ise tartışılırdı...

Düşünceler beyninde derin sarsıntılar yaratırken enkaz altında kalan yine kendisi olmuştu. Okuluna ne ara geldiğini, sınıfına ne ara çıktığını, ne ara sırasına oturduğunu hiç bilmiyordu. Fakat Selin koluna dokunmasa uzun bir süre gerçeklikten kopuk bir halde olacağı kesindi.

"Duyuyor musun beni?" Selin'in sabırsız çıkan sesiyle gerçekliğe dönmüştü. Merakla dönüp yanındaki kıza bakmıştı. Selin okulda Asya'nın yanına pek uğramazdı. Bu yüzden neden geldiğine anlam verememişti. Selin bu meraklı bakışlara daha fazla katlanamıyormuş gibi elini çabuk tutmak isteyerek konuştu.

"Ne yaptın dün? Benden sonra aramadın değil mi birilerini? Vaz geçtin değil mi?"

Asya, Selin'in gelme amacını anlayınca huzursuzca yerinde hareketlendi. Ne diyecekti? Selin'e anlatmak istemiyordu. Bulmadım, devam etmedim demek istiyordu ama Selin gözlerinin içine bakarken bunu dillendiremiyordu. Yalan söylemeye cesaret edemediği gibi söylediği yalanın hemen fark edilmesinden de ölesiye korkuyordu. Bunu yapması başını iyice dert açardı. Neyseki Selin, Asya'yı bir anda sinirlendirerek yalan söylemesine imkan vermemişti.

CEVAPSIZ | Yarı TextingWhere stories live. Discover now