/5/BELKİ BİR GÜN/
' Kanat çırptı gövdesi yanık kuş, gökyüzüne ulaşabilmek için... Ayağına bağlı zinciri yok saydı o saniyelerde... Özgürlükse istediği kırık kanadını da yok sayacaktı, yüreğini de! Çünkü bu yola kalbi için değil kurmaya korktuğu hayallerini gerçekleştirebilmek için çıkacaktı.'
"Ben.. ben özür dilerim..."
Başını kaldırmadan özrünü dileyen Ahraz yeniden dizleri üzerine çöküp geriye kalanları toplamaya başladı. Ses tonunda ki mahcubiyetin farkına varan adam gözlerini yeniden görebilmek için fırsat kollayarak yüzüne baksa da nafileydi. Çünkü kalbinde de hissettiği tuhaflık Ahraz'ın kalbinin yamacından dahi geçmemişti.
" Önemli değil..."
İçten içe kendisine kızarak kalemleri toplayan Ahraz çokluğunun nedenini sorgulamadan edememişti. Kalem koleksiyonu yaptığını düşündüğü adamın başında dikiliyor olması da canının sıkıntısına sıkıntı ekleyip telaşının artmasına sebep olmuştu.
" Oğlum. Neden bekliyorsun burada?"
' Geçmiş olsun Ahraz konağın hanımıda geldi. Hazırla kendini azara'
Azar yemeye kendini hazırlayan Ahraz ayağa kalkmak üzereyken, Murat, "kalkma " diye fısıldayarak kapının kolunu kavradı. Hemen arkasından gelmiş olan annesinin böyle bir durumda çalışanlara karşı olan tavrını bildiğinden vakit kaybetmeden geriye dönüp odadan çıktı. Kapıyı kapatıp annesine bir şey anlamaması için gülümseyerek bakarken annesi yarım kalan konuyu tamamlama fırsatı bulduğu için seviniyordu.
" Kestirip atmak yerine düşünsen söylediklerimi"
" Kararım kesin anne. Evlenmeyi düşünmüyorum. Hele de Zeliha ile"
" Nesi var Zeliha'nın?"
Ses tonu yükselen annesinin koluna giren Murat odanın kapısına kaçamak bakışlar atarak oradan uzaklaştırmaya çalıştı. Tabi evlendirme fikrindende. Evliliğin özgürlüğünü kısıtlayacağını düşünüyordu ve bir yere bağlı kalamayacağını ailesinin anlamasını istiyordu. Bu yüzden evine arasıra gelir, kalan zamanını ülke ülke dolaşarak tüketirdi.
" Onu kardeşim gibi görüyorum anne"
" Kimi söylesem kardeşin olarak görüyorsun zaten"
Sitem dolu bakışlarını oğluna doğrultarak kolundan çıkan Asiye Hanım " bu sefer parmağına yüzüğü takmadan göndermem seni oğlum" dediğin de onları gözleri dolarak izleyen Suna dan ve perdeyi hafifçe aralayarak görmeye çalışan Ahraz dan habersizdi.
" Bu mümkün değil anne"
" Hakkım değil mi evlenip, yuva kurduğunu görmek"
"Hakkın tabi anne ama"
' Hakkın ama ben istemiyorum bunu bir anlasan'
" O zaman kabul et oğlum. En azından bir kez olsun görüşün"
Gözlerinin içine umutla bakan annesini kırmak istemeyen Murat bir kere görüşmelerinin bir zararı olmayacağını düşünerek " olur ama " dediğin de annesi sözünü tamamlamasına fırsat vermeden sarıldı.
Duyduklarıyla kalbinde ki sancısı artan Suna kendisine bir parça umut bırakabilmek için oradan uzaklaşırken Ahraz, oğlundan ayrılan Asiye Hanım'ın pencereye doğru bakmasıyla geri çekildi.
' Merakına tüküreyim. Adam kurtardı sen kendini kadının gözüne sok aferin !'
Kendisini kimseye bırakmadan azarlayan genç kadın masayı ve yeri nasıl temizleyeceğini düşünürken Murat ve annesinin karşıdaki odaya girdiklerini gördü ve vakit kaybetmeden masayı ve yerleri temizleyebileceği malzemeleri almak için odadan çıktı. Akşama kadar başka bir sakarlık yapıp aksilik azar işitmek istemeyen Ahraz yeniden yakaladığı fırsatı nasıl değerlendireceğini de işinin arasına sıkıştırıp düşünmeye başladı. Ahmet ve Hatice artık engel olamayacağı için rahattı ve gerekli olan şey konaktan çıkmasını sağlayacak sağlam bir bahaneydi.
YOU ARE READING
YAN SEVDAM (SEYYAH'IN KALBİ)
General Fiction-Ara verildi - Bir adamın kuması diğerinin gönül yarası Ahraz... Heybesinde imkansız dediği hayalleri, gökyüzünde umudu ve yanına yoldaş diye istemeyerekte olsa aldığı Azrail ile bir yola çıkmaya hazırlandı Ahraz. Gökyüzünün mavisine aşık kadın siya...