-WHİSTLER CR-

612 27 31
                                    

Görünüşe bakarak görüşümüzü kaybederiz kimi zaman. Maskelenir yüzler olmak istenilen yüzlerle ve onlar yüzlerce...

-MELİN-

Pencereme vuran yağmur damlalarının sesi rüzgarın uğultusuna karışırken yavaşça yatağımdan doğruldum. Annem daha uyanmamıştı. Kendi kendime uyanabildiğim zamanlar nadirdir. Yağmurlu günlerde güneşli günlere nazaran daha huzurlu ve mutlu olurdum. Saçlarım bu zamanlarda her ne kadar kabarsa ve tel tel havaya dikilsede daha çok severdim kendimi. Kendimi sevince de insanları daha bir severdim. Sanki içimdeki tüm hüzünler buharlaşıp havaya karışmış, melekler her bir yağmur damlasını mutlulukla kaplamış ve tüm saflığını içime serpiştiriyordu. Sesi bile yetiyordu işte, sevdiğim insanın sesi gibi.

Telefonum titredi ve Berkin'in mesaj atmış olabileceğini düşünerek heyecanlandım. Biri sosyal medya hesabımdan mesaj atmıştı.

 Sadece şu sözler vardı:

"Çok yakında tanışacağız."

Mesaja görüldü olmaması için tıklamadım. Cevap vermemek en mantıklısı.

Bu mesaj Serenay'ın attığı türden bir mesaja benzemiyordu. Mesajı atan kişi "Whistler CR" ismini kullanıyordu. Her ne kadar soğukkanlı olsamda biraz ürktüm. Bu kişi tanıdığım biri olsa tanışacağız demesi göstermediği bir yüzünü göstereceği anlamına gelir.  Eğer tanımadığım biriyse ki bu ihtimal daha mümkün, tehlikeli biri olduğunun farkına varmamı istiyor olmalı. Whistler'ın anlamı ıslık çalan ya da kanatlarıyla ıslık sesi çıkaran kuş demekti fakat CR'nin anlamını çözemiyordum...Kim, neden bana böyle bir mesaj atar aklım almıyor doğrusu. Acaba bu mesajdan kimseye bahsetmeli miyim ? Ya başıma bir iş gelirse ? Hesabı hacklemeye karar verdim ve işe koyuldum. Şifresini bulmak 1 dakikamı bile almadı ve "1234567890" şifresiydi. Bu kadar basit bir şifreyi mi tercih etmiş? Gerçekten mi ? Bunu artık çocuklar bile yapmıyor. Hesabında onunla ilgili hiç bir bilgiye ulaşamadım. Acaba yaptığımız kopya işlerinden haberi var mı ? Eğer varsa bizi çok fena köşeye sıkıştırır. Anneme söylemeye karar verdim ve odasına gidip onu uyandırdım. Sinirden ellerim titriyordu.

-Anne uyan sana bir şey söyleyeceğim.

"Söyle kızım noldu?" dedi uykulu bakışlarla.

"Bilinmeyen biri bana çok yakında tanışacağız diye mesaj atmış."

"Kim?"

"Bilmiyorum dedim ya anne."

"Kızım dikkat et kendine, telefonunu açık tut sürekli. Polise suç duyurusunda bulunmalıyım. Çok ciddi bir şey olabilir. Birisi seni korkutmak için şaka da yapıyor olabilir. Okula birlikte gidelim bugün. Hazırlan hemen ben de işe geç kalmayayım."

"Tamam hazırlanıyorum hemen. Korkuyorum da biraz çıkışta gelebilecek misin yanıma?"

"Gelmeye çalışırım olmadı Ezgi ablandan rica eder, seni eve bırakmasını söylerim."

"Çok iyi olur," dedim.

Hemen hazırlandım. Saçlarımı yandan balıksırtı ördüm. Kahvaltı edecek iştahım kaçmıştı. Dişlerimi fırçalarken düşünceler beynime hücum ediyor, mideme ağrılar giriyordu. Umarım sadece bir şakadır. Polisin bu olaydan haberdar olacak olması tüylerimi diken diken etmişti. Soruları çalarken yaptığımız şeyler yasal olmadığından bir suçlu sayılırdım.

"Anne ben hazırım, sen hazır mısın?"

"Bekle makyajımı yapacağım," dedi. Kirpiklerini boyamakla uğraşıyordu.

"Tamam."

Yere düşüp bayılacak gibi hissetmeye başladım. Dün çok mutluydum ve hemen ardından böyle bir şey yaşamak mutluluğumun kursağımda kalmasına sebep olmuştu. Biz sadece sevgili değil aynı zamanda suç ortağıydık. Bu düşünce hafiften gülümsetmişti. Daha sonra gülümsemiş olmam psikopatça geldi ve somurtuk halime geri döndüm.

Hacker Kız ve HilekarWhere stories live. Discover now