17: like a cigarette

En başından başla
                                    

Claire'a gelince...Onunla bu aralar çok soğuktuk.Neden bir anda aramızın böyle olduğunu anlamıyordum,ben her şeyin iyi gittiğini düşünürken o garip davranmaya başlamıştı.Ama bunu şu kızlara özel döneminin gelmiş olma ihtimaline bağlıyordum çünkü başka bir açıklaması olamazdı.

Ve evet,1 hafta sonunda annem beni okuluna çağırmıştı.

Yine o lanet okula gidecektim.Kim bilir bu sefer neler olacaktı.

Düşünmeyi bırakıp,arabamı okulun önüne geldiğimi farkedince durdurdum.Geniş,giriş kapısı ve yanındaki güvenlik kulübesinin önüne park ettikten sonra içeri girdim.Bahçenin tenhalığından derste oldukları anlaşılıyordu.

Annemin beni,sırf okuldan geldiğimde ikizler kreşte,Felicite ise sınavlara çalıştığı için evde olmuyor diye okuluna çağırmasını,üstüne bir de bahane olarak 'Arkadaş edinirsin' ya da 'Lottie'ye göz kulak olursun' demesini hiçbir zaman anlamayacaktım.Gençliğimin en güzel yıllarını bu boktan okulda geçiriyordum.

Hayatım,annem müdür olduğu için başkalarının okulunda geçmemiş miydi zaten? Bu bir lanet gibi geliyordu artık.Ömrümün sonuna kadar başka okullarda annem için sürünecekmişim gibi hissediyordum.

Bu okulun diğerlerinden en büyük farkı ise benimle uğraşan bir çetesi olmasıydı sanırım.Daha doğrusu,bana sırf kendisini umursamadığım ve otoritesini -ya da egosunu mu demeliyim- zedelediğim için bir türlü çektirmediği işkenceyle ceza veren kıvırcık saçlı çete başı.

Evet,söz konusu işkenceyi hala çektirmemişti.Yani,her geldiğimde bana işkence çektireceğine dair laflar edip,herkesin ortasında ezmesi işkence sayılmıyordur değil mi? Zaten sürekli yaptıklarının daha bir başlangıç olduğunu zırvalıyordu.

Bir türlü bitmeyen başlangıç.

Belki de bir neden arıyordur? Tamam,iyice saçmaladım.Onun gibi birinden sırf bir neden bulmak için bana işkence çektirmemesini bekleyemeyiz değil mi?

Bahçede ilerledim ve uzaktan,okulun sol tarafındaki gölgelik yeri görünce gülümsememe engel olamadım.Hiçbir dersi dinlememiş olmama rağmen çok yorgundum.Zayn ve diğerleriyle bize kafa tutan çocuklarla futbol maçı yaptığımızdan olmalıydı.Sonuç olarak,biz kazanmıştık.Ve evet,şaşırtan bir şey olmamasına rağmen sırf eğlence olsun diye yapacağımız kutlama,annemin beni bu lanet okula çağırmasıyla iptal olmuştu.

Gölgeliğe yaklaştıkça geçen hafta gördüğüm manzaranın ait olduğu yer olduğunu anlamıştım.Ama bir fark vardı.

Kendi kendine gülen biri?

Sesler arttıkça daha da tanıdık gelmeye başlıyordu.

Ve sonunda,sesin ona ait olduğundan emin olmuştum.

Kıvırcık saçlı çete başı.

Bu sefer gördüğüm manzara karşısında ne yapacağımı bilemedim.Hayır,hayır bu olduğum yerde sessizce dikilip kulak misafiri olacağım bir şey değildi.

Ağaçların karşısında,sırtını okulun duvarına yaslamış bir şekilde yerde oturuyordu.Bacaklarını kendine çekmişti ve iri elleriyle ritim tutarmış gibi bacaklarına vuruyordu.

Ürkek adımlarla ona yaklaştım.Hayır, yani ondan ürkmüyordum.Sadece, yalnız kalmak istiyor olabilirdi.

Sesini daha da yakından duyduğum sırada,bir şey farkettim.Gülüşü kıskanılası derecede güzeldi.Uzaktan bakılınca deliymiş gibi görünüyor olabilirdi ama yakından kesinlikle huzur veriyordu.

say my nameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin