8.Bölüm

848 64 16
                                    

Saatler Önce

Hazan ağlamaktan kızaran gözlerine baktı aynada dağılan saçlarına elini yavaşça boğazına götürdü acıyordu.Burukça tebessüm etti aynadaki yansımasına 'seni seviyorum'demişti biraz önce yerde otururken.İlk defa sesli söylemişti kendi bile farkında değildi aşağıda delirmişti oda da teslim olmuştu ağzından çıkmıştı o mucizevi iki kelime 'seni seviyorum.'

Ece alkış yaparak basamakları inerken Sinan'da onu takip ediyordu.

"Abi sen nasıl bir insan oldun?" dedi şaşkınca.Abisi soğuktu yıkılmaz duvarları vardı ama bu kadarı fazlaydı.

"Ece şimdi değil!" dedi Yağız yaşadıkları Hazan şimdi de Ece artık sabrı yoktu.

"Ne zaman peki abi ?" dedi Ece sitem dolu sesiyle. "O kız sadece senin yanında olmak istiyor sadece-"

"Ece!" dedi Yağız masmavi gözlerini irice açıp kardeşine baktı.Ece kısa bir an Yağız'ı süzdükten sonra hızlı adımlarla yukarı çıktı. Sinan sessizce en yakın arkadaşına durmuş bakıyordu. Yağız kendini koltuğa atarken konuştu.

"Çok kırdım" dedi çaresizce bakışları Sinan'ı bulduğunda Sinan sadece kafasını salladı bir süre sessiz oturduktan sonra Sinan oturduğu koltukta biraz öne gelip konuştu.

"Oğlum o kız sana bir şeyler hissediyor" dediğinde Yağız bakışlarını masaya dikmiş öylece duruyordu. Aralarında bir sey vardı biliyordu.Ne yok ne var bu hisler ama içlerinden akıp giden şey onları altüst ediyordu. Sinan yavaşça yerinden kalkıp Yağız'ın omzuna vurdu.Yağız kapının kapanma sesiyle kafasını geriye atıp ofladı.O kadar yorgundu ki odasına cikicak hali bile yoktu.Alkolün verdiği etkiylede gözlerini kapar kapamaz uykuya teslim oldu.

"Abi!"

"Abi kalk!" Yağız Ece'nin sesini duysa da kendini toparlayıp gözlerini açamiyordu.Ece abisini bu kez daha sert dürttü.

"Hazan yok!" dediğinde Yağız hızlıca doğruldu.Boynun acımasıyla eliyle boynunu tutarken panikle konuştu.

"Nasıl yok?"

"Ece sana soruyorum!" dediğinde Ece sinirle konuştu."Ben nerden biliyim abi kızı gidicek kadar kırmışsın düşün" Yağız sinirle oflarken bir andan Telefonuyla Hazan'ı arıyordu.

**
Hazan sahil kenarında banka oturmuş denize bakıyordu en son denizi nerde görmüştü nerde onun rahatlığını huzurlugunu hissetmişti ? Ah evet Yağız da dolan gözleriyle burukça gülümsedi.İçini alev alev yakan adam için göz yaşı döküyordu.Kendine kızgındı onu sevdiği için ama çaresizdide hiçbir zaman onun olamayacak birine tutulmuştu bir gecede hayatini kurtaran ve bir gecede kırıp yıkan bir adam olmuştu.Telefonun sesiyle irkildi. Derin bir iç çekti Hazan cebinden telefonunu çıkarıp ekrana baktı. 'Yağız' bu kaçıncı arayisiydi bilmiyordu.Telefon sesi susarken titreşim sesiyle tekrar ekrana baktı Hazan.

"Aç şu telefonu!" Hazan alayla güldü.Dün gece nasil bir enkazın altında bıraktığının farkında değildi her gece başka duygularla yatıyor her sabah başka uyanıyordu Yağız dengesini bozuyordu yoruyordu.Derin bir nefes alıp gözlerini tekrar denize dikti.Kafasini iki yana sallayıp telefonun ekranını açıp Yağız'ı aradı.

"Nerdesin sen Hazan!" Hazan Yağız'ın yüksek çıkan sesinden dolayi telefonu biraz kulagindan uzak tuttu.Yağiz'ın sesi normal düzeye indiğinde telefonu yaklaştırdı.

"Nerdeysen hemen gel kafayı yedim " dedi Yağız yorgunca.Hazan gözlerinden akan yaşlara aldırmadan gözlerini sıkıca yumdu elini ağzıyla kapattı hıçkırıklarını onun önüne sermicekti.

Hayat-ı OlmazımWhere stories live. Discover now