SUS...!/17.BÖLÜM

2.1K 88 4
                                    


17.BÖLÜM

Pazartesi sabahı hemen annemi aradım. O da benden haber bekliyormuş sesimi duyunca ağlamaya başladı. Tamam annem ağlama ben de üzülüyorum deyince ağlamayı bıraktı.

"Yarın sabah yedide ki uçakla oraya geliyorum. Mustafa'ya da köye cenazeye gideceğim diyeceğim. Biraz burun kırın etti hatta kendi de benle gelmeye kalktı ama geç kalmam akşam olmadan dönerim deyince razı oldu. Yani yarın her şeyi halledersek zaten sorun yok, ama halledemezsek benim akşam olmadan eve dönmem lazım şüphelenmesin diye. Köyü aramaya kalkar da cenaze olmadığını anlar. İner inmez havaalanından bir taksiye biner hemen senin diyeceğin yere gelirim. Bankadan çekeceğin miktar yüksek olduğu için önceden haber vermek gerekiyormuş. Kimlikleri getiriyorum. Parayı ne zaman verirler bilemeyiz ama o zamana kadar ne yapacağımızı nereye gideceğimizi araştırırız" demişti.

Annemin her şeyi halletmesi beni çok şaşırtmış hem de çok sevindirmişti. Ama yine de içimde ki korkuyu bir türlü atamıyordum. Sabaha kadar bir oraya bir buraya dolaşıp durdum. Sonra yorgunluktan ne ara uykuya dalmışım haberim olmadı gelen telefonla sıçradım. Annem arıyordu. Şimdi uçağa biniyorum dedi. Anneme kavuşmak ona sarılmak duygusu beni çok heyecanlandırmıştı. Sonra bankanın önünde buluştuk. Beni buralarda kimsenin tanıyacağını sanmıyordum ama yine de tedirgin olmuştum. Beni elimde bastonla yürürken gören kişi şimdi sapasağlam bankada görse kim bilir neler düşünürdü. Banka gerçekten annemin dediği gibi o kadar çok parayı bir günde vermelerinin imkanının olmadığını söylediler. Ertesi gün verebileceklerini söylediler. Bundan dolayı biraz canım sıkılmıştı ama beklemekten de başka çarem de yoktu. Sonra annemle dışarıda görünmenin riskli olabileceğini düşünüp eve gittik. Ona kendi ellerimle bir kahvaltı hazırlamıştım. Tıpkı evlenmeden önce ki o mutlu günlerde ki gibi. O kadar özlemişim ki böyle annemle sofrada uzun uzun oturup sohbet etmeyi içimde ki tüm korkular sanki bir an da yok olmuştu. Yalnız annemim akşam olmadan bir an evvel eve dönmesi gerekiyordu. Bu yüzden öğleden sonra ki ilk uçağa biletini internetten aldım. Yine dikkat çekmemesi için kapıdan bindiğimiz taksiden merkezde inip, başka bir taksi ile annemi havaalanına gönderdim. Ben de hemen eve döndüm. İçim içime sığmıyordu. Biraz kafa dağıtmak için televizyonu açıp seyretmeye başladım. Öyle dalmışım ki telefon sesiyle irkildim. Çağrı arıyordu. Kalbim korkudan deli gibi çarpmaya başlamıştı. Kendimi toparlamaya çalışıp telefonu açtım.

"Merhaba aşkım! Ne yapıyorsun? Ayağın nasıl oldu. Ağrıyor mu?" Ya senin ayağın öyle alçıda bırakmamam lazımdı canım. İçime sinmedi. Yarın sabah onda oradayım. Bir hafta da orada kalacağım"

SUS...!Where stories live. Discover now