幸福

2.3K 160 26
                                    

Sabah gözlerimi kapımın çalınmasına açmıştım, kim olabilirdi ki? Ev sahibi evde bir eşyasını unutmuş olmalıydı. Kapı deli gibi çalarkan yatak odamdan bağırdım.

"Geliyorum!"

Zar zor tekerlekli sandalyeme bindikten sonra hızlıca kapıya doğru yönlendirdim.

"Kimsiniz?"

"Teslimat."

Teslimat mı? Kapıyı açtım. Kapıda duran kişi hiçbir şey demeden içeri girdi.

"İnsanlar saf değil mi Song Ah? Sen de öylesin. "Teslimat" bu cümleye genelde inanmazlar."

Baştan aşağı siyah giyinmiş 20'li yaşlarda biriydi.

"Kim olduğunu bilmiyorum ama derhal evimden çık!"

Elini cebine götürdü, korkudan ellerim titrediğinin; kalbimin hızlandığının, nefes alışverişlerimin sıklaştığının farkındaydım.

Elini cebinden çıkardı ve telefonunu açtı, telefonum yatak odamda kalmıştı ve çığlık atsam kimse beni duymazdı. Bana bir şey yapmasından korkuyordum. Telefonunu açtı ve bana doğru uzattı.

Elindeki telefonu korkarak aldım, ekrana baktığımda iki kişinin fotoğrafı vardı. Birinin evime gelen şahıs olduğunu anlamam uzun sürmedi. Diğeri ise.. Bendim. Saçlarım şuankinden kısa, ama hiç olmadığım kadar mutlu gözüküyordum.

"Hiçkimseyi hatırlamasan bile, beni hatırlamanı beklerdim."

"Sen.. Erkek arkadaşım mıydın?"

Gülerek cevap verdi.

"Hayır Song Ah, senin okuldaki tek arkadaşınım, aynı zamanda da bir nevi kardeşiz. Ailen beni çok küçükken sahiplenmişti"

"Sana güvenmiyorum."

"Aslında tek güvenmen gereken insan benim."

"Nasıl kendinden bu kadar emin olabiliyorsun?"

Sırıtarak koltuğa doğru zıpladı ve oturdu. Ayaklarını masaya uzatıp televizyonu açtı.

"Kime güveneceksin? Jungkook'a mı? Yoksa Lee In Ah'a mı?"

"Sen.. Sen onları nerden tanıyorsun?"

"Onlar bizim düşmanımız, unuttun mu? Doğruya.. Hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi?"

"Bak.. Hayatımda daha fazla heyecan istemiyorum, saçma işlerinize beni dahil etmeyin."

"Bana inanmayacağını bildiğim için sana küçüklük fotoğraflarımızı göstereceğim."

Elindeki birkaç fotoğrafı bana uzattı.

"Burdaki kişinin ben olduğumu nerden bileceğim?"

"Sınırlarını zorlama istersen? İnanmak istemiyorsan sana kalmış, gidiyorum ben."

Ayağa kalktı.

"Hey! Hey! Tamam dur. Annem veya babamın fotoğrafı var mı?"

"Hayır, hepsini yaktım."

"Onlar.. Neredeler? Biliyor musun?"

"Sonunda bu konuya geldin. Song Ah, onlar sadece seni değil, beni de terk ettiler."

"Cidden.. Neye inanmalıyım bilmiyorum."

"Seninle bir anlaşma yapalım?"

'Ne?' dercesine ona baktım.

"Beni küçükken terkeden ailemi bulmak istiyorum, sende seni komadayken terk eden aileni. İş birliği yapalım."

"Nesin sen? Casus falan mı? Nasıl bulacağız onları?"

Incompatible.Où les histoires vivent. Découvrez maintenant