16.ALP REİS>>MENEMEN

25.9K 1.6K 2.7K
                                    

Atalarımızın her durum için mükemmel sözleri vardır. Bizim saatlerce anlatmaya çalışıp da anlatamadığımız durumları,duyguları onlar en fazla iki cümleyle özetlemişler.

Mesela "Keskin sirke küpüne sıçar," atasözü tam Emre'ye göre. Sabah Alp'e sinirlenip ona bir şey yapamayınca sinirini şimdi dövüşte rakibinden çıkarmaya çalışıyordu.

"Seni de döverim,"

Rakibinin yumruğunu sağ eline hapsedip bileğini büktü,kafasında Alp'in sözleri yankılanırken.

"Kıyametleri de koparırım,"

Fırsatını bulmuşken karın boşluğuna da tekme attığı adam geriye doğru sendelerken kalabalığa rağmen hiçbir şey duymuyordu.

"Mezopotamya'yı da başına yıkarım,"

Biraz dayak yemeye ihtiyacı vardı ama aptal rakibi hiçbir şey yapamıyordu.

"İşte o zaman görürsün elde etmek nasıl olurmuş?"

Kendini toparlayan adamın tekme atmaya hazırlandığını görünce sol bacağını yere koyup sağ bacağı ile süpürme hareketi yaparak adamın ayaklarını hedef aldı. Yerle teması kesilen ayaklarından dolayı düşen adam sinirlerini daha da bozmuştu. Süpürme hareketi en bilinen kick boks yöntemlerindendi. Salak herif daha buna bile karşılık veremeyecekse ne diye dövüşüyordu yani.

Hocanın odasından çıkıp otoparka gelmişlerdi. Eğer Alp'in gözlerinde biraz bile tereddüt görseydi o yumruğa izin vermezdi ama kendisine karşı taviz vermeyen adama taviz veriyordu işte.

"Bana yaklaşma demiştim. Bu salak özgüvenin nerden geliyor lan?"

Okulun otoparkında istediği kadar vurmasını sağlamıştı Alp'in. Çünkü ne olursa olsun bu son olacaktı.

Düşen rakibinin toparlanmasını beklerken siniri daha da ayyuka çıkmıştı. Nefret ediyordu rakibinin dişli olmamasından. Tek taraflı dövüşmek kesinlikle ama kesinlikle tatmin etmiyordu.

"Bu sana son uyarım. Bir daha ağzından benden hoşlandığınla ilgili tek cümle çıkarsa kendini ölmüş bil."

Emre otoparkın beton zemininde öylece uzanıp gökyüzünü izlerken sevdiği adamın adım sesleri uzaklaşmıştı. Bir arabanın,muhtemelen Alp'in,lastiklerinin çığırtkan sesi ıssız otoparkı kaplarken aklı tek bir şeyle doluydu.

Hemen hemen aynı cüsseye sahip olduğu adamın kendisine yaklaşmasına izin verdi. Tek taraflı bu dövüş fazla uzamış,Alp'in sesi ve yaşadıkları yeteri kadar zihnini kaplamıştı.

Yüzünü hedef alan yumruktan kafasını sola çekerek kurtulurken dizini rakibinin karnına geçirdi. Ağır darbeden dolayı iki büklüm olan adamın kafası göğsüne gelirken kendini adamın sırtına yasladı. Böylece arkadan adamın beline sarılabilmişti. Şimdi yapacağı hamleyi pek yapmazdı. Çünkü bu, dövüşün erken bitme nedeniydi ama o kadar sinirliydi ki tek istediği sinirini atmaktı.

Belini sardığı vucüdu tüm gücüyle tutarken ağırlığını bacaklarına verdi. Seri hareketlerle adamın yerden yükselmesini sağlayıp hem ona ters takla attırıp kendisi de onunla birlikte yere düştü. Kendi de rakibi de sırt üstü yere yığılırken ağrıyan kol ve sırtını umursamadan yerden kalktı. Rakibini o kadar güçlü yere çakmıştı ki adam olduğu yerde kalmıştı.

Ama Emre'nin hala siniri geçmediğinden adamın üzerine çıkıp yüzünün kendisine dönmesini sağladı. Zihninin gerilerinden çığlıklar ve lakabı olan Kurtboğan nidaları yankılanırken adamın yüzüne,karnına,göğsüne kısaca bulabildiği her yerine yumruklarını savunuyordu. Yüzü ve vücudunun çoğu yeri kanla dolan adam kendisine tepki vermezken birilerinin kolunu tutup kendisini çekmeye çalıştığını fark etti.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin