BÖLÜM 1

6.4K 576 5.2K
                                    

"Küstahlığımı nezaketim götürdü
Sadece kendime bakakaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Gizlenen insanların ortasında ben kaldım...

Özdemir Asaf "

💙💙💙

Kimsesizdi... Etrafında onlarca insan vardı ama o bir başınaydı. Yalnızlığı bütün hücrelerine kadar hissediyordu. Ağlıyordu fakat hıçkırıklarını duyan tek bir kişi bile yoktu. Birilerinin onu duymasını o kadar çok isterdi ki. Doğduğu andan beri yalnız gibiydi. Buna zamanla alışması gerektiğini düşünüyordu, deniyordu, yine de beceremiyordu.

Belki de alışamamasıydı normal olan. Herkes yanında olacak onun sesini duyacak birinin olmasını istemez miydi? Bir kişi bile olsa yanında birileri olamaz mıydı?

Yaralıydı. Bedenen bir yarası yoktu. Yarası ruhundaydı. Etrafındaki her insandan bir iz taşıyordu ruhundaki kesikler. Bir gün her şey yoluna girerse ruhuna ihanet edeceğini düşünüyordu. Böyle düşünmek saçma bir şekilde onu rahatlatıyordu.

Yalnızlığa alışmak, bu kadar kolay mıydı ki?

Hiç sanmıyordu. Bu kadar kolay olamazdı. İnsanların hasretle istediği 'yalnız olayım kendimi dinleyeyim' düşüncesi onun için farklıydı. Kendisi seçmemişti yalnız kalmayı. Kalabalığa karışmak istiyordu. Kalabalıkta yitip giden olmak değildi istediği. O kalabalıkta fark edilmekti derdi.

Belki de bu yüzden hayatını tamamiyle değiştireceğini bilmediği bu oyuna başlamıştı. Bilseydi sonuçlarını, görebilseydi geleceği başlar mıydı yine bu oyuna?

Başlardı. Bunu hiç düşünmeden kendine itiraf ediyordu. O gün hayatını değiştireceğini bilmediği oyun hayatı olacaktı.

"Olmuyor işte, bence boşuna uğraşıyoruz."

Odasında görmek isteyeceği son kişi bile olmayan Selin'in sesiyle derin bir nefes alıp elindeki telefona odaklanmaya devam etti. Selin yine ve yine ona umutsuzluk veren cümlelerini sıralıyordu. Zaten hep yaptığı şey değil miydi bu? Kız ne zaman umut bağlasa bir şeylere, Selin yanında biter ve tüm hevesini kırardı. Bunu bilerek yaptığını hissediyordu. Mutluluğuna bir engel de Selin'di işte. Çoğu zaman Asya, onun yeşil gözlerine bakarken korku duyardı derinlerde bir yerden. Sarı uzun saçları ve yeşil gözleriyle güzel bir kızdı Selin ancak onda Asya'yı ürperten bir şeyler vardı.

"Olmak zorunda Selin, bugün bu iş bitecek. Birinden biri o olmalı," diye fısıldadı titrek bir ses tonuyla.

Sesinin çıkıp çıkmadığından kendisi bile emin değilken Selin duyduğunu belli eder şekilde homurdandı.

"Ya Asya! Saçmaladığının farkında mısın? Kimi aradığını bile bilmiyorsun!"

Bu konuda ona hak verdi. Kimi aradığını bile bilmiyordu Asya. Oysa içinden bir ses onu bulduğunda, o olduğunu anlayacağını fısıldıyordu. Selin'in dediğinin aksine saçmaladığını düşünmüyordu. Kaybedecek neyi vardı ki? Hem saçma olduğunu düşünse yapar mıydı? Kendi haline acıdı birden. Saçma olduğunu düşünse bile yapardı bunu. Artık tahammül edemiyordu sesini duyan birinin olmamasına...

"Tamam, tamam. Sırf senin için bu saçmalığa katlanacağım. Hadi bir numara daha çevir," diye sitem etti Selin. Asya yumruğunu sıktı gergince. Odasından çıkıp gitmesini diledi. Zorla dahil olmaya çalıştığı olaya ne hakla sitem ederdi?

CEVAPSIZ | Yarı TextingWhere stories live. Discover now