19

591 52 14
                                    

Rachel

Alex babam ile konuşmasını bitirip elinde bir bardak su ile odama döndüğünde ben yüzümü yastığıma gömmüş uyuyor numarası yapmakla meşguldüm.

Duyduklarımı sindirmem biraz zaman alacak gibi duruyordu ve sindirdikten sonra ne tepki vermem gerektiğine karar verene kadar bilmiyormuş gibi yapmak benim için en iyisiydi.Aslında Sam ile olanlardan sonra yeniden bilmiyormuş gibi davranmak veya bu duruma yeniden düşmek benim için fazla acınası bir şeydi ama yapacak bir şeyim yoktu.Buradaydım ve içimden ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu.Eğer ağlarsam da güçsüz biri gibi görünürdüm ve inanın böyle görünmektense ölmeyi tercih ederdim.

Gözlerim kapalı bir şekilde Alex'in odadan çıkıp ona hazırladığımız odasına gitmesini beklerken bardağı sehpaya koyduğunu duydum.Sonrasında yatağın sallanmasından yanıma uzandığını anladım.Ne yapacağını beklerken gözlerimi açmamak için direniyordum.Tanrı aşkına,şu lanet ışıkları kapa be!

Gözlerimi ucundan açıp ne yaptığına baktım.Bana arkasını dönmüş ve sehpanın üzerindeki lambayı kapamaya uzanmıştı.Sonunda lambayı kapayıp başını yastığa koyduğunda bende ona arkamı dönüp duvarı izlemeye başladım.Uyanık olduğumu belli etmemek için sakin bir şekilde nefes almaya dikkat ediyordum ama açıkça söylemek gerekirse gözlerim dolduğu ve kendimi tutmaya çalışmamdan dolayı bunu pek beceremiyordum.

''İyi geceler Rachel.Seni seviyorum.''

Alex'in mırıldanışına cevap vermek yerine gözlerimi sımsıkı kapayıp elimi ağzıma götürdüm.Damlalar yüzümden yol alıp yastığıma düşerken hıçkırmamak için kendimi zor tutuyordum.Ben ne yapacaktım bu kızla?

**

 ''Sizinle tanışmak büyük bir zevkti Efendim.'' Deyip babamın elini sıkan Alex'e yandan bir bakış atıp kapıyı açtım.Sabahtan beri Alex ve babam sanki dün aralarında hiç öyle bir konuşma geçmemiş gibi,sanki birbirlerini önceden tanımıyormuş gibi davranıyorlardı ve bu beni sinir ediyordu.Elbette farklı bir şey beklemiyordum ama koyuyordu be.Cidden çok fena koyuyordu.

Ayakkabılarımı ayağıma geçirip Fred ile Daisy'nin yanına gittim.Daisy her zamanki gibi ağlıyordu.O ağladığı için kalbimde bir sızı hissetmiştim ama o sızıyı umursamadan ona sarılıp saçlarını okşadım.Şuan duygusal bir histeri krizine giremeyecek kadar sinirliydim,ki uzun zaman sonra sinirimi birinden çıkarmak istemememde fazla şaşırtıcıydı.Önceden olsa Daisy'e kızar sinirimi ondan çıkarırdım.Fred'in dolmuş gözlerine bakıp hüzünle gülümsedim.

''Üzülmeyin.Sizin için en kısa zamanda yeniden buraya geleceğim.'' Dediğimde Fred hızlıca beni kendine çekip alnımı öptü.Ağlamayayım,ağlamayayım diyorum;bilerek mi yapıyorsunuz anlamadım ki?

Alex'in yanıma gelip sırtımı sıvazladığını hissetmemle sinirlerimin gerilmesi bir oldu . Fred'den ayrılıp Alex ' e döndüm . Attığım bakışla onda olan değişimi hissettim ve ne olursa olsun onu korkuttuğum için kendime kızdım.Hak ediyordu belki ama bunu yapmak beni kötü hissettiriyordu . Önceden olsa hiçbir şey hissetmezdim . Tanrı aşkına ne zaman eski Polyanna'ya dönmüştüm ben ? Sinirle arabaya yürürken kendimi yerden yere vurup ruhsuz halime geri dönmek istedim . Yeniden kötü biri olurdum , insanların kalbini kırardım ama kendi kalbimdeki ağrıyı görmezden gelebilirdim.

Arabanın kapısı açıp ön koltuğa oturdum.Alex'te sürücü koltuğuna geçince kendimi uzun ve kasvetli bir araba yolculuğuna hazırladım.Umarım tek kelime konuşmaz ve eve çabucak döneriz,umarım.

...

Eve ulaştığımızda emniyet kemerimi açıp kapıya uzandım.Yolculuk fena geçmemişti.Alex ile pek bir etkileşimde bulunmadığımız için böyle olabilirdi.Yani arada camı açmak veya müziğin sesini kısmak istediğinde bağırmalarım ve kızmalarım olmuş olabilirdi ama genel olarak iyiydi.Sinirli olduğumu anladığı için bana dokunmuyordu.

Yalnız PopülerWhere stories live. Discover now