3. Bölüm

1.3K 80 22
                                    

Medya ile okumanız tavsiye edilir

2 Hafta Sonra

Okula gelmesinin üstünden tam iki hafta geçmişti. Yoongi Jimin ile oldukça yakın arkadaş olmuştu. Doğal olarak benimle de yakınlaşmıştı. Oldukça olgun biriydi. Taehyung'u yanında böyle birinin olduğunu bilmek beni rahatlatmıştı. Hoseok'ta Taehyung ile yakınlaşmıştı. Sorun şu ki Taehyung pek benle yakınlaşmamıştı. Bu kalbimi kırıyordu ama onun tarafından kalbimin kırılmasına alışmıştım.

Bugün günlerden cuma daha doğrusu saat 02:08 olduğu için cumartesi sayılırdı ve ben yine elimde fotoğraf makinem ile onun resimini çekiyordum. Her saniyesini yakalamak istiyordum. Neden bu kadar mükemmel olmak zorundaydı? Derin bir nefes aldım ne yapacaktım ben böyle?

Yazarın Ağzından

Genç adam parmaklarının arasındaki sigaradan derin bir nefes daha almıştı. Özlemişti onu. Kim bilir neredeydi? Kiminleydi? Ne yapıyordu? Aklını kurcalayan soruları dağıtmak istermişçesine kafasını hızlıca salladı. Arkasından gelen flash sesi ile hızla arkasına döndü. Gözlerini kısıp arkasına dikkatle baktı ama hiçbir şey göremedi. Yine aynısı olmuştu. Takip ediliyor gibi hissediliyordu ama etrafına baktığında kimseyi göremiyordu.

Tekrar önüne dönüp bitmek üzere olan sigarasını dudaklarının arasına aldı. Jungkook saklandığı duvarın arkasından ona baktı az kalsın yakalanıyordu. Tae çoktan önüne dönmüş ve sigarasından derin bir nefes alıyordu. Jungkook'ta onunla birlikte derin bir nefes almıştı.

Kamerasını çantasına koydu. Gözlerini kapatıp başını gökyüzüne kaldırdı. Bu sefer sesinin tavsiyesine uyup ona görünecekti. Onun yüzüne bakmadan sadece oraya resim çizmeye gelmiş gibi yapacaktı. Kulaklıklarını kulağına taktı ve Taeyang~ Eyes, Nose, Lips şarkısını açtı. Sadece bu şarkıyı dinlemeyi istemişti. Bu yüzden tekrarlaması için telefonu ayarladı. Sertçe yutkunup omzuna çantasını taktı. Yavaş adımlarla parka doğru yürümeye başladı. Onun yanından geçerken ona bakmamak için canla başla uğraşmış ve parkın sağ tarafında kalan kocaman Çınar ağacının önüne oturup sırtını yaslamıştı. Parkta birkaç çift ve sarhoş insanlar vardı. Gecenin 2'sinde çocuk olacak hali yoktu ya. Çantasından defterini ve kalemini çıkardı. Ardından kafasındaki resmi çizmeye başladı.

Bir süre sonra yanına biri oturmuş ve sol kulaklığını onun kulağından çıkartıp kendi kulağına takmıştı. Jungkook burnuna gelen vanilya kokusundan onun geldiğini anlamıştı. Hafifçe başını kaldırıp sağ tarafına çevirdi. Dikkatlice ona baktı. Taehyung onun aksine başını gökyüzüne kaldırmış gözlerini kapatmıştı. Oldukça huzurlu duruyordu. Jungkook bu manzara karşısında eriyip bitmişti. Keskin yüz hatları onu anime karakterlerine benzemesine sebep oluyordu. Burnundaki ufak beni ise ona ayrı bir hava katıyor daha da mükemmelleştiriyordu. Sanırım ölmüştü ve cennetteydi.

Taehyung gözlerini açıp Jungkook'un gözleri ile birleştirdi gözlerini. Jungkook yavaşça yutkundu. Taehyung fısıldarmışçasına

"Seninle dinlemem sorun olur mu?" diye sordu.

Jungkook cevap vermemeyi tercih etti çünkü cevap verirse sesi titreyecek ve her şey bitecekti. 'Hayır' anlamında salladı hızlıca kafasını. Taehyung gülümsedi.

"Güzel, çünkü eğer sorun olsaydı yinede seninle birlikte dinlemeye devam edecektim."

Ve burada kesiyorum jsksksk biliyorum kısa ama yapacak bir şey yok artık idare edin jsksksj ve size kutsal VKook momentı ile veda ediyorum efenim 😘😘😘

Ve burada kesiyorum jsksksk biliyorum kısa ama yapacak bir şey yok artık idare edin jsksksj ve size kutsal VKook momentı ile veda ediyorum efenim 😘😘😘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
You Are Mine ~TaeKook~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin