☘14☘ Issız Sokak

2.1K 209 83
                                    

/14/ISSIZ SOKAK/

' Hapset beni yüreğine mürekkep gözlüm... Mahkumun olmaya razı kalbim... Uğrunda hiç olmaya rızası var ömrümün...' ( Murat)

Murat'ın, uzun uzun gülümsemesine alışık olmayan ailesi nedenini merak ederek, ona kaçamak bakışlar atarken, Murat bundan habersiz kahvesini yudumlamaya ve fincanı dudaklarından her ayırışında gülümsemeye devam etti. Gözlerini karşısındaki boş koltuğa sabitleyen adam Ahraz'ın karşısında olduğunu hayal edince utanarak bakışlarını kaçırdı. Yüreği bayram havasındaydı genç adamın ve başka diyarları aydınlatan güneş, kara geceye rağmen içini ısıtmaya devam ediyordu.

" Murat'ın kahvesine ne koydunuz Suna? Kendine gelemiyorda"

Kardeşinin hâline inanamayan Filiz, boşalan fincanları almak için gelen Suna'ya soru sormuştu fakat Murat kadar dalgın olan genç kız onu duymamıştı bile.

" Suna'yı da kaybettik"

" Efendim Filiz Hanım"

" Yok bir şey canım" diyerek Suna'yı cevaplayan Filiz, Murat'ı işaret ederek ablasına göz kırptığında Esmer gülümsemekle yetindi. Sabah giderken yüzü beş karış olan kardeşi şimdi neşe saçıyor, kendi kendine gülümseyip, utançla bakışlarını kaçırıyordu. Bu halinin sebebinin Ahraz olduğunu düşünmek istese de yapamayan Esmer nedenini çok merak ediyordu çünkü Ahraz, akşamdan beri doğru düzgün tebessüm bile etmemişti. Birinin sevinçli diğerinin moralsiz oluşuna anlam veremeyen genç kadın, amcası ve yengesinin salona girmesiyle fincanını sehpanın üzerine bırakarak ayağa kalktı.

" Hoşgeldiniz amcacım"

" Hoşbulduk Esmer'im"

Sırayla elini öpen yeğenlerinin hâlini hatrını sorduktan sonra buyur etmelerine rağmen oturmayıp yanlarından ayrılan Enes Bey soluğu kendisini aceleyle çağıran abisinin çalışma odasında aldı. Ne kabahat işleyipte abisini delirttiğini merak ederek kapıyı birkaç kez tıklatan adam " gel" dediğini duyunca içeri girdi.

" Hoşgeldiniz Enes Bey"

Abisinin sert sesine karşılık yumuşak tonda " hoşbuldum abi" diyen Enes Bey masasının karşısındaki tekli koltuğa oturup nedenini bilmediği fakat yiyeceğinden emin olduğu azarı beklemeye başladı.

" Nasılsın?"

" İyiyim hamdolsun. Sen nasılsın abi?"

" Hiç iyi değilim. Sayende hiç iyi değilim Enes!"

Karısının ağzını yoklayan Mehmet Bey, Ahraz'ı işe kardeşinin aldığını duyduğunda deliye dönmüş, vakit kaybetmeden konağına çağırmıştı. Ahraz'la yüz yüze gelmesi yetmezmiş gibi birde oğlunun ona aşık olması vardı ve Mehmet Bey karşısında oturan kardeşinin boğazına yapışmamak için kendisini zor tutuyordu.

" Neden abi? Bilmeden ne kusur işledim?"

" Bilmeden? Bilmeden öyle mi? Ulan o kadının kızını burnumun dibine bilmeden soktuğunu söyleme sakın!"

" Ne kızı abi? Kimin kızını getirmişim ben?"

Kardeşinin bilmemezlikten gelmesiyle çileden çıkan Mehmet Bey elini masaya sertçe vurarak ayağa kalktığında, Enes Bey öfkesinin sebebini ne kadar düşünürse düşünsün bulamamıştı.

" Utanmadan soruyor birde! Sabır ver Allah'ım"

Sabır dileyerek yanına gelen abisine " abi gerçekten neyi kastettiğini anlamıyorum" diyen Enes Bey karşısına geçip " Hanife'nin kızını işe almışsın" demesiyle donup kaldı.

YAN SEVDAM (SEYYAH'IN KALBİ)Where stories live. Discover now