-DÜZENBAZ-

1.8K 136 42
                                    

-MELİN-

Berkin yanımdan ayrıldıktan sonra bir süre daha bankta oturmaya devam ettim. Gökyüzüne bakıyordum. Bugün hava her zamankinden daha bir güzeldi sanki. Şuan şuracıkta kollarımı açıp avazım çıktığı kadar çığlık atarken bir yandan da kendi etrafımda dönerek sevinç gözyaşları dökmek istiyordum. O kadar mutluydum ki... Bu duygu nasıl tarif edilir bilemiyorum. Hafifçe esen meltemi ciğerlerime dolu dolu çekerek sakinleşmeye çalıştım. Sakinleştiğim sıralar birtanemin beni sevdiğini nasıl söyleyeceğinin hayallerini kurmaya başladım.

Düşündüm de Berkin ve ben ne kadar da tatlı bir çift olurduk. Aynı tişörtü giyer, yoldaki insanlara sataşır ve onları pis şakalarımızla kandırırdık. Sokaktaki tüm insanların sinirle peşimizden koştuğunu şimdiden görür gibiyim. Sonra sokağın bir köşesinde soluklanırken aniden elimi tutar da o kalbe mıhlanan iki kelimeciği söyleyiverirse ona sımsıkı sarılırdım. Kokusunu içime doyasıya çekip "Bende..." derdim "Bende seni çok seviyorum. Kalbimin hacklenmesine ve aşkının beni ele geçirmesine boyun eğip ömür boyunca senin olabilirim."

Bir elin koluma dokunmasıyla irkildim. Ben düşler alemimde kaybolmuşken Gökhan'ın yanıma oturduğunu farkedememiştim. O da benim dalgınlığımı farketti herhalde.Bana "Ne düşünüyorsun?" diye sordu.

Masmavi gözlerini yüzüme dikmiş ve arasıra dudaklarıma bakıyordu. Ağzımdan çıkacak kelimelere gerçekten önem verir gibi bir hali vardı. Kusursuz bir çehreye sahipti ve ona baktığımda yanakları al renge bürünmüştü. Benimle konuşmaya çekiniyor muydu ?

Onun hakkında bugün öğrendiğim birkaç şey dışında hiçbir şey bilmiyordum. Çok düşünmüştüm ve sorusunu yineledi.

- Ne düşünüyorsun Melin ? Bana cevap vermeyeceksen gidebilirim sorun değil.

- Dalmışım kusura bakma hayal kuruyordum. Yanıma neden geldin?

- Konuşmak istedim sadece bu yeterli bir sebep değil mi?

- Yeterli tabii ki.

- Neyin hayalini kuruyordun?

- Gelecek güzel günlerin.

- En az senin kadar güzel mi?

- Hadi canım bu halimle?

Konuşmamız gittikçe tuhaflaşıyordu. Bana güzel dediğine inanamıyorum hem de ilk konuşmamızda. O kadar da utangaç değilmiş demek.

- Pek kızlara iltifat etmem ama güzel olduğunu düşünürken birden sana da demiş bulundum. Yanlış anlama kızlara yavşayan tiplerden değilimdir.

- Merak etme öyle bir şey düşünmedim. Neyse birazdan zil çalar kalkayım artık ben.

- Melin, ben seni daha yakından tanımak istiyorum. Eğer sen de istersen bugün bir kafede takılabiliriz. Ne dersin ?

Hadi ama aynı günde 2 buluşma mı ? Kesinlikle olmaz. Nazik bir şekilde reddetmem gerek. Ne diyeceğim şimdi ben!

- Gökhan, ben de seni yakından tanımak isterdim fakat...

- Fakat ne ?

Bugün Berkinle buluşacağımı ona söylersem kalbi kırılabilir. Bir şeyler uydurmalıyım. Yalan söyleyeceğim, affet beni !

- Bugün evde annemle temizlik yapmak zorundayım. Geçen gün eve kedi soktuğum için annem çok kızmıştı. Anlayacağın o ki cezalıyım ve bir yere çıkamam.

- Peki, o zaman kolay gelsin sana. Başka bir gün çıkalım ama mutlaka olur mu ?

Of kızım ya hadi bugünü atlattın daha sonra ne uyduracaksın? Uydururum ya bir şeyler. Çocuk eninde sonunda anlayacaktır ondan uzak durmak istediğini. Ben Berkinden başkasına bakmak bile istemiyorum ne buluşması bu! Yalnız çocuk harbiden taş... Of banane taşsa. Ne saçmalıyorum ben ya, kendi kendime konuşuyorum iyi mi! İyi değil. Durumum gerçekten vahim. Psikologa falan mı görünsem acaba. Yaka paça kapı dışarı atılmazsam ben de Melin değilim. Deliler gibi aşık olmak gerçekten deli olmayı gerektiriyormuş demek.

Hacker Kız ve HilekarWhere stories live. Discover now