YAKAMOZ

11.YAKAMOZ GRUBU

Fakültelerinin bulunduğu kampüse girmişken Alp cebinden sigara paketini çıkarıp içinden bir dal aldı. Ayrılacakları noktada durup sigarasını yaktı. Kendisine dönen iki gence bakıp bir nefes çekip dumanı burnundan saldı.

"Görüşürüz beyler."

"Sen ne yapacaksın Reis?"

Alp birkaç nefes daha çekip dudaklarının temasını kesmeden küçük aralıktan dumanı saldı. Gözlerini kısıp Yavuz'a döndü.

"Dersim yok,ocağa geçerim ben de."

Yavuz kafasını sallarken Alp filtresine vardığı sigarayı yere fırlattı. Hızlı hızlı içip bitirdiği sigarasını ayaklarının altında ezerken yenisini yaktı.

"Amına koyim ya! Araba da bozulacak zamanı buldu."

"Niye?"

Alp boğulduğu dumanın ardından sorunun sahibi Emre'ye döndü.

"Dün geceye kadar bir sorun yoktu ama bu sabah kontak çalışmadı. Stop etti,bir türlü hareket ettiremedim. Sanayiye götürdük adamlar birkaç güne ancak hazır olur dediler."

İkinci sigarasını da hemen yarılarken devam etti.

"Burdan da ocağa direkt giden otobüs saatte bir ancak geliyor. İşin yoksa bekle dur."

"Ben seni bırakırım."

Aniden yaptığı teklife kendi de şaşırırken Alp'in parmakları arasındaki sigara bir an dudaklarında asılı kaldı. Şaşkınlığını en çok belli eden kumral olurken kocaman açılmış gözleriyle "Ne?"dedi.

Emre kumrala kısa bir bakış atıp Alp'e döndü.

"Ben de sıkıldım zaten arkadaşıma uğrayacaktım. Yolumun üstü,seni de bırakırım."

Alp'in sigarası az öncekiyle aynı kaderi paylaşırken omuz silkti. Ateşkes imzalamışlardı,sorun olmazdı.

"Tamam,gidelim."

"Hadi canım! Siz ciddi ciddi aynı arabada yalnız mı kalacaksınız? Birbirinizi öldürmeyeceğinizden emin miyiz?"

Emre ve Alp'in üzerinde gezinen gözleri o kadar hızlı hareket ediyordu ki şaşı olacaktı.

"Abartma lan,duyan da iki kanlı sanacak bizi?"

Kahverengi gözlü gence dik dik baktı Yavuz. Emre'nin kısa genci onaylayan hareketini görmediğinden şimdilik hedefi Alp'ti.

"Ne ne ne ne? Reis siz zaten kanlı bıçaklısınız. Daha iki hafta önce peşinden silahla koştuğun adamdan bahsediyoruz."

Alp gergince sırıtıp elini ensesine attı. Ensesindeki tutamları kaşırken alttan alttan baktı Yavuz'a.

"Bunlar önemsiz detaylar Yavuz. Oldu bitti."

Bunu söyleyen Emre miydi? Hani Alp'i evire çevire döven Emre! Bunlar iyi miydi?

"Abi size noldu? Dün hoca size büyü mü yaptı? 24 saat dolmadan nasıl böyle döndünüz lan?"

"Reisinle lanlı lunlu konuşma,dilini keserim."

Alp olayı uzatmak istemediğinden Yavuz'u susturacak tek şeye yani otoritesine başvurdu. Anında işe yararken kumral gencin yüzü gevşek  gülümsemesiyle kaplandı.

"Ee tamam o zaman reis. Yolunuz açık olsun,Allah'a emanet olun. Ben de derse gireyim. Hadi eyvallah."

Elini başına dayayarak selam çakan genç cevap beklemeden arkasını dönüp fakültesine ilerledi.Ardında kalan Emre ve Alp ne yapacaklarını bilemeden bir süre etrafı izlediler. İlk kez mecbur olmadıkları halde yalnız kalıyorlardı,kendi rızalarıyla. Dünya tersine mi dönüyordu bugün?