17 ❦ Kaburgalar Arasındaki Acı

14K 635 96
                                    

Merhabalar, wattpad bu aralar bana sıkça sorun çıkartıyor. Hazır olan hikayemin bölümünde ufak düzenlemeler yapıp paylaşacaktım fakat bölüm silindi, baştan yazmak zorunda kaldım. Kitabımı okumak için ayırdığınız zaman benim için oldukça değerli ve oy istemeyi de sevmem fakat bu bölümde ufacık bir isteğim olacak. Okumaya başlamadan önce yıldızımı parlatır mısınız?

Önemli not: Ameliyat sahnesinde kullanılan her şey uydurmadır bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığım için kurgudan ibaret.

Keyifli Okumalar Dilerim

Bakışlarım bir süre intihar etmiş ceset misali polislerin yüzünde asılı kaldı. Ben Alaz'ın babasını öldürmekle suçlanıyordum. Alaz'ın babasını... Zihnimin en ücra köşelerinde bir basınç meydana geldi, ateşle barutun birleştiği o sınırdaki tanecikler kıvılcımlar saçtı ortaya ve hatırımda bir isim aydınlandı.

Sancak Elezer.

Başka bir Elezer...

Ölümünden sonra hakkımda soruşturma açılan, herkesin beni suçladığı, benim bile kendimi suçladığım aslında bir cinayetin sonucunda ruhu silinen adam...

Bunca korku ve telaşın içerisinde ne kadar çabuk unutmuştum onu.

Bütün insanların damarlarında kan akıyorken benim damarlarımda akan tek şey bencillik olmalıydı. Yaşamak ve acı çekmemek için her şeyi unutacak, herkesi harcayacak birisiydim. Bir toz kokusu burnumdan içeri sızdı ve birkaç yıpranmış sayfa başımdan aşağı düştü.

"Esila Hanım, acil bir hasta var." diyerek yanıma gelen hemşireye bakakaldım oda aynı şekilde üzerimdeki kırmızı elbiseye ve ayağımdaki topuklulara bakakalmıştı.

"Ben çıkıyordum," dedikten sonra sertçe yutkundum "Sinan gelmişti yerime." Dediğimde kadın anlıyorum der gibi başını salladı,

"Sinan Bey şuan ameliyatta." Dediğinde kaşlarım çatıldı, Sinan'ın programında ameliyat yoktu .

"Başka kimse müsait değil mi?"

Dışarıdan bakan birisi doktorluğumu kınardı, acil bir hasta var pazarlık ediyorsun derdi fakat bugün benim için gerçekten özel bir gündü.

"Maalesef..." dedi kadın ve derin bir nefes aldı "Esila Hanım hastanın çok vakti yok vurulmuş ve ciğeri sönmek üzereymiş". Dediğinde omuzlarım düştü,

"Peki, eşyalarımı bırakıp ameliyathaneye gidiyorum hemen." Dediğimde başını salladı ve uzaklaştı. Odama girip çantamı bırakıp önce elbisemi sonra da ayakkabılarımı değiştirdim. Hızlı bir şekilde ameliyathaneye girdikten sonra ellerimi yıkamak için çeşmeye yöneldim. Suyu açıp ellerimi dirseklerime kadar ıslattıktan sonra sabunladım, tırnaklarımı fırçaladıktan sonra arkama dönüp beni bekleyen kadına yöneldim.

Bugün Ares ile yıldönümümüzdü ve beni özel bir yere götüreceğini söylemişti. Nedense bu his ben de evlilik teklifi düşüncesi uyandırmıştı ama tamamen benim kurmam da olabilirdi. Zaten gidemiyordum da. Ona acil ameliyata girmem için geciktim ya da gelemedim desem anlayış göstereceğini fakat içten içe üzüleceğini de biliyordum.

"Esila Hanım."

Kendime geldiğimde tamamen hazır olduğumu fark ettim. Karşımdaki kadına başımla selam verdikten sonra iki yana çekilen sensörlü kapının eşiğinden geçtim. İçeri girdiğimde tanıdık olmayan yüzlere baktım,

HASTA ADAM [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin