-KOPYACILAR-

3.2K 209 24
                                    

-MELİN-

İlk dersten sınav mı olur ya. Sınav tarihleri olan kağıtta 12-A 34. sıraya denk gelmişim. Neredeydi bu 12-A tüm katları dolaştım hala bulamadım.En arka sıra olması kopya çekmek için ideal bir konum olmasına rağmen biraz endişeliyim. Sonunda buldum.Koridorun sonundaki sınıfmış.

Şu budala bana niye tip tip bakıyor ? Ayı oynuyor sanki. Gidip çakıcaksın ağzına böylelerin. Neyse istifimi bozmayacağım.

Sessiz, ağırbaşlı ve inek kız ne harika ama 3'ü bir arada gibiyim.Fakat içimde ne fırtınalar kopuyor bir bilseniz. Aklınız durur !

34. sıraya oturdum. Yanıma nasıl bir tipin oturacağını merak ediyorum. İnşallah ispiyoncu değildir. Eğer öyleyse yandığımın resmidir. Bir kız yanıma geliyor sanırım. Çok kıpır kıpır ve konuşkan birine benziyor. Hayır...hayır sakın oturmasın yanıma ! gelmeee gelmee...

Oh be ön sırama oturdu.

Şu yeni gelen çocukta amma karizmaymış he. Şu gözlere bak sen. Nesin sen böyle insan mı ? Oha bana bakışlarıyla ulti attı. Resmen şuan ölebilirim. Kendine gel kızım! Buraya doğru yürüyor. Yürüyüşü bile şuan kendime format atmama sebep olabilir. Belki veri kaybı, belki bellek yetersizliği ve hatta sistemim bile çökebilir. Virüs gibi...Piksel piksel aklıma kazınıyor. Oha tam  yanıma oturdu. Tüm düşüncelerime reset attıktan sonra sonunda kendime geldim. Ne yapıyor o öyle ayaklarımı titriyor, yoksa deprem mi oluyor? Oturduğum sıra hafif hafif sallanıyor sanki.

Tüm cesaretimi toplayıp "Sen mi titriyorsun yoksa deprem mi oluyor?" dedim.

Çarpık bir gülümsemenin ardından kibirli bir şekilde " Bana bak kızım, gözlerime iyi bak. Çünkü eğer beni ispiyonlarsan sonunu getiricek olan ben olurum." dedi.

Bu da ne demekti şimdi. Ne yapıyordu ki ispiyonlamayı gerektiren. Ne budala çocuk çıktı. Bu sırada gözetmen öğretmende geldi ve sınav kağıtlarını dağıtmaya başladı. En son bize kağıtlarımızı verdikten sonra masasına oturdu. Sınav kağıdıma göz gezdirdim. Neredeyse cevabını yazmadığım soru yok gibiydi. 

İlk soru 1. kağıdımın arkasında yazıyordu. 

İkinci sorunun cevabının ise kağıdımın ön tarafında yazdığını hatırlıyorum.

Oturmadan önce kopya kağıtlarımın üzerine oturmuştum. Şu kas yığını sayesinde kağıtları alırken hoca beni göremeyecekti. Sol tarafta ben oturmuyordum iyiki. Yoksa yakalanabilirdim.

Yavaş yavaş kağıdımda yazanları sınav kağıdıma geçirmeye başladım. 

O da nesi ? Silgisinin içinde kopya mı var ! Şimdi ne demek istediğini anlıyorum...

Çocuk tam bir çakal çıktı iyi mi. İsmi neymiş çaktırmadan bir bakayım.

Berkin Sönmez ha...

-Berkin-

Bu kız ne yapıyor böyle ? Sıraya oturduğumdan beri aralıklı olarak beni dikizliyor. Sorunlu mudur nedir ! 

Kopyasınıda hazırlamış uyanık... Görünüşte tam bir ineğe benziyor ama şirin kızmış be. Soruları kendi çözermiş gibi bir hali var. Tuhaf bir çelişkiye düşürüyor insanı. Gerçekten tuhaf bir kız. Kağıtları hışırdatmasa bari ! Onun yüzünden ikimizde yanıcaz...

Sınav kağıdımın kenarına "Tuhaf yaratık şu kağıtları hışırdatma !" yazıp kağıdımı ona yakınlaştırıp kolumla dürttüm. Kendi yakalanma derdim yetmezmiş gibi şimdi birde bu çıktı başıma.En iyisi hızlıca kopyaları kağıdıma geçirip sınav kağıdımı vermek olucak.

-Melin-

Tuhaf yaratık mı! Adam gibi uyarsa olmuyor mu yani. Tuhaf yaratık he... Hop kas yığını orada ağır ol bakalım! Bana kimse laf edemez. Şuan senin o güzel suratını pançak pinçik etmek istiyorum. Şimdi sana bir şey demezsem oturduğum yerde savaş çıkarıp herkesi etrafımıza toplayabilirim. Saçlarımla suratıma bir perde indirip suratımı masaya doğru eğdim ve ona yavaşça fısıldayarak "Sınavdan sonra görüşeceğiz kas yığını!" dedim. Kopya çekmeye devam ettim.

-Berkin-

Bu şimdi bana laf mı etti iltifat mı anlamadım.

 Güşümsememe engel olamadan eğilip ismine baktım. Melin Sonsuz sınavdan sonra sonun ben olacağım. Bittin kızım sen !

" Seni küçük kopyacı yaratık sen kim oluyorsunda beni tehdit ediyorsun ha!" dedim.

Gözetmen öğretmen: Kim konuşuyor? Yakalarsam fena olacak!

-Melin-

"Bundan sonra başının belası" dedim ve sıraya "teneffüste-basket sahası" yazdım. Kopya kağıdımı çantama attım. Ayağa kalkıp yol vermesini bekledim. Ayağa kalktı ve "Orada olacağım" dedi. Emin adımlarla kağıdımı verdim. Sınıfın kapısına doğru yürürken bana kaşlarını eğmiş sinirli bir şekilde bakıyordu. Alay eder gibi bir bakış atıp hafifçe gülümsedim.

Aslında ondan gerçekten hoşlanmıştım. Ona kavga etmek yerine bir takım olmayı önerecektim. Saçlarımı dağıttım ve gözlüğümü çıkardım. İnternette onun hakkında ufak çaplı bir araştırma yaptım. Teneffüs zili çaldığı gibi basket sahasına ineceğim. Beni görünce suratının alacağı ifadeyi çok merak ediyorum...

Hacker Kız ve HilekarWhere stories live. Discover now