SUS...!/5.B ÖLÜM

4.6K 152 8
                                    


5.BÖLÜM

Annem...

Bu son söz kendim için hiç de beklediğim bir son değildi. Yani kendimin öleceğini bir başkasından duymak garip gelmişti. Ama Kenan'dan başka türlü kurtulamayacağımı da bildiğim için bunun iyi bir çözüm olacağına hemen ikna olmuştum. Zaten evliliğimden bu yana herkesten koparılmıştım ve çevremde kimse kalmamıştı. Bir tek annem vardı. Zavallı annem... Her gün içip içip annemi döven üvey babamla yaşamak zorunda kalan annem. Dayılarım ve amcamlarla pek fazla görüşmüyordum zaten. Kenan, üvey babamı hiç sevmediği için görüşmemi istememiş en son nikahta bir araya gelmişti. Bir daha da bana açıkça bu eve gelemez sende o eve gidemezsin demişti. Öyle de yaptım. Annem de bunu hiç sorun etmiyor "Olsun kızım sen mutlu ol yeter ki gelme ama beni bari telefonsuz bırakma" diyordu. Bırakır mıyım? Ben de her gün mutlaka arar sesini duyar hayır dualarını alırdım. Çilekeş annem. Babam, bir kadın için annemi yıllar önce terk etmiş bir daha da bizi aramamıştı. Sonra da boşandılar. O da mecburen başımda bir erkek olsun dul olmak zor deyip üvey babamla evlendi. Postanede memur olarak çalışıyordu. Ben üniversite de okuyordum. Annemin babasından üç tane ev kaldı kendisine. Birini evlenmeden önce benim üstüme yapmıştı. İşte Çağrı'nın sattığı şu ev. İyi ki bir evim vardı da satabildim. Hem de çok büyük bir paraya. Bu para uzun bir süre yeterdi bana. Diğer ikisi de annemle ikimizin ortak adına tapusu çıkartılmıştı. Yani artık üvey babamın kahrını çekmesine gerek yoktu. İstediği an onu yanıma alabilirdim.

Geriye Çağrı'ya nasıl öleceğimi sormak kalmıştı. Tuhaf gelse de sordum. O da arabanın içinde yanarak öleceksin dedi. "Gerisini sorma işte adamlarım halledecek. Senin arabanı bulduklarında telefonun, kıyafetlerin ve kimliklerin ve en önemlisi yanmış bir kadın cesedi arabanın içinde olacağı için öldüğün kesinleşecek" demişti. Evet, ne fark edecekti ki nasıl öldüğüm? Ama benim yerime arabanın içinde ölüsü bulunacak olan kadını merak etmiştim. Onu nasıl halledecekti? "Hastaneden ölmüş bir kadını alıp arabanın içine koymak zor bir şey değil, bunları sen düşünme!" Demiş ve benim daha fazla soru sormamın önünü kesmişti. Şu ana kadar sanki her şey yolundaymış ve bundan sonra da sorun çıkmayacakmış gibi hissediyor onunla konuştukça bundan da daha emin oluyordum.

Ya annem? Onun üzülmesini nasıl engelleyecektim. Gerçekçi olsun diye onun benim ölümümüm ardından yanmasına izin mi verecektim. Bunu ona yapamazdım. Gözyaşlarıma engel olamayıp ağlamaya başladım sonra da, Çağrı'ya bunu anneme yapamam dedim. Onun hayatta ki tek dayanağı benim. Benim öldüğümü duyduğu an o da yaşayan ölü olur. Lütfen anneme gerçeği anlat. Annem ağzı çok sıkı bir kadındır. Üvey babamdan onca dayak yemesine rağmen hiçbir kişiye belli etmezdi. Yani sen annemle konuş. Annem her zaman bana derki "Senin için yapamayacağım şey yoktur şu dünya da. Yeter ki sen iste!" İşte sen de konuya böyle gir. Kızın bunu yapmanı istiyor yapman gerekiyor. Birine ufacık bile belli edersen kızının gerçekten hayatı tehlikeye girer dersen, o susar. Benim gerçekten öldüğüme herkesi inandırır. Ben annemi çok iyi tanıyorum. Lütfen Çağrı! Bugün Salı annem saat tam ikide bizim evin orda ki semt pazarına gider. Tam ikide diyorum çünkü ikide yıllardır alışveriş yaptığı sütçüsü gelir. Yumurtasını peynirini oradan alır. Senin oraya gitmen gerekiyor. Pazar'ın içinde bir gözlemeci var orada mutlaka gözleme yemek için oturur. Sen orada her şeyi anlatmalısın. Benim öldüğüm haberini duyunca gerçekten ölmüşüm gibi davranması gerektiğini anlatmalısın. Muhtemelen bu haberi ona Kenan verecektir. Sonra malum cenaze falan her şeyi eksiksiz yapması gerektiğini iyice anlatmalısın. Ve en önemlisi benim bundan sonra annemsiz yaşamak istemediğimi, eğer kocasından ayrılmayı düşünüyorsa benimle yaşayacağını söylemelisin. Benim ondan başka kimsem yok Çağrı lütfen yapacaksın değil mi? Bak bana söz ver! Annemi ikna edip yanıma getireceksin. Lütfen! Hem bana bundan sonra kör gibi yaşayacaksın, kocan seni arayacak olsa bile kör bir kadından şüphelenmek kimsenin aklına gelmez, daha iyi kamufle olursun diyorsun. Peki, ben kör gibi davranmayı yaşamayı nasıl becereceğim? Sence bunu becerebilecek miyim? Merdivenlerden senle çıktım gözümü kapattım. Çok korkunç! Sen ki bana ömrünce kör olarak yaşa diyorsun. Bu beni yormayacak mı? Sıkmayacak mı? Ama madem şimdilik bu gerekli annem yanımda olursa en azından ondan destek alırım.

Haklısın, hiç kolay olmayacak. Ama bir aksilik olur da senin ölmediğine inanır ve senin peşine düşerse kırk yıl düşünse kör bir kadın aklın gelmez diye düşündüm. Sonra her şeyi planladım, düşündüm sanıyordum ama annen konusu hiç aklıma gelmemişti. Oldukça riskli bir durum ancak bu anlattıklarından sonra annene bu acıyı yaşatmanın çok zalimce olduğunun ben de farkına vardım. Tamam, merak etme. Artık telefonun da olmadığına göre arayamaz seni. Sen de yalnız bu sana verdiğim telefonla sakın arama. Senin ölümünden sonra polis annenin telefonunu falan dinler. Bütün bu yapılanlar boşa gider.

Çok rahatlamıştım. Annemin benim için birkaç gün yalandan ağlayıp üzüleceğini ama en kısa zamanda ona kavuşacağımı düşündükçe şu ana kadar yaşadığım bütün bu sıkıntılar sanki bir anda son bulmuştu.        

SUS...!Where stories live. Discover now