‘’Belki sen görmemiş olabilirsin ama eskiden ‘biz’ diye birşey vardı!!’’Bir anda yüzüme doğru sertçe bağırdığında irkildim.Sonra aniden,

‘’Eskiden mi?Eski artık tarihe gömülü lanet olasıca!Bizim eskimiz ise kütüphane raflarının bir köşesine atılmış sıkıcı ve biro kadar da önemsiz ,bir ansiklopediden farksız.Ve ne var biliyor musun Sam?!O ansiklopedi yazıldı ve bitti..BİTTİ!!’’

‘’Eğer canın okumak istiyorsa onu bulabilirsin.En yüksek rafta olması gerek.Üstündeki toz tabakasını görüyor musun?Ah tabi,göremezsin ki!O yüksekte ve unutulmuş!Ona ulaşabilir misin?Hayır!Onu yeniden yazabilir misin?Hayır!Onu her dakika okuyup anıları canlandırmaya çalışabilir misin?Hayır!Kabullen artık,biz geçmişte kaldık ve geleceğe ulaşamıyoruz Sam.’’dedim.Gözleri bir anlığına duygularını belli etti.O gözlerde kırgınlık,farkına varış ve umutsuzluk vardı.Korktum.Bizden vazgeçtiğini biliyordum ama bunu dillendireceğindne korktum.Evet ben dillendirmiştim,hemde fazlaca.Ama o dillendirirse ciddi anlamda bitecekti.

Sanki o kabullenmezse bir umut varmış gibiydi.

‘’Haklısın.Kütüphanedeki merdivenlere çıkmaya çalışırsam başarısız olacağım.Çünkü o ansiklopedi ciddi anlamda yüksekte.Ulaşamayacağım kadar.’’

‘’Hangi merdivenler?’’Sesim titremişti.

‘’Senin duvarların.Eğer onları merdiven olarak kullanırsam ansiklopediye ulaşabilirim diye düşünmüştüm ama ama unuttuğum şey benimde duvarlarımın olduğuydu.Kendi duvarlarımı sana karşı yıkmam gerekiyor ama mümkün değil.Ve bu durumda eskiye ulaşmakta mümkün değil.Haklıydın,biz bittik.Açıkçası bunu fark etmek canımı yaktı.’’dediğinde derin bir sessizlik oldu.Titrek titrek nefesler almaktan başka birşey yapamıyordum.Dinlendirmişti.Biz bittik.Biz bittik..Biz bittik!

‘’Ben gidiyorum.İyi geceler.’’

Sessizce onu izledim.Omuzları çökük bir şekilde arabaya yürüyüşünü,yavaşça arabaya binip bana bakışını,hüzünle iç çekişini,anahtarı kontağa takışını...Ve gidişini.

Ağlama dürtüm yeniden ve yeniden baş gösterdi ama yapamadım.Ağlayamadım.Haykırmak istedim.Sesim çıkmadı.Yerimden bile kıpırdayamadım.Sadece izledim.

Yine yalnız kalmıştım.

*

‘’Rachel iyi misin?’’

Alex’in endişeli sesini duydum.Tahminen bir saat boyunca aynı yerde duruyordum.Yorgundum.Ama buradan ayrılmak istemiyordum.Çünkü..Kendimi alıştırmam gerekiyordu.Sam ile konuştukarımı sindirmem gerekiyordu.

Alex elini yüzümün önünde sallarken göz göze geldik.Gülümsedi.Bende ona gülümsemek istedim.Ama yine yapamadım.Keşke onun gibi olabilseydim.Keşke küçücük şeylerden zevk alabilseydim.

‘’Rachel iyi görünmüyorsun.’’deyip ellerini kollarıma koydu.Koymasıyla çekmesi bir oldu.Şaşkınlıkla bakarken,

‘’Kolların buz gibi olmuş!Ne kadar zamandır buradasın sen?’’diye sordu.

Cevap vermedim.Konuşmak istemiyordum.

Oda anlamış olacak ki beni ısıtmak istercesine kollarını sardı ve verandaya yöneldik.Elimi beline koydum.Bir saat beklemiş olsamda gelmişti.Beni yalnızlığımdan çekip kurtarmıştı.

Alelacele zile bastı.Evde kimse yoktu muhtemelen.Bu yüzden çantasından anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı.Yavaş hareketlerle içeriye girdim.Beni odama götürürken ilk defa bu kadar sessizdi.Sonra birden konuşmaya başladı.

‘’Ne oldu Rachel?Biri birşey mi yaptı?Sana zarar mı veridler?’’

Başımı iki yana salladım.Sam ile birbirimizi kırdık,sayılır mı?

Üzerimi inceleyip doğru söylediğimden emin olduktan sonra derin bir nefes verdi.Korkmuştu.Ve benim için gerçekten endişelenmişti.İçimde ona karşı bir sevgi duygusu yükselirken gözlerimin dolmasını engelleyemedim.Alex beni gerçekten seviyordu.

Birden yüzümü dikkatle inceleyen Alex’e sımsıkı sarıldım.İlk başta şaşırdı.Heyecandan elini ayağını nereye koyacağını bilemedi.Sonrasındaysa hayatımda tecribe edindiğim en güzel sarılmayı sundu bana.Ağladım.Hıçkırarak,acı acı,salya sümük ağladım.Alez sırtımı sıvazladı,sevgiyle saçlarımı okşadı.

‘’Anlatırsan daha iyi hissedersin Rachel.İnan bana daha iyi hissedersin.’’Başımı salladım.Yarın ona herşeyi anlatacaktım.

Yalnız PopülerWhere stories live. Discover now