41.Bölüm

7.8K 501 169
                                    

"Ulan gözümün önünde flört ettin Uğurla! Ne yapmaya çalışıyorsun sen Barış?!"

Barış çatılmış kaşlarını çözerek havalandırmıştı. Elleriyle yüzünü ovuşturduktan sonra derin bir nefes verdi.

"Efe ne diyorsun sen?"

Gayet sakin bir sesle konuşması sinirimi yatıştırmak yerine daha fazla körüklüyordu.

"Ne diyorum? Diyorumki, Uğura neden öyle davrandın? Saçma değil mi sencede?"

"Sen gözlerini ondan ayırmadığın için olabilir mi?!"

Benim söylediğime karşılık olarak bağırarak bunu söylemesi gülmeme neden olmuştu. Tabiki, bu mutluluğun ve ya komik bir şey söylemesinin neden olduğu bir şey değildi. Sinirin körüklediği bir gülmeydi.

"Ben gözümü ondan ayırmadığım için mi sana dokunmasına izin veriyorsun? Bunun için mi ona dokunuyorsun, gülümsüyorsun, abuk sabuk konuşuyorsun? Canımımı yakmaya çalışıyorsun Barış?"

"Efe?"

Uyarırcasına ve aynı zamanda merhamet barındıran sesiyle konuştu.

"Canını yakan ne? Uğura dokunmam mı?"

Cevap vermeden gözlerine bakmayı devam ettirdim. Benden cevap gelmediğini gören Barış elimi tutarak kendi konuştu.

"Uğuru hala kıskanıyor musun?"

Gözlerimi kapatarak yutkundum. Cevap vermek için gözümü açmam gerektiğini düşündüğüm halde açmadım. Gözlerine bakarak içimdekileri söyleyemezdim. Gözlerindeki o acıyı ve ya kırılmışlığı görmek istemiyordum.

"Evet, hayatımdan çıkaracağımı söyledim ama bu öyle kolay bir şey değil. Bir anda içimden söküp atamam. Yapamam Barış. Ona dokunmayı, kokusunu hissetmeyi, onunla konuşmayı, beraber zaman geçirmeyi özlüyorum. Benim gözlerimin önünde ona dokunman canımi yaktı. Ben bunu istediğim halde yapamıyordum ama sen hiçbir şey olmamış gibi ona dokunuyordun."

"Efe."

Adımı duymamla yüzümdeki elini hissetmem aynı anda olmuştu. Gözlerimi usulca açarken Barış parmaklarını yüzümde gezdiriyordu.

"Benim ona dokunmam canını bu denli yakıyor, anlıyorum seni. Senin tarafından bakınca olaya bana sinirlenmen bile normal olabilir ve bunu anlayabiliyorum ama her gün Asu ona senin gözlerinin önünde dokunuyor zaten. O zaman Asuyada bu tepkiyi ver. Neden vermiyorsun?"

"Bu ne şimdi? Ne demeye çalışıyorsun?"

Aniden onu iterek kendimden uzaklaştırmama rağmen hiçbir tepki vermeden yeniden bana yaklaştı ama bu kez bana dokunmuyordu.

"Sence?"

"Ne yani? Bunu Asuya söyleyecek cesaretim yok mu? Bunu mu söylemek istiyorsun?"

Kafasını hafif bir şekilde olumsuz anlamda salladı.

"Cesaretinin olmaması daha iyi aslında."

"Barış ne yapmaya çalışıyorsun? Sabrımı mı sınıyorsun sen?"

Benden uzaklaşarak arkasını bana çevirdi ve elleriyle hafif bir şekilde saçlarını karıştırdıktan sonra yeniden bana baktı.

"Sana aşığım. İnan bana senin için her boku yaparım. Her şeyi yaparım Efe. Seni mutlu görmek için elimden gelenin fazlasını yaparım. Sadece mutsuz olmanı görmek istemiyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum işte. Çaresizim işte oğlum. Ne yapayım anasını satayım adam hetero. Nasıl homo yapayım onu? Ne yapmam gerekiyor Efe?"

Omuzlarını çaresizce düşürüşü kalbimin tam ortasına bir acının saplanmasına neden olmuştu. Ne yapmam gerektiğini bilmediğim için sarıldım. Şu an onun için sadece bunu yapabilirdim.

Ellerinin hala belimi bulmaması afallamama neden olmuştu. Ondan biraz uzaklaşarak ne olduğuna bakmak istemiştim ama Barış öylesine duruyordu.

"Barış iyi misin?"

"İyiyim, sadece bana acıman koydu biraz."

Aniden değişen ruh hali şaşırmama neden olmuştu. Ellerimi tamamen ondan çektiğimde hafif bir şekilde gülümsedi.

"Barış, iyi olduğuna emin misin?"

Kafasını olumlu anlamda salladığında bende onunla aynı andan kafa sallamıştım.

"Bir gün bu ani ruh değişimlerimin işe yarayacağını söyleselerdi inanmazdım herhalde."

"Ne?"

Sadece bunu sorabilmiştim. Şu an Barışın neler hissetiğini, ne söylemek istediğini bir türlü anlayamıyordum.

"Uğuru bir kaç dakikalık unuttun işte. Kafanı başka bir şeye yordun."

Kafamı sallayarak güldüğümde oda bana eşlik ederek gülmüştü.

"Bu arada. Az önce söylediğin şey tamamen saçmalıktı. Ben sana acımadım, acımamda zaten."

Bana yeniden yaklaştığında göz kırparak fısıldadı.

"İyi olur."

Elini sağ yanağıma yerleştirdiğinde kendime engel olamamış ve gözlerimi kapamıştım. Parmaklarıyla yanağımı okşadığı zaman hiçbir tepki vermeden öylece kalmıştım. Bir kaç saniyelik sürenin ardında sol yanağımda hissettiğim dudaklarla gerilmeme rağmen bunu ona hissettirmek istememiştim. Hiçbir tepki vermemek için direndiğim halde sesli bir şekilde yutkunmama engel olamamıştım.

Benim bir şey yapmamama karşılık kulağıma doğru fısıldadı.

"Teşekkür ederim. Engel olmadığın, kötü tepki vermediğin için teşekkür ederim. Hayalinden daha fazla iyi hissettiriyormuş."

Siz söylemeden ben söyleyeyim. Bölüm yine kısa oldu malesef. Özür dilerim bunun için.
Seviliyorsunuz❤

ÇaresizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin